Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın tanıtımını yapan filmde Mehter versiyonunda İstiklal Marşı çalıyor... Niyet belli yani! “Yeni Türkiye”nin “restorasyon”una millî marştan başlamışlar! (https://www.ulkucumedya.com/istiklal-marsinida-degistirdiler.html) Der Spiegel, Padişahın, yeni cumhurbaşkanlığı binasına Cumhuriyet Bayramında geçtiğine işaret ederek, binanın Buckingham, Elysee ve Beyaz Saray’dan çok büyük olduğunu yazmış... Mahkeme kararlarına rağmen, Atatürk’ün mirasına bile bile “Başbakanlık Sarayı” diye yaptırup reis-i cumhur olunca paldır küldür taşındığı saray kompleksinin maliyeti, 1,1 milyar lirayı çoktan geçti. Tam bir gösteriş sarayı... Eski Sovyet ülkelerinin, Arap krallıklarının devlet binaları gibi... Enflasyonun “cumhur”u kemirdiği Ak iktidarın güç sarayı! 300 bin metrekare, devasa makam kapıları, lüks avizeler, yüksekliği 5 metreyi bulan 1000 oda, Tayyip ve ailesi için 3 katlı rezidans, Çin vazoları, salonlarında betona dikilen ithal ağaçlar, Dolmabahçe’nin 4 katı halılar, bordo ve yeşil granit kaplama duvarlar, büyük süs havuzu, kapılarda Selçuklu yıldız figürleri... Erbakan’ın arka bahçeden kaçan futbolcu evladı, ihtişam ve gücün zirvesinde... Artık o, gömlek değiştirip AKP’yi kuran adam değil... Uçaklara, helikopterlere, köşklere sığmıyor. Sarayındaki resepsiyonu “mecburen” iptal edip gittiği Karaman’da kömür ocağı işletmecilerine çıkışıyor, tavşan gibi torbadan çıkarttığı “madenciye 6 saat çalışma kanunu”nu 2015’e kadar AKP’nin ertelediğini çoktaaan unutmuş! Sadrazamı ise, yeraltında 50 lira gündeliğe ölen işçilere, “haklarınıza sahip çıkın” diye çıkışıyor! Sonra... Paldır küldür Ankara’ya dönüp 10 saatlik uzuuun MGK yapıyorlar. 28 Şubat’a efelenerek gelen Tayyip ve AKP’si, MGK’da milli güvenliği tehdit edip kamu düzenini bozan iç ve dış “legal görünüm altında illegal faaliyet yürüten paralel yapılanma ve illegal oluşumlar” ile mücadele kararı alıyor! Kararı alanlardan biri Reis-i Cumhur, biri Başbakan, biri İçişleri Bakanı, biri Genelkurmay Başkanı, biri de MİT Müsteşarı ama... “Legal görünümlü illegal paralel yapılanma”dan bahsediyorlar! Komedi gibi... Her gün bir asker kahpece vurulurken, “çözüm sürecinin olumlu atmosferi ve huzur ortamı”ndan bahsediyorlar. PKK/KCK/HDP/PYD’nin adı falan yok MGK’de... İki şey var: Birincisi 17-25 Aralık’ın hıncıyla paralelden intikam, ikincisi Suriye’deki Esad’a nefret! Padişah yine gömlek değiştirdi... Yine geçmişi unuttu! Yüzde 58 destekli Anayasa Referandumundan sonra Kırmızı Kitap'ta değişiklik yapıp irticayı iç tehdit olmaktan çıkarmıştı. 26 Mart 2013’te AKP grubunda “Kırmızı Kitabın toplum üzerinde suni tehdit oluşturduğunu” söylemiş, “Biz AKP olarak milletle el ele verdik. Bütün sanal, suni tehditleri ortadan kaldırdık” demişti. Ve demişti ki: "İrtica dediler, sanal tehdit ürettiler. Ne oldu? Var mı böyle bir şey? Yok. Bölücülük dediler, sanal tehdit ürettiler. Milletin iradesine ipotek koydular. Ne oldu? Hepsi boş. Devletin bekası dediler, darbe ürettiler. Terör dediler, terörle mücadele yerine zulüm, baskı, ayrımcılık ürettiler.” Eeee? 17-25 Aralık’tan sonra birden cemaati hedef aldı, “MGK bunu gündemine alacak. MGK'nın aldığı karar tavsiye kararıdır. Hükümet de bunu Bakanlar Kurulu'ndan geçirdiği andan itibaren bu MGK Siyaset Belgesi'ne girer” deyiverdi. İyi de, “Milleti tehdit olarak gören bir şey bu belgede olamaz!” diyen TBMM Başkanı Çiçek değil miydi? Ya hükümetin ağıtçısı Arınç’ın “Demokratik bir ülkede 'gizli anayasa, kırmızı kitap, derin anayasa" gibi tabirler asla kabul edilemez kavramlardır. Bu kavramlar, gizli antidemokratik bir yönetimin iktidarda olduğunu ima eder” sözleri ne oldu? Ne oldu bunlara ey millet? Bu gömlek değişimi falan değil, bu rejim değişimi, bu diktaya özenti! Ve siz hâlâ bu yalan, inkâr, gösteriş ve yolsuzluk üzerine saltanat kuranları desteklemeye devam mı edeceksiniz? Öz vatanınızda ikinci Habur vakası yaşanırken “legal illegal” yalanına mı kanacaksınız? Bölünüp bayraksız, vatansız, huzursuz, ekmek ve aşsız kaldığınızda mı aklınız başınıza gelecek? Mustafa ÖNDER mustafaonder35@gmail.com