Günlerdir yazıyoruz…
AKP Genel Başkanı da dilinin döndüğünce anlatıyor…
Ama yok… Yağdanlıkların anlamaya niyeti yok…
Hala Devlet Beyin birilerinin kirli oyunlarına çomak sokmasına sinirleniyorlar.
*
AKP’nin içine çöreklenmiş kriptolar def edilmedikçe MHP’den daha çoook fırça gelir.
Adam, Yeni Şafak’ın yazarı…
“AKP-MHP ortaklığı”ndan bahsediyor…
Hangi “ortaklık” beyzadem?
Bu bakışın, CHP’nin “MHP, AKP’nin koltuk değneği oldu” algısından ne farkı var?
Ülkenin ve AKP Hükümetinin içinde bulunduğu durumu tahlil edemeyecek kadar cehalet ve gaflet içinde…
Daha doğrusu Tayyip Beye yalakalık uğruna “gerçekleri ters yüz etmeye” bile razı…
Utanmadan, “MHP durup dururken niye atarlanıyor?” başlığıyla yazı karalamış…
Başlığı bile “argo” ile olan yazının elle tutulacak yanı yok aslında…
Yine “züğürt tesellisi” ile tabanı okşamak derdinde…
Oysa…
Bu memleket için 7 Haziran 2015’ten beri kıyasıya bir mücadele veren kaledir MHP…
“Ne istediyse verdiğiniz FETÖ tehlikesi” için yıllarca sizi uyaran Bahçeli’dir.
MHP ve Bahçeli, “Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti için kaygılanmakta, tehlikeleri tahlil edip çare üretmeye”çalışmaktadır.
Bu kaygıların sebebi de sizlersiniz!
AKP’ye çöreklenmiş bir kafanın türevleri…
Hala Genel Başkanlarına gerçeği iletmeyen yağdanlıklar…
O yokken partide kurdukları düzenin bozulmasını istemeyen gruplar…
Anıtkabir’i yıkmaya kalkanlar, Cumhuriyet’i reklam arası görenler, 10 Kasımlar’da kin kusanlar, nihayetinde bir “fani”olan Tayyip Beyi –hâşâ- peygamberleştiren münafıklar, Atatürk anıtlarına saldıranlar, yeni bir devlet kurmaya yeltenenler…
15 Temmuz ihanetiyle hala akıllanmayanlar oldukça…
Devlet Bey, senin argonla atarlanmasın da ne yapsın?
Siz koltuk, ihale, TMSF’den şirket peşinde iken Devlet Bey ayar çekmesin de ne yapsın?
*
Lafa bakın lafa:
“Yumurta küfesini AKP taşıyor”muş!
“Adı konulmamış bir koalisyon” varmış!
Hele şu yazdıkların tam bir komedi:
“MHP’nin hassasiyetlerini anlıyoruz, aslında ‘MHP’nin hassasiyetleri’ diyerek özel bir başlık açıp, vatan/millet/devlet/bayrak savunmasını sadece MHP’ye mal etmek de yanlış, ama onlar daha duyarlılar, daha çabuk tepki veriyorlar.”
Yine söyleteceksiniz, söyleyelim:
Sizin “hassasiyetleriniz daha dün bir bugün iki” be aslanım…
“Türklüğü ayaklarının altına alan” sizdiniz…
“Adı konmamış koalisyon ortağınız MHP”yi “faşist, kafatasçı ilan eden” sizdiniz…
“PKK’ya Diyarbakır meydanında zılgıt çektiren” sizdiniz…
Güneydoğu’yu “çözüm çözüm çözen” sizdiniz be yeğenim…
“T.C.” ibaresini tabelalardan söken sizdiniz…
“Eyalet sistemi” diye tutturan sizdiniz…
“Peşmergeyi Urfa üzerinden Suriye’ye indiren” de sizdiniz…
“Millet” diye kastettiğiniz hep “ümmet”ti, hiç “Türk milleti” demediniz…
Asla “tek dil” demediniz, ülke Kürtçe ve Arapça tabelalarla doldu.
Bahçeli ve MHP ise hep “Ne mutlu Türküm diyene” diyordu!
*
AKP, iktidardır, “iş, aş bulacağım, demokrat, adil, laik, sosyal, milliyetçi olacağım” diye yemin ederek göreve gelmedi mi?
Hele şu sözlerinde “özrün kabahatinden büyük”:
“Yumurta küfesini AKP taşıyor!”
Bu sözün nereye varıyor yeğenim biliyor musun?
Yoksa sizin sırtınızda “Türk milleti bir yumurta küfesi” mi?
*
Haddini aşıp, MHP’nin “daha vakur, daha mütevazı, daha sakin olması” konusunda ahkâm bile kesiyorsun…
Bak yeğenim, daha 15 Temmuz gecesini konuşmadık!
“Vakar, tevazu, sükunet, şeref” konusunda hiç laf etme!
Türkiye’de hiç kimse AKP’nin ‘laik ve demokratik” bir parti olduğuna inanmaz aslanım…
“Demem odur” ki, AKP, MHP’ye hesap vermek, MHP’nin şüphelerini gidermek zo-run-da-dır!
Yoksa her raydan çıkışınızda Bahçeli’den ayar yemeye devam edeceksiniz!