Bahçeli kırık yılda bir TV’de konuşuyor, pir konuşuyor.
“Düdüklü tencere” diyor, “Toros” diyor, “Beşinci parti” diyor.
“Kuzu kuzu değil bozkurt gibi giderim” diyor...
“Ak troller kimi överse partiden ihraç ederim” diyor...
“2 Kasım’da Bahçeli partinin başında olur” diyor.
“Kendine güvenen büyük kurultaya gelir” diyor.
“En demokrat parti MHP’dir” diyor.
“PKK terör örgütü değildir diyen herkes PKK’lidir” diyor.
“Bombalar AKP’nin oylarını artırıyorsa, her eylemin ardında AKP var demektir, bundan sonraki eylemlerin sorumlusu Serok Ahmet’tir” diyor.
Eğer millet, bunca açık seçik açıklamaya rağmen, Bahçeli’yi ve MHP politikalarını hala anlayamamışsa denecek bir şey kalmıyor.
Bahçeli, net, “fakat” ve “ama” demeden konuşuyor.
Berrak... Rahat... Kendinden emin...
O konuştukça gündem oluşuyor.
Haydeeee, ortalık karışıyor.
Meşhur milyon Ali de durumdan kendine vazife çıkarıp “Böyle giderse MHP ikiye bölünür” açıklaması yapıyor.
İzmir gibi 13 yıldır ihmal ettikleri yerden iktidarın ve AKP’nin bütün gücüyle yerel seçime asılmış, seçilememişti, şimdi vekil olacağım diye yırtınıyor.
“TT virüsü” ile MHP’den yaprak kımıldatamayınca başka dolap peşine düşmüşler anlaşılan...
O kadar çaresizler ki, gençler için “çöpçatanlığa” bile soyundular...
Partiden bir yaprak daha düşürebilir miyiz diye çırpınanların Akşener, Ogan gibi isimleri sık sık gündeme getirmelerinin faydası olmadığını artık anlamaları gerek...
Parti iyice kenetlenmiş, seçim kazanmaya kendini endekslemiştir.
MHP’deki sessizlik, yakındaki bir patlamanın habercisidir.
Millet, patlamaya hazır düdüklü tencereye dönmüştür ve patlama sesini 1 Kasım’da sandıkta duyacağız!
Şu “Toros” hikâyesinin uyuşturucu trafiği ile açıklanması hayatın gerçeğidir.
Bahçeli, tasmalı medyanın unutturmaya çalıştığı uyuşturucu belasını gündeme taşımıştır. PKK, uyuşturucu, sigara, silah, mazot ve insan kaçakçılığı ile varlığını sürdürmektedir.
Memleketin pazarlarında kaçak sigara pazarlanmaktadır.
Kara para aklayan uyuşturucu baronları, iktidardan beslenen rantiye müteahhitleri, kamu kaynaklarından zengin olan görgüsüzler ordusu, bir yerlerde PKK ile buluşmaktadır.
Ülkedeki sosyalist, komünist örgütler PKK ile işbirliği içindedir. DHKP-C, MLKP, PKK, IŞİD işbirliği bilinmeyen bir konu değil...
Oslo’da başlayıp ihanet noktasına varan çözüm süreci, bir yıldır süren seçim hengamesi, ekonomik ve sosyal kıskaçta olan milleti patlama noktasına getirmiştir.
Tarafsızlık yemini eden RTE’nin AKP Genel Başkanı gibi davranması, israf sarayını millete mal etmesi, medyanın sesini kısmaya kalkması, yolsuzlukların örtbas edilmesi, terörün tırmanması, önüne gelene bağırıp çağırması, muhalefete çıkışması düdüklü tencerenin basıncını artırıyor.
İşte Bahçeli’nin RTE’nin sözleri için, “Eğer sen "kuzu kuzu gelecekler" diyorsan millet bana yetki verirse bozkurt gibi kaçak saraya girer gerekeni yaparım.” cevabı da oldukça nettir.
1 Kasım’da da patlama noktasındaki Türk milleti ve Ülkücü Hareket net cevabını verecektir.
Mustafa ÖNDER
[email protected]