Yerine öldürülen teröristler içi saygı duruşu ve PKK marşı vardı!
Türkiye’nin başkentinde, Türk milletine kafa tutarcasına…
Yan tarafta göstermelik bir Türk bayrağı ve Atatürk posteri ama sahnede kocaman ve sırıtan bir bebek katili portesi!
Y-CHP’nin, tatlısu solcularının ve beyinsiz akademisyenlerin “Türkiye partisi” diye destek verdiği PKK uzantısı HDP’nin kongresinde yine kafa tuttu Kürtçü bölücüler…
Havuz gülü Sabah’ta “PÖH ve JÖH Cizre’ye Türk bayrağı çekti!” diye haber yapılan kara günlerdeyiz. Öz vatanımızda parya yapmışlar, haberleri yok!
Ankara’da kongre yapan Kürtçü HDP’liler, “Kürdistan faşizme mezar olacak” sloganları atıyor. Duvarlarda Fransa’da öldürülen 3 PKK’li kadının posterleri…
Kongreye alınmayan yandaş gazete ve televizyonlar, muhalif gazetelere yaptıklarını unutmuş, olayı “sansür” diye niteliyorlar. Tipik bir AKP ikiyüzlülüğü!
O sıralarda sömürge akademisyenlerini eleştirmekle meşgul olan RTE ise, bir zamanlar, “PKK terörünü kınadığımız kadar devlet terörünü kınamalıyız, Devlet-PKK çatışmasında devletçi görünmemeliyiz” diyordu!
Başbakanken de “Kürt meselesi” diye tutturmuştu, mücadele değil müzakereye oturdu, iş Dolmabahçe mutabakatına kadar vardı, yine çark edip “terörle mücadeleye” karar verinceye kadar çok kan aktı, ülkenin güneydoğusuna ateş düştü…
Aynı ikiyüzlülük PKK/HDP bölücülerinde var. Zaten Kürtçü Selo, 2013’te “Yakın olduğumuz parti AKP’dir. Bire bir örtüşmüyor ama yakınlaştığımız parti AKP’dir” demişti.
Sahtekâr aydınların oy verdirdiği PKK/HDP, Kürt halkının temsilcisi falan değil…
Yapılan en büyük yanlış PKK/HDP’nin Kürt halkıyla özdeşleştirilmesi… Gerçek öyle değildi. Örgütün lideri devşirme bir Ermeni’ydi, HDP’nin vekillerinin çoğu da Kürtçe bilmeyen, Kürtlükle alakası olmayan eski DHKP-C’li ve MLKP’li idi.
Nitekim bölgedeki çatışmalarda öldürülen 754 PKK’liden 300’ü Rus, Alman, Ermeni, Arap kiralık katil, sünnetsiz!
PKK asla silah bırakmaz, uyuşturucu, sigara, mazot ve sigara kaçakçılığından vazgeçmez. Onun demokrasi ve insan hakları ile falan işi yoktur, varlık kaynağı sadece silahtır ve AKP ne yazık ki oy uğruna katil PKK’yi siyasileştirmiştir.
PKK’nin teröre devam etmesinin tek amacı bebek katilini serbest bıraktırmak, AKP’yi özerkliğe zorlamak ve nihayetinde Kürdistan’ı ilan etmek… Çözüm sürecinde silahlandı, bölgelerde inisiyatifi ele geçirdi, belediyeleri kullanarak her yere bomba döşedi, hendek kazdı.
Kürtlerin refahı, eğitimi, kalkınması, sosyal ve ekonomik hayatı umurlarında değil.
21 Mart 2013’te İmralı’dan eşkıya başının yaptığı silah bırakma ve Kandil’den Karayılan’ın geri çekilme oyunu 2 yıl sürdü.
Bu arada bölgede YDG-H faaliyete geçmişti…
8 Ekim 2014’te Kürtçü Selo, Kobani bahanesiyle halkı sokağa çağırdı.
PKK artık Güneydoğu’da yol keser, haraç toplar, kimlik sorar, barajlara saldırır, halkını tehdit eder, mahkeme kurar, mezarlıklar yapar oldu.
20 Temmuz 2015’te PKK’den farkı olmayan IŞİD’in Suruç katliamından sonra PKK terörü gemi azıya aldı, şimdi sözde Kürdistanı istiyor.
Bizim dandik sömürge aydınları da Türkiye Cumhuriyeti’ni, katliamla suçluyor, silah bırakmasını ve müzakereye oturmasını istiyor.
AKP’nin aptalca dış politikası ile Suriye’de semiren, silahlanıp örgütlenen PYD, PKK’nin ta kendisidir. Onun palazlanmasına sebep oldu şimdi ABD’den onu terörist ilan etmesini istiyor ama ABD, İstanbul’da Kürtçü, PKK sevdalısı vekillerle görüşme yapıyor, yine yeni bir oyun oynuyorlar.
HDP’ye lanet yağdıran RTE, bölücü Zana ile görüşeceğini açıklıyor!
PKK şimdi yurdun her yanına terörü yaymanın peşinde…
İstanbul'da PKK için mali kaynak sağlayan 32 kişilik çete gözaltına alınıyor, bunların arasında HDP ve BDP'de genel sayman, il ve ilçe saymanları ve HDP’li SElo’nun sağ kolu parti saymanı Zeki Çelik de var.
Şebekenin, öldürülen teröristlerin evlerine kumbara koyarak, taziyeye gelenlerden "bağış" topladığı, bunun için oluşturulan havuza da "Değerbank" adını verdikleri belirlenmiş…
AKP ise sokak sokak yasak uygulayıp temizlik yapmaktan bahsediyor, gencecik tecrübesiz polis ve askerlerle netice alacağını sanıyor.
Güneydoğu’da acilen olağanüstü hal (sıkıyönetim) ilan edilip işin uzmanlarına ve askere bırakılması lazım… Bu işi emir eri valilerin günübirlik ve AKP il başkanı gibi davranışlarıyla çözemezler.
Kahpe içeride olunca kapı kilit tutmaz! Eşkıya şehirde cirit atıyor.
Olağanüstü hal ile süpürme harekâtı yapılıp ev ev, sokak sokak, mahalle mahalle, şehir şehir teröristlerden temizlenmeli, halk HDP’li belediyelerin zulmünden kurtarılmalıdır.
Olağanüstü hal, anayasa hükmüdür, bunun faşizmle alakası falan yoktur, sömürge devleti gibi onun bunun direktifi ile devlet yönetilmez.
PKK’nin Meclisteki temsilcilerinin küstahlıklarına yargı mutlaka gereğini yapmalıdır.
Buna demokratik çare aramak boşunadır, idamlık katilden medet beklemek cehalettir, anayasanın hükümleri derhal uygulanmalıdır. İşte son HDP kongresi… Baştan sona suç unsuru ve kanun dışı!
Bitmeyen ihtirasın istediği “sistem” için vatan çocuklarının şehit edilmesine daha fazla göz yumamazsınız, öz vatanında mazlum durumuna düşen devletin ana unsuru Türk’ün sabrı taşma noktasında, iyi bilesiniz!