Anavatanında, doğduğu şehirde, koşuşturduğu sokakta, mama yediği evde “baba” bulamamak…
Bayramlarda elinde salladığı al bayrakla sarılı bir tabutu önünde bulmak…
Birden üstüne başına üniforma giydirilmek…
“Allah dede” diye ezanı, Kur’an’dan bellettikleri “âmin”leri duymak…
Ufacıkken, küçücükken, çocukken…
Bütün günahlardan münezzehken…
Yetim düşmek…
Eve akşamüzeri gelecek “baba”yı özlemek…
Sabah kucağında sıcacık bir bardak çayı yudumlayamamak…
Birden eve doluşan rütbelileri, bağrış çığrışları, ambulans seslerini beyninde hissetmek…
Dağlar gibi güvendiği adamın yok oluvermesi…
Nasıl anlatacaksınız o kıvırcık saçlı kıza, kocaman gözlü esmer oğlana?
Nasıl?
Bu kaçıncı babasız kalan çocuk, bu kaçıncı kocasız, yârsiz kalan kadın?
Bu kaçıncı sevdasız kalan nişanlı, sözlü?
Kilis Belediyesi kalkmış, Suriyeli mülteci çocuklarının mektuplarını yayınlamış…
Milletine değil de Batı’dan geleceklere gösteriş için…
Ama Türkiye’nin çocuklarını unuttular…
Türk milletinin evlatlarını görmezden hep geldiler…
Çocuklarımız zifiri karanlıklara, cemaat vakıflarının dehlizlerinde tacizlere boğuluyor…
23 Nisan Çocuk Bayramını da kaldırdılar…
Andımız’ı da…
“Türküm, varlığım Türk varlığına armağan olsun” dedirtmiyorlar…
Kongre salonlarında mektup okunurken tapınanlar, Atatürk’ün kabrinde saygı duruşundan kaçıyorlar…
Bebelerimiz, balalarımız, oğullarımız, kızlarımız, yavrularımız, yarış atlarına döndürüldü, bilimi değil, cüppeli sarıklı meczupların safsatalarını ve bedevi kılığında din testini öğretiyorlar!
Para, zenginlik, güç uğruna…
Maden ocaklarında babaları, abileri, kocaları gömülü kaldı bu ülkede…
Çocuklar hep mezar başlarında gözü yaşlı…
Çocuklar yarınsız, güvensiz…
Çapulcuların, sapıkların saldırısında…
Kör kuyularda ceset, bataklıklarda naaş…
Kilis’te kitap basmışlar… “Suriyeli Çocuklardan Mektup Var”
3 milyon mülteciden Suriyeli 20 bin çocuğun dramını anlatıyormuş.
Mülteci çocuklarına ithaf…
Türk çocukları için ne yazacaklar acaba?
Bunca gözyaşı içinde, saraydan atanan Başbakan, “ekmeği böleriz milleti böldürtmeyiz” diye bağırıyor, stadyuma çevirdiği TBMM Grubunda…
Cami avlularında sıra sıra şehit tabutları ve onlara koşan çocuklar, çocuklarımız…
Suriye için de, “bir haftaya Şam’da Cumayı kılarız” demişlerdi, şimdi şehit namazları kıldırıyorlar millete!
Ve…
Yüzlerce çocuk…
Yüzlerce ana…
Yüzlerce eş…
Babasız, evlatsız ve kocasız…
Siyasi ikballer, ihtiraslar, koltuklar uğruna…
Taşları bağlayıp itleri serbest bıraktıkları çözüm uğruna…
Sel olan gözyaşı yağmuru, arşa çıkan ahlar, ellerini tutacak el kalmayan çocuklar…
Kilis’te yazılan kitap ne ki?
Mustafa ÖNDER