Havuz gülü Sabah dün yazıyor.
Hükümet, “Özyönetime yasal neşter” vuracakmış! Büyükşehir Belediye Yasasını değiştirecekmiş, İl Özel İdareleri yeniden kurulacakmış, itfaiye merkezi teşkilata bağlanacakmış!
Hele Hilal Kaplan denen yazarı var ki, başına taş düşmüş: Halkın PKK’ye isyan bayrağı açtığını yazıyor ve Kürtçü Selo’yu eleştiriyor. Eh günaydın!
Türk milliyetçileri yıllarca ‘çözüm’den vazgeçin dedi, ‘Büyükşehir kanunu’ eyaleti ve bölünmeyi getirir, vazgeçin dedi, PKK ile ‘müzakere değil mücadele edin’ dedi.
İşi ‘Dolmabahçe mutabakatı’na vardırdınız, şaşaalı pozlar verdiniz, içinde “özerklik” de vardı, şimdi onlara “hain” diyorsunuz, bu nasıl bir gaflettir?
Uzun uzun yazdık, oynanan oyunları anlattık, oy hırsınız her şeye engeldi, eşkiya rahat rahat silahlandı, kadro kurdu, dağdan şehre indi.
Kongrelerinde, mitinglerinde parti flaması ve Türk bayrağı dışında PKK bayrakları açıldı, PKK propagandası yapıldı, savcılar göreve dedik, görev yaptırmadınız.
PKK’nin İmralı’daki elebaşını siyasileştirdiniz, HDP’ye istediği gibi Kandil’e gidip gelme fırsatları verdiniz.
MHP, size “olağanüstü hal ilan edin” dedi, faşistlikle suçladınız. Takiye yaparak sokağa çıkma yasağını polisle yürütmeye çalıştınız, karşınıza göz yumduğunuz roketatarlar çıktı, çaresiz askere başvurdunuz…
Yüzde 49,5’a ulaşınca Başkanlık sistemi aşkına “çözüm”ü buzdolabına kaldırdınız, belli ki al gülüm-ver gülüm pazarlığı ile Başkanlık ve özerklik gündeme gelecekti…
Şimdi alıştıra alıştıra gelinen noktada başarınızı alkışlayabilirsiniz.
Dinlemediniz, güç gözünüzü bürümüş, başkanlık hırsınız aklınızı başınızdan almıştı.
Taşları bağlayıp salıverdiğiniz itler, Kürdistan ilanına heveslendiler.
Modern Kürt Teali Cemiyetinin tarihi ihaneti yine zuhur etti.
Dangalak medyanın şişirdiği Kürtçü Demirtaş, gemi azıya alıp isyana bayrak açtı.
Daha dün TBMM’de “Türk milleti” adına güya yemin etmişti…
O, aklı evvel kahpelerin “Türkiye partisi” diye milleti kandırdığı, “Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı adayı” olarak pazarladığı HDP’nin genel başkanı…
“Katil devlet” diye bağırıyor Kürtçü Selo ama Kürtler o devletin batı illerine göç ediyor!
Bir ABD’deki üst akılla bir de Rusya’daki ağabeyleriyle görüşüp geldi, zincirinden kurtulmuş dana gibi oraya buraya saldırıyor…
Türk jetleri geliyor diye Süleymaniye’den kaçıp geldiğini unutmuş…
Diyarbakır’da toplanan ihanet çetesinin aldığı bölme kararlarını küstahça dayatıyor.
Sokaklarını entarili, maskeli korkak kahpe çocuklarının delik deşik ettiği Diyarbakır’da efeleniyor. Kendi halkına belediyelerin hizmet etmesine, esnafın ticaretine, çocukların okula gitmesine izin vermiyor.
Entarili maskelilerin kendi halkına karşı destan yazdığı nerede görülmüş Selo?
Eşkiyanın dünyaya hükümran olduğu vaki midir?
AKP’nin şuursuzca oraları değneksiz kalmıştı, taşları bağlayıp itleri salıvermişlerdi, şımardılar.
Şimdi sahibine saldırıya geçiyor.
Malatya’da kuduran soysuzları ve Niğde’de örgütlediği beyinsiz PKK’lileri Ülkücülerin elinden polis zor kurtarmış…
Sabrımızı çok zorladılar, hukuk, anayasa, kanun tanımaz oldu, gerçek yüzünü nihayet gösterdi, sözde Kürdistan isyanının ateşinde yanacaklar…
Bu topraklarda hainler hiç gülmemiştir, akıllarını başlarına almalılar…
Bu topraklar tarihte Türktü, Türk kalacaktır. HDP adına horozlanan devşirmelerin kaçı Kürtçe biliyor; ya Ermeni, ya DHKP-C’li, ya da MLKP’li… Onlar hiç masum Kürt vatandaşlarımızın yanında olmadı ki… Rusun, İngilizin, Yahudinin oyuncağı oldular hep…
Kahpe, ikiyüzlü, sahtekâr ve emperyalist güçlerin taşeronudurlar, demokrasi ve hürriyet istekleri palavraydı, anladı bunu Kürt kardeşlerimiz, anladı millet…
Kendi halkı bile yıldı zulümlerinden, batıya kaçıyorlar; zaten Kürt vatandaşların dertleriyle, işiyle aşıyla hiç uğraşmadılar, sadece PKK ve bebek katilinin derdindeydiler.
Onları bebeleri ya yurt dışında ya özel okulda, dansöz oynatıp keyfe bakıyor, Bodrum’da kaçamağa gidiyor, Kürt çocuklarını dağlarda, hendeklerde kırdırıyorlar!
Bir gün olsun, “PKK terör örgütüdür, kınıyoruz” demedi, diyemezler; çünkü onunla işbirliği içindeler, belediyeleri yardım ve yataklık yapıyor, vekilleri teröriste kalkan oluyor.
Boşuna kanton düşüne yatmasınlar, entarili eşkiyanın destan yazdığı görülmemiştir.
Bakın hele etekli sanal kahramanlar, bu iş ya hapiste bitecek ya hapiste!
Vardır elbet bu memlekette yiğit savcı ve hâkimler…