Zamanında “olağanüstü hal” ilan edin dedik, faşist demeye kalktılar.
Seçimden beri Güneydoğu ve Diyarbakır yanıyor, Rus füzesi kadar gündem oluşturmuyor.
Mahalle mahalle sokağa çıkma yasağı ilan ediyorlar.
Ama kahpe içeride olunca kapı kilit tutmuyor!
Sur’u kurtarılmış bölge ilan etmişler kendilerince, cami yakıyor, okulları ateşe veriyorlar.
Hendekler, roketatarlar, keleşler, Molotoflar gırla…
Mardin-Nusaybin’de çatışma sürüyor, PKK’liler öldürülüyor, PKK’ye karşı çıkan halkın evleri işaretleniyor.
Şırnak’ta yine şehitlerimiz var.
Türk devleti ile aklını bozmuş devşirme Kürtçü HDP’li Yüksekdağ, tam da "Kurşunlu Camii'yi devletin helikopterleri bombaladı" dediği sırada yayınlanan caminin havadan çekilmiş görüntülerinde PKK’li teröristleri görülmez mi?
Amma nerede utanacak yüz?
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde DBP üyelerinin KCK'ya gönderdiği mektuplarla teröristlerin şehir merkezine indiği istihbarat raporlarına yansıdı. Raporda şehir merkezine giren ve burada vatandaşlardan destek alamayan PKK'lilerin bu kez parti meclis evlerinde kayıtlı bulunan 18-24 yaş arasındaki gençleri belirlediği, Diyarbakır'dan yaklaşık 150 gencin Suriye'nin Ayn-el Arap (Kobani) kentine gönderilerek eğitime alındığına da yer veriliyor.
İstihbarat raporunda eğitim verilerek terörist olarak yetiştirilenlerin 20 günlük eğitime tabi tutulduktan sonra kente gönderilmek üzere yola çıkarıldığı ve kaçak olarak Türkiye'ye giriş yaparak Diyarbakır'ın Sur ilçesine yerleştiği anlatılıyor.
Aptal tatlısu solcularının barajı aşması için yırtındığı HDP/DBP, bölgede elinden gelen fitneyi yaratıyor, kimi terörist cenazesinde kimi teröriste kalkan olmak için hendeklerde…
DBP’li belediyeler PKK’li yuvası…
Kadınları bile kullanıp uygulanan sokağa çıkma yasağını protesto ettirmek bahanesiyle yeni olaylar yaratıyorlar.
Bitmiş bir terörü kahrolası bir oy uğruna milleti etnik ötekileştirmeye tabi tutan iktidar şimdi milliyetçilik havaları atıyor.
“Analar ağlamasın” masalı “milleti ağlatır” hale geldi.
Çözüm süreci, Kürt meselesi diye yollara çıkanlar şimdi sarayda muhtarlara, Diyarbakır'da yakılan camiyle ilgili PKK'ya Mehmet Akif Ersoy'un İstiklal Marşı'nda bulunan bir dörtlük okuyarak tepki gösteriyor:
"Ruhumun senden, İlâhî, şudur ancak emeli
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar ki şahadetleri dinin temeli-
Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.”
Türk milliyetçileri aylardır uyardı, faşist dediler, ırkçı dediler, şimdi Akif’i okuyorlar.
Havuzun tasmalı medyası yapılan asker ve polis operasyonlarını öve çve bitiremiyor.
Ama…