KEKLİK BANK!

Mustafa ÖNDER

Türkiye uyanıklar cenneti…

Bunca “keklik”in olduğu memlekette, “çiftlik” kurmak da sıradan iş elbette!

Kötü”den emsal olmaz, denilmiştir ama “kötüler” hep atı alıp Üsküdar’ı geçer…

Yıllardır böyledir bu…

Soygun, hep yapanın yanına kâr kalmıştır…

Hiç ders alınmaz, devlet de önünü kesecek tedbir almaz!

*

Çiftlik Bank” diye bir tuzak kurmuş akıllının biri…

İnternette…

Bilim adamlarına, devlet adamlarına inanmayan bizim uyanıklar da ona kanıp trilyonları sanal ineklere yüklemiş…

Çiftlik”in genç ağası da sırra kadem basmış!

Paranın kimi Kıbrıs’ta, kimi bilmem nerede, şimdi o keklikler oturmuş ağıt yakıyor!

Fırsatlar ülkesi Türkiye”de kısa yoldan köşeyi dönmeyi düşünüyorlardı.

Ayda 50 bin lira gelir”le şahane bir keyif süreceklerdi…

Yatırdıkları da gitti, yüksek kazanç ihtirasına köle oldular…

*

Hatırlatalım:

Sülün Osman”a sempati duyan bir kitle hep oldu…

Bir ara gazeteler kuponla soyguna girişince “keklikler”in kimi araba, kimi renkli televizyon kuponu kesti günlerce…

Batanların, vaadini tutmayanların kurbanı oldu çoğu…

Bir ara 900’lü hatlardan araba kazanma hayaliyle telefon faturalarını ödeyemeyip icralara düştüler…

Soyguna dur diyen çıkmadı!

Saadet zinciri” peydah oldu, epeyce adamı keselediler…

Banker Kastelli”, yine “keklikler”in iştahını kabarttı, yine aldatıldılar.

Bu memleket, Çiller döneminde “örtülü ödenek” dolandırıcılığı bile yaşadı Selçuk Parsadan ile… Adam 5 milyar götürmüştü!

Jet Fadıl” namlı biri yıllarca olmadık işler çevirdi...

İslami otel, yerli otomobil, apartman blokları, Siirtspor falan…

Sakal, sarık, kasket, takım elbise, kılıktan kılığa adam…

Milletvekili bile oldu!

Hiç ders almadı “keklikler”

Demek ki “sanal çiftlik” de son olmayacak!

*

Ter akıtmadan, emek çekmeden, sermaye koymadan, kısa yoldan zengin olma hayali insanlarımızı yiyip bitiriyor…

Emeklemeden yürümek isteyen birileri hep olacak…

Araya teknoloji girdi, işler iyice arap saçı…

Adamlar bankamatikten maaşınızı çekerken kartınızı ve şifrenizi kopyalıyor…

Ertesi gün hesabınız nanay!

Ellerinizdeki “akıllı telefonlar” sizin düşmanınız aslında…

Elin oğlu, bir telefon çaldırıyor, siz dönüp “Alooo?” deyinceye kadar faturanızı şişiriveriyor.

İnternette albenisi yüksek bir sürü reklam…

Bin liralık telefonu 200 liraya görünce siparişi patlatıyorsunuz…

Ertesi gün kargodan kutu içinde bir “hıyar” çıkageliyor!

Ekranda kremler, bitkisel ilaçlar, ballar pazarlanıyor, 5 kilosu 50 liraya…

Adresinize adaçayı yolluyorlar!

Kelin merhemi olsa başına sürecek, saç çıkartan ilaç pazarlıyor, diş macunu çıkageliyor evinize…

Dönüp yine “Alooo!” diyorsunuz, telefon duvar!

*

Lüks yaşamak, otomobille gezmek, villa sahibi olmak ihtirası…

Yapanın yanına kâr kalması…

Kolay kazanma, köşe dönme düşleri…

Kötü örnekler”; devlete iş yapıp parlayanlar, köşe dönen yalaka iş adamları, ikbal düşkünü siyasetçi, din tacirleri, albenili sanatçı hayatları, mafya dizileri önlerinde iken engel olmak da mümkün olmuyor…

Ümitler, hayaller, ömürler yok ediliyor…

Engel olmak mümkün olsaydı bu hikâyeler tekerrür eder miydi?

*

Keklikler” hep olacak böyle giderse…

Çiftlik Bank” son ders olsun ama olmaz!

Şimdi bakan diyor ki, “11 firma bu konuda denetimde”

Oh günaydın!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.