Kıvıra kıvıra dansöze döndüler.
Şimdi seçim zamanı ya, daha önce ne dedilerse tersini söylüyorlar, inkar ediyorlar, muhalifleri dövdürüyorlar, sonra TBMM’de demokrasi, hürriyet ve insan haklarından bahsediyorlar.
Hepsi de “Terörün belini kırdık” nutukları atıp sandıkları taşımaya kalkan riyakarlığın örneği...
Miting bitince onca Türk bayrağını yerlere atıp giden riyakarlık...
Analar ağlamasın yalanıyla milletin anasını ağlatan riyakarlık...
Sonra...
Sarayın bitip tükenmeyen din-iman sömürüsü...
İmam-Hatiplilere şu malum çocuklarım katsayı yüzünden üniversitede okuyamadı hikayesi...
Hâlbuki ne Bilal, ne Burak ve ne de Sümeyye katsayıya takıldı.
Sümeyye ÖSS’deki 134,5 puanla okul kazanamayınca, amcalarının bursuyla ABD’de okuyuverdi, ne güzel mağduriyet!
Sonra...
Önce PKK’nin çözüm süreci boyunca silah stokladığını ve Valilerin, askere operasyon izni vermemesinin kendi talimatlarını olduğunu söylüyor.
Sarayda “muhbirlikle” görevlendirdiği muhtarlara, faturayı bölgedeki bürokratlara kesip “Bölgedeki kamu görevlilerinin gelişmeleri eksik, yanlış değerlendirmesi zafiyete yol açtı” diyebiliyor!
Hâlbuki o ihanet süreci boyunca, askerin 290 operasyon talebi, Valiler tarafından geri çevrilmişti.
Aldatma, kandırma, yalan, ikiyüzlülük ve dincilik üzerine inşa edilen AKP hükümetlerinin demirbaşlarından şu açılımcı Beşir...
Çözüm denen ahmaklığın mucidi ve koordinatörü eski İçişleri Bakanı...
Hani şu bir ilin üniversite rektörlüğünden uzaklaştırılan adam...
Van’da konuşuyor: “Şiddetin her türlüsünü kınıyorum. Biz daima şiddete karşıyız. Hele bir basın mensubuna yapılan bu saldırıyı büyük bir şanssızlık olarak görüyorum.”
Bu nasıl bir ikiyüzlülüktür?
Vekilin olan bir yanaşma, Hürriyet’i basacak, cam çerçeve indirecek, “dövsek böyle olmazdı” diye ahkam kesecek, siz o dangalağı AKP kongresinde divana seçeceksiniz!
Kimi kandırdığını sanıyor bu açılımcı Beşir?
Diğer fırıldağa bakın...
Peygamberimizi kibirle niteleyen bu fırıldak Erzurum’da tutunamayıp Bursa’dan aday yapılıyor.
O,Dolmabahçe’de PKK ile mutabakat imzalayan AKP’nin İçişleri Bakanı Ala...
Hani şu RTE’nin memurken bakan yaptığı adam...
Sarayda muhaliflere komplo tezgahları kurmakla görevli adam...
Memleketi Erzurum’dan aday olamayıp Bursa’dan güya garanti(!) sıraya konan adam...
Muhalefetin valilerin operasyon için izin vermediği eleştirilerine, çözülme sürecinde valilerin, Jandarmanın ve Emniyetin herhangi bir yetkisinin elinden alınmadığını söyleyecek kadar şaşırmış! Korku dağları sarmış yani...
Çekilmiş Dolmabahçe fotoğraf ve videolarını nereye koyacak, montaj-dıblaj mı diyecekler?
Derler bunlar, her şeyi inkar eder, Akdoğan gibi...
Ya şu göçmen sağlık bakanına ne demeli?
Yunanistan Gümülcine’den Türkiye’ye gelip bakan ol, sonra da Türk milletine ahkam kes...
3 yıl “vatansız” memlekette ikamet et, bu milletin okullarında oku, tıp tahsili yap, vatandaş ol, vekil ol, bakan ol sonra...
AKP’nin politikaları ile 3 tane özel hastaneden para cukkala...
Sonra Atatürk’e millîlik konusunda hakaret eden adam...
Yediği kaba pislemektir yaptığı...
Yalakalıkta zirve yapıp “Başkanlığa geçseydiniz terör olmazdı” diyen bu densiz adama millet 1 Kasım’da kimin “millî” olduğunu mutlaka gösterecektir.
Bu fırıldakların dalkavukluğunda TBMM’de konuşan RTE ise hala kendini AKP Genel Başkanı sanarak, muhalefete “Hala oralara gidemiyorsunuz, teşkilat bile kuramıyorsunuz, ben oralara gittim” diye saldırıyor!
Eee adam sormazlar mı, o kadar güvenliyse ne diye sandık taşıyorsunuz ağa?
Mustafa ÖNDER
[email protected]
facebook.com/mustafaonder15
twitter.com/mustafaonder07