“Entari” veya “Fistan”, kadınların giydiği bol ve uzun giyecek; “Deyyus”un anlamını ise herkes bilir. Artık bölücüler fistan giyip geziyor, maske takıp ödlekliğini gizliyor. Erkeklik, yiğitlik, tarih boyu onların kitabında hiç yer almamış kavramlar... “Hainlik, kahpelik, namertlik, kalleşlik”in kitabını yazmış bir kitledir onlar. ASALA idi şimdi PKK oldu kahpeliğin adı. Ustası olduğu “pusu” ve “baskın”larda içtiği kanın haddi hesabı yok... Ya maske takarak Molotof atıp kaçan ödlek olarak görürsünüz, ya entari giyip polis taşlarken, ya da yetiştirdikleri karıların arkalarına saklanırken... Hepsi de önce Suriye’nin Bekaa genelevinde, sonra Kandil’deki PKK umumhanesinde yetiştirilmiş fahişeler bunlar... Para ve silahı veren herkesin altına yatarlar. Yıllarca Rusun, İngilizin, Fransızın kapatması idiler, şimdi ABD’nin metresi... Peşmerge geçerken “Biji sarok Obama” diye nara atacak kadar vesikalı orospu oldular artık. “Hırsızlık bir ekmekten, kahpelik bir öpmekten” der atalar. Ekmek parası diye kaçağı, çay, sigara, silah ve uyuşturucu hırsızlığını meslek bellemiştir bu yüzsüzler. Maraba niyetine masum kendi halkına eziyet eder. Ermenilerin bu bölücülere bıraktığı en büyük mirastır kahpelik... İdris-i Bitlisi’den, Şeyh Sait’e kadar kalleşliğe alışıklar. Şimdilerde uydurulan “Çanakkale’de, İstiklal Harbi’nde beraber savaştık” yalanının altında büyük ihanetleri yatar. 1.Dünya Savaşında 3 milyon Osmanlı askerinin sadece 44 bini Kürttür. Çanakkale’deki 44 bin şehidin ise sadece 221’i Kürt! Çanakkale’de tek kurşun atmadan dağılan 77. Alayın tamamı Kürttür. Bu savaştan kaçanlar, cephe gerisinde Osmanlıyı zarara uğraştırmış, erzak ve mühimmat konvoylarını yağmalamış, yakalanan firariler derhal infaz edilmiş... Mesela Sarıkamış’ta verilen 50 bin şehidin bin 300’ü Doğudan, bunun da bin’i Erzurumlu... Nerede Kürtler? Neredeler? Cephenin gerisinde Ermeni çeteleriyle ikmal bağlantılarımızı yok etmekle meşgul... Kahpeliğe devam... Millet İstiklal Savaşı’nda, onlar, Simko isyanında, Ali Batı isyanında, Şeyh Mahmut Berzenci isyanında, Koçgiri isyanında! Mutkili Hacı Musa, Yusuf Ziya bey, İhsan Nuri, Vanlı Rasim, Tevfik Cemal ve Teğmen Ali Rıza gibi Kürt hainlerin yaptıkları TBMM’nin zabıtlarında. Mustafa Kemal’in idam emrini veren de Kürt Mustafa Paşa! Dönmeler, İngilizle, Rusla, Yunanlıyla işbirliği yaptı, Yunan ordusunda görev aldı. Postal yalayıcı Barzani'nin kalleşliği, temsilcisinin nasıl casusluk yaptığı, Türk askerinin K. Irak'ta kurduğu karakollardan Mehmetçik'e nasıl ateş açtığı malûm! İhanetin telafisi, kahpeliğin bahanesi olmaz. Adamın ruhunda kahpelik varsa, kırk sene beslesen yine de sana ihanet eder. Diyarbakır Belediye Başkanı Kürtçü Baydemir, Barzani’yi karşılarken, “Kuzey Kürdistan’a hoş geldiniz.”diyecek kadar azmıştı. Kürtçü kızları, bir ara etekle gezen ve ABD kuması olmuş Barzani’yi kendi cinslerinden sanarak sevgi gösteriyor peşmerge Suruç’tan geçerken. Marksist-Leninist kılıklı Kürtçü Ermeni devşirmesi deyyuslar, 1978’de Lice’nin Fis köyünde kahpeliğin kitabını yazdılar. PKK genelevinin patronu Apo, Kenya’da derdest edilince Türk makamlarına “hizmetinizdeyim” diyecek kadar omurgasız olduğunu göstermişti. Şimdi paylaşamadıkları Suriye’de açtıkları genelevde yetişenler, 1984’te Eruh ve Şemdinli’de kahpeliklerini gösterdi. 1993’te Bingöl’de Sakık ve itleri yol keserek 33 Mehmetçiği kurşuna dizdi. Başbağlar’da 31 köylüyü katletti. 1996’da Tunceli’de İstiklal Marşı okunurken Zilan kod adlı canlı bomba fahişeyi patlatarak 6 askeri, Adana’da fahişe Leyla’yı patlatarak 3 polisi şehit ettiler. Bingöl'de sivil ve silahsız 9 askeri şehit edip 70 askeri yaraladılar. 2012’de Tunceli'de askeri personel taşıyan sivil minibüs ile askeri cipe bombalı saldırı düzenleyip 6 asker ile yoldan geçen bir kadını şehit ettiler. Lice’de katil Mahsum’un heykelini dikecek kadar ihanet içinde, “yaşasın halkların kardeşliği” deyip metrobüsteki halkı yakacak namertlikteler... Güvenlik güçlerini taşlayan Kürtçü Aysel, utanmadan Türk askerini Kobani’de göreve çağırıyor! Ar damarları iyice yırtılmış. Hâlbuki çocuk ve kadınları ön sürecek kadar şerefsizlerin kahpelik vakaları daha yeniydi. Geçen hafta Yüksekova’da 3 Mehmetçiği, maskeli deyyuslar kahpece vurmuştu. Cumhuriyet Bayramında Diyarbakır pazarında maskeli bir deyyus, kalleşçe bir astsubayı arkasından vurdu. Karşısına çıkacak, mertçe göğsüne kurşun sıkacak cesareti bile yok deyyusun! Bizim aklı evveller de bu fistanlı soysuzlarla çözüm müzakeresinde! Hani bir laf var, “Kırk gün pezevenk derler, sonra bey demeye başlarlar” diye... Apo’ya da çözüm yalanı uğruna bey diyorlar!