EŞŞEKLİK PARAYLA PULLA...

Mustafa ÖNDER

  Müslüman arıların ürettiği(!) “helal bal”ın satıldığı ülkede, pezevenklerin, deyyusların, dalkavukların, etekli dönmelerin, hayâsız ve müfterilerin “adam” sayıldığı devirdeyiz. Biri var ki, yalını iktidar yavşaklığından kazanıyor, yakında Saray’ın “agavat”larından bir olursa şaşmayın! Abazan liberallerin ve iktidarın sütçü beygiri! Hani şu Ferhan Şensoy’un “Hayvan e....n” dediği varlık... Eşşek desem, hayvana hakaret olur, eşek bile değil... “Er” olaydı, sözünü tutar, çoktan Taksim’de eşek gibi anırırdı! Günün 24 saati millete sövmekle mükellef bir liboş... Çirkefin, alçaklığın çukurundaki âdem kılıklı İblis... Genç Parti’nin cazgırlığından AKP dalkavukluğuna evrilmiş kalemşör... Eski Özal ve Uzan dalkavuğu o zamanlar Star’da ne yazıyordu: “...."tesettür defilelerine" bakın, dön dolaş, en kelek, kasaba zevkine uygun cart desenler üreten Divarese eşarpları! (Tesettür örtülerini yapan sinyorlar da katolik üstelik!)... Pek pek, Osmanlı "üç eteğinden" tornistan, kadife üzerine sim işlemeli birtakım kaftan türevleri...” “Adım başı pıtırak gibi ortalığı kaplayan yeni camilere bakın, hepsi, Osmanlı mimarisinin beşinci elden kötü kopyası!” “Kendilerini "Müslüman" olarak tanımlayan yazarların çizerlerin ürünleri, dördüncü sınıf... Şiirler "ilkokul manzumesi" düzeyini aşamıyor, bu akımın öyküsü romanı yok, tiyatrosu inanılmaz derecede ilkel (sahnede tekbir getirip namaz kılmaktan öte bir şey yapamıyorlar...” “Sinemaları var ama temsilcileri Yücel Çakmaklı, Yeşil-çam düzeyinin bile gerisinde bir sanatçı.... O zaman dön dolaş, kefere sermayesiyle Mustafa Akkad'a "Çağrı" filmi çektirmece! Haa bir de, "Hazret-i Ömer'in Adaleti", "Habbabe Hatun", "Seyyit İbni Bilmemne Hazretleri" falan gibi, ancak en cahil, en kafasız, en öküz seyirciye seslenebilecek beşinci de değil, yirmi altıncı sınıf filmler tabii...” Sonra... Cemaatçilere, “Hocaefendi'nin adamlarının himmetiyle eşi boş düşenler, hülleci lazımsa gelelim. Size en güzel cezadır” diyebilecek kadar beyin ameline yakalandı. O sövüp aşağıladığı tayfanın kucağında şimdi Atatürk’e saldırıyor. Yeni Türkiye demokrasisini “Atatürk’e istediğin gibi sövebilme özgürlüğü” diye savunan ahmaklara katıldı, boku ile kavga ediyor! Kaç-Ak Saray kavgasında padişaha çanak tutma yarışına katılmış... Atatürk Orman Çiftliği üzerinden Atatürk’e iftira yağdırıyor, onun mallarından, bankada çıkan paralardan bahsediyor, alçakça millet parasını cukka etmekle suçlamaya kalkıyor! Uşağı olduğu padişahın milyonlarına kılıf düzüyor aklınca, Kaç-Ak Saray’a meşruiyet kazandırmaya çalışıyor. TMSF’nin medya orospusu yaptığı gazetede yazdığı yazıda açık açık “Halifelik Sarayı”na zemin hazırlıyor. Lağım kokan yazıda, “Atatürk, politikayı sevmez, ‘buyurganlık’ yanlısı bir adam” diyen, “federatif ülkeye inanan” Mete Tunçay’ı referans alıyor. Onun çırağı, “Atatürk yeteneksizdi, 5-10 kişiyi yönetemezdi” diyen Cemil Koçak’ı referans alıyor. İşine hangisi yararsa! Ardıç kuşu, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın kurulduğu yer olan Atatürk Orman Çiftliği'nin yerinin Hintli Müslümanların gönderdiği "Hilafet" Komitesi'nin parasıyla alındığını, Ata’nın bütün Türkiye'nin en büyük toprak sahiplerinden ve zenginlerinden biri olduğunu, Kurtuluş Savaşı yıllarında Hint Hilafet Komitesi'nin Ankara'ya yolladığı 600 bin lirayla, eski Mısır Hıdivi Abbas Hilmi Paşa'nın TC uyrukluğuna girerken CHP'ye bağışladığı 900 bin liraya konduğunu yazıyor. 1 katrilyon 370 trilyonluk Kaç-Ak Saray’ın bedelini gölgeleyecek ya, Atatürk gelen paranın 250 bin lirasıyla İş Bankası'nı kurdurmuş. Ve sıkı durun... Türkiye Cumhuriyeti’nin bir paçavraya dönmüş gazetesinde “hilafet”e övgü düzen ahmakça, alçakça, eşekçe bir açıklama: “Bugün yerine Ak Saray yapılan arazinin temelinde Hintli Müslümanlar'ın "Hilafet" Komitesi'nin parasının yatması, tarihin ilginç bir cilvesidir.” Bu lafa dava açacak yürekli bir yargı mensubu çıkar mı? “Koskoca Büyük Önder banka sahibi olur mu, bankacılıkla uğraşır mı? "Koskoca Büyük Önder bira, turşu, yoğurt, ayran, dondurma, beyaz peynir ve kaşar peyniri üretimiyle uğraşır mı?” Adam desen değil, hayvan desen değil, bu yaratığa cevap vermek eşşeğe hakaret olur! Varsın, onu besleyen muhafazakâr/dinciler düşünsün!   Mustafa ÖNDER [email protected]  

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.