12 Eylül zulmünden 36 yıl sonra gerçekleştirilen ihanet teşebbüsü…
Karanlık, din kisveli, bölücü, devlet ve hükümet düşmanı bir alçaklığın eseriydi…
Alçakça “Yurtta Sulh tatbikatı” demişlerdi…
O gecenin kilit noktası, Balgat’taki kaleden Bozkurt gibi gürleyen Devlet Ata’nın “Demokrasinin ve iktidarın yanındayız!” açıklamasıydı!
Marmaris’ten İstanbul’a giden Erdoğan’a Devlet Bey ile güvence veren 1.Ordu Komutanı’nı da hatırlayalım…
Olanı biteni artık herkes biliyor, ayrıntıya girmiyorum…
*
Yıllarca devletin her kademesine sinsice sızan bu “kahpe örgüt”ün elemanları, milletin tankları ile millete ateş açacak kadar gözü dönmüş hainlerdi…
ABD, İngiliz ve Alman’ın filizlendirdiği, çete başı alçağı hala ABD’nin koruduğu FETÖ’yü Türk düşmanı BAE bile desteklemişti!
Her şerde bir hayır vardır ya, 15 Temmuz sonrası sistemin de zihniyetlerin de değişimine vesile oldu…
Yıllardan beri sahte bir din sömürüsü altında palazlanan FETÖ ve çetesine Bahçeli’nin yaklaşımı FETÖ’yü MHP ve Bahçeli düşmanı yapmaya yetti…
Devlet Bey’in “Çetenin siyasî ayağı” ısrarı boşa değildir…
Henüz iktidarı kemiren ve Erdoğan’ın ayağına sıkan, Y-CHP/İP/SP/HDPKK üçlüsünü yöneten kripto siyasî ayaktır!
“Çetenin yaktığı mazlumlar”ın adaleti sağlanmalıdır…
“Baro örneği”ndeki gibi millî irade oldukça her şeyin üstesinden gelinir…
Bizim bilmemiz ve tedbir almamız gereken budur!
*
Ruhları sömürülmüş insanların Devlet Ata ve MHP üzerine kumpasları geri tepince, İP’in Topuklusu ve Y-CHP’nin Dersimli Kemal’i üzerinden tezgah sürdürülmek istenmiş, başarılamayınca İngiliz Şövalyesi Gül, Serok Ahmet, Samanpazarı şövalyesi Bebecan ve AKP içindeki kriptolara rol biçilmiştir…
Tayyip Bey’in parti içindeki dengelerini bilmiyoruz ama “yalnız” olduğunu biliyoruz…
Erdoğan ve AKP, MHP ve Bahçeli’ye düzenlenen komplonun aynısıyla karşı karşıyaydı…
Millet sokakları hiç boş bırakmadı…
Ve her şey 7 Ağustos 2016’da yapılan dev “Yenikapı Mitingi” ile değişiverdi!
*
“Yüce Türk milleti!” nidasıyla başlayan ve çok önemli bir konuşma yapan Devlet Bey, “Cumhur İttifakı”nın temellerini atmıştı bile…
Saflar netleşti…
“Kontrollü darbe” lâkırdıları içinde Y-CHP’yi HDPKK’nin kuması yapan Dersimli Kemal, bundan sonrası hep iktidarın karşısında oldu, terörist PKK’yı ve siyasî işbirlikçisi HDP’yi koruyup kollamaya, sistemi baltalamaya, Mehmetçiğin bütün operasyonlarına ve devletin Suriye, Irak ve Libya’daki millî girişimlerine karşı çıkmaya devam etti, “Yenikapı ruhu”nun karşısına “Zillet ittifakı”nı dikmeyi sürdürdü…
Yerel seçimlere bile yalanla karartılmış kirli ittifaklarla girdi.
“Önce ülkem ve milletim” diyen Ülkücü Hareket’e sürekli iftira, yalan ve kişiliksiz politikalarla çağrı yapmaktan bile utanmadı!
Şimdilerde “iktidara gelirlerse(!) Ayasofya’yı tekrar müze yapacaklarını” söyleyecek kadar ar damarları çatladı!
*
Bir virüsün dünyayı inim inim inlettiği zor dönemlerde bile milleti aldatmaktan ar etmeyen bir kitle ile karşı karşıya halk…
15 Temmuz sonrası ülkemizin ve sistemin evrildiği noktada, aktif rol oynayan Türkmen Beyi ve vatanin milliyetçi vatansever evlatlarının cansiperane mücadelesini asla unutamayız…
“Âlim ve hoca görünümlü terörist”in hâlâ Pensilvanya’dan aldatılmış, beyinleri yıkanmış zavallılar için “ümit aşılama kampanyaları”nda başrolde olan siyasî ayağın tez zamanda açığa çıkarılması ve gereğinin korkusuzca yapılması elzemdir…
Önümüzde bizi “Türk Asrı” bekliyor…
Atlatılan badire büyüktür ve mücadele devam etmeli, AKP ve MHP yakındaki büyük kurultaylarda yeni ufuklara yelken açmalıdır!
Yıldönümünde aziz şehitlerimize rahmet, gazilerimize sağlık diliyorum…
Cumhuru ve sistemi korumak, arınmak ve bu asil milleti yüceltmek zorundayız!