Anlaşıldı ki siz hiç değişmeyecek, siyaset arenasının kumpaslarını kurmayacaksınız.
Yalanın, ihanetin, yolsuzluğun sarmalı içindeki partinin onca iftirasına, partiye sıvamaya çalıştığı çamura rağmen...
Sadece ve sadece Davutoğlu’na o odada verdiğiniz “söz” yüzünden, bütün milletin bilmesi gereken “o odadaki ‘Davutoğlu’nun düşünce’lerini” açıklamadınız...
Onları açıklasanız kıyamet kopacaktı eminim...
Dürüstlüğün bu kadarına pes denir!
Lakin...
21. yüzyılda Türk siyasetinin kirli pazarını değiştiremez, halkın alışık olmadığı bu tavrınızla MHP’ye oy toplayamazsınız!
Tamam, tam bir “devlet adamı”sınız...
Ama karşıdakilerde yalanın, dolabın, kumpasın bini bir paraya...
Şahsî menfaatleri, siyasî ikballeri için doksan takla atıyorlar.
“Azınlık hükümetine, tekrar seçime hayır dedik” açıklamanızı anladık da...
“O odada” sarfedilen sözlerin açıklanmamasını rica edip basın açıklamasında MHP’nin koalisyondan kaçtığı iftirasını atabilen bir zihniyetle, bu dürüstlükle mücadele edemezsiniz!
“Bilge adam”a yakışan sözlerinizi umarım millet anlamıştır...
RTE’yi programa sokmamanız akıllıca idi, yapılması gereken onu unutturmaktır!
Bir tek şey hafızalara kazındı: “Bahçeli zor ağlar!”
Fotoğraf olarak da o siyah çantadaki evrak belleğimizde...
Bu dandik medyanın mercek altına tuttuğu o siyah çantayı, bir öğrenci gibi açıp dosyaları göstermeniz bile tabii idi.
Bu “fırsat”, Davutoğlu veya Kılıçdaroğlu’nda olsa idi, tam bir gösteriye dönüştürürlerdi.
Hangi 6 bakanlığı istediğinizi bile açıklamadınız, neden?
Yalanın katmerlisini söyleyen AKP’li Davutoğlu’nun “MHP istemedi” açıklamasından önce, “15 Ağustos’ta erken seçim kararı alıyorlar, 17 Ağustos’ta da laf olsun diye MHP’ye koalisyon ziyareti yapıyorlar” sözlerinizi iyi vurgulamadınız.
MHP ünlü 4 şartını sürünce, cumhurbaşkanı, yolsuzluk ve çözüm meselelerinde iş tıkanıyor... Yani Cumhurbaşkanı koalisyonu kurdurmuyor!
Ama “o odada söyledikleri” başka... Devlet Bey de söz vermiş, açıklamaz!
Sonrası malûm... Diğer partilere ortak deklarasyon çağrısı...
Bahçeli kabul etmeyince de “Mr. No” algısı çalışması...
Ankara’nın göbeğinde patlatılan bomba...
İstihbarat zafiyeti...
AKP’ye transfer Tuğrul meselesi, “bir süre dinlenecek” Akşener olayını anlamıştır millet. “Bahçeli düşmanlığı” için “Ülkücü Kurultay iradesi”ni göstermeniz iyi bir dersti.
Bu dürüstlüğünüzün sıkıntısını taşrada çalışan adayların yaşadığını çok iyi biliyorsunuz. Bile bile bildiklerinizi de açıklamıyorsunuz.
İyi, tamam da bu halkı bu kadar “akademik açıklama”larla ikna edemiyorsunuz ki?
IŞİD için “ilahiyat fakültelerindeki hocaları” göreve çağırıyorsunuz, Diyanet’teki kumpası ve yolsuzlukları anlatmıyorsunuz. “Din zarar görmesin” diye bunları göz ardı edemezsiniz, yapmayın lütfen!
Bu Türkiye’yi uçuruma sürükleyen iktidarın arka bahçesi Diyanet ve İmam-Hatiplerdir, neden üzerine gidip bir “mütedeyyin” olarak eleştirmiyorsunuz?
Sorduğunuz meşhur şu beş soruyu tekrarlayıp ucundan kıyısından azıcık çıtlatsaydınız ne olurdu? Bildiklerinizi hangi vakte saklıyorsunuz?
Israrlı “koalisyon” sorusuna direkt “iktidar istiyorum!” cevabı yerine “4 şartımı kabul edenle hükümet kurarım” demekle, “1 Kasım’da koalisyon var” algısı tuzağına düşmedik mi?
Ah Devlet Bey ah, dinlediğiniz şarkıcıları açıklasanız kıyamet mi kopardı?
Bunca kaosun içinde “oturup Ferdi dinleyerek” mi dinleniyorsunuz yani? Hiç mi hobiniz yok, hiç mi gittiğiniz bir film yok, Datça’daki yazlığa en son ne zaman gittiniz, bu kadar sır, bu kadar ketumluk niye?
Elinizde, arşivinizdeki milleti ilgilendiren belge ve fotoğrafları canlı yayınlarda neden deşifre etmiyorsunuz Allah aşkına? Bu ters algı nasıl yaratılacak başka türlü?
Allah aşkına Devlet Bey, gelecek canlı yayında açın bazı dosyaları, açın!
Gelecek yayında Milliyetçi Hareket’i heyecanlandıracak bir müjde, bir bomba söz bekliyoruz. Anlayın...
Bakın MHP yüzde 22’lerde, AKP yüzde 39’u geçemiyor, CHP ise yüzde 26’larda, gelin aşın şu çıtayı!
Bu kadar dürüstlüğe pes doğrusu!
Mustafa ÖNDER
mustafaonder35@gmail.com