Böyle olmamalıydı…
Osmangazi’de 4 civan bilim adamı gittikten sonra istifa etmekle günahlarından sıyrılmış mı oldu birileri?
İstifa bile etmezlerdi de, Devlet Bey üzerine basa basa tehlikeyi dile getirince “istifa ederek” bir şeylerden kurtulduklarını sanıyorlar…
Ya da “bir şeylerin üzerini örttükleri”ni sanıyorlar…
FETÖ şeytanı ve 15 Temmuz sonrasında kılık değiştirmiş diğer İblisler Üniversitelerden temizlenmedikçe, uzattıkları el kırılmadıkça bu ülke ne kalkınır ne de huzur bulur…
*
Dünyanın rezilce “Kör bir cahil koca karı”nın kehanetleriyle oyalandığı…
“Ortanca deli Trump’ın fantezileri”yle savaş çığlıkları attığı bir devirde…
Yüz küsur üniversitesinde delinin, meczubun, onun bunun tarikatının cirit attığı bir Türkiye’de…
Ne hazindir ki 15 yılda 6 bakan değiştirmiş sözde “milli” ama özde dinciliğin at koşturduğu, liyakatsiz eğitim müdürlerinin onun bunun maşası olduğu, okullarda “peygamber mesleği öğretmenlik”in veli ve çocukların puantajına bırakıldığı, sarı sendikacılığın eğitimden ziyade siyasetle üyelerinin aidatlarını sömürdüğü iğrenç bir sistem işbaşında…
Ve vardıkları nokta, saçma sapan adamların raporlarıyla Türk çocuklarının “deizm” denen hastalığa düçar olduğu açıklamaları korkunç!
*
Şuursuzluk, akıl ve bilimden yoksunluk, din ticaretiyle mübarek İslama yüklenen bunca günaha rağmen bütün direnciyle devleti, hukuku, askeri ayakta tutmak için çırpınan “Devlet Bahçeli’nin yüklendiği misyonu” şimdi birileri anlayamasa da önümüzdeki yıllarda ve hatta asırlarda tarih altın sayfalarda yazacaktır.
Bunu MHP içindeki hala kafasını temizleyememiş, hala ihtirasla koltuk peşinde koşan, azıcık bir “ittifak” lafıyla bile oraya buraya atanma sevdasına düşenlere söylüyorum…
“Ümitsizlik” mikrobu içeriye bir girdi mi asla terk etmez. Gaflet ve ihanetlerin sebebi de budur!
Oysa Ülkücü dediğin “ümitsizlik”e, “yılgınlık”a ders üstüne ders verendir!
Bundan gayrısı da hikâyedir!
*
Bengü Türk’te Cumartesileri yaptığım program nedeniyle Genel Merkez’de gördüğüm kalabalıkların fotoğraf çektirmek için yarıştıkları Genel Başkan’ın, öyle “bir vakar ve inançla ayakta, ceketi düğmeli ve hoşgörülü karşılamaları”nı yorumladıklarını sanmıyorum…
O adamın ameliyattayken yaşadıklarına sessiz kalan yığınlar şimdi “Cumhur ittifakı”ndan yağ çıkarmak sevdasındalar…
3-4 yıldır yaşananların şahidiyim…
İlinde ilçesinde kazan kaldırılırken suya sabuna dokunmayanlar, oraya buraya kayanlar, sanıyor ki Devlet Bey her şeyi unutmuştur!
Aldanıyorsunuz beyler…
Bu dava dualıdır…
Hafızası asla şaşmaz…
*
Şaşırdığım, hayretlere düştüğüm bir konu daha…
Türkmen Beyi’nin canla başla “devlet”i mücadeleye devam ettirdiği “Yenikapı ruhu”nu hala anlayamadık…
2019 dönüm noktasıdır!
2019, bizim tabirimizle “Ya devlet başa, ya kuzgun leşe” meselesidir…
Bu hareketin varoluş nedeni, “Atatürk Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesi”dir.
Medya maymunluğunun âlemi yok!
Doğan medyasının sonunun gelmiş olması bir belanın def edilmesidir.
Alamanın, İngilizin, Conilerin oyunlarının sonu gelmektedir…
FETÖ’nün siyasi ayağına dokunamayanlar, şamarı mutlaka yer.
Gafletin daniskası “Deizm” soytarılığı da bu kriptoların marifetidir.
YÖK ve Üniversiteler kanayan yara olarak durmaktadır.
“Cehalet”, canlı cenaze gibi bilim sınıflarında kol gezmektedir.
İçimizdeki gafiller de İngiliz terbiyeli “Madımak failleri”ni kahraman yapmak, orada burada “curcuna ittifakı” senaryoları sergilemekle meşguldür.
Küçük hesaplar, küçük adamların işidir…
Biz ki, 18 Mart’ta “Türk Asrı”na mühür vurmuşuz, o “asırlar” büyük adamlarla var olur…
Ucuz, cılız, koltuk hamalı, ihtiras kurbanı cücelerle işimiz olmaz…
Lideriniz Türkmen Beyinizle Cumhurbaşkanınız dışında kimseyi dinlemeyin…
Kehanet, Allah, Kur’an ve Sevgili Peygamberinin lanetlediklerindendir!
“Deizm” sahtekârlığı emperyalist Haçlının yeni bir tuzağıdır.
FETÖ’den sonra “yumuşak karnımız”da yeni bir oyun denemektedir.
Maalesef MEB buna alet olmuş, gereken fırçayı da yemiştir!
İmam-Hatipli ve Liseli Türk çocuğunun mayası Türk ailesidir.
Müslüman Türk de dünyada dinini en iyi yaşayandır…
Bütün veballerine rağmen…
Uyanın!