17-25 Aralık tokadından sonra cemaati paralel eyleyip her yerde (emniyette, yargıda, eğitimde...) “imam” icat edenler, 13 yıl o sözde hain imamların her dediğini yapmıştı.
Ülkenin kaynaklarını “çılgın proje” adıyla har vurup harman savurdular.
Araç yapacak fabrika yerine bol bol duble yollardan para kazanmayı, sanayileşme yerine etrafa ulufe dağıtacak havalimanı, köprü, camiler inşa etmeyi tercih ettiler.
Devlet zekât ve sadakasıyla bağımlı hale getirilen 12 milyon insana dindarlık, Osmanlıcılık, Sünnilik oyunu oynandı.
Fakir fukara çocuklarını lise çağlarında imam-hatiplere doldurarak ilim ve sanat yerine “arka bahçe” yapmayı planladılar. Onlara laiklik ve cumhuriyete kafa tutacak “kindar/dindar” bir nesil lazımdı.
Eş-dost ve akraba torpillerini meşru göstermek için Kur’an’ı bile saptırmakta beis görmediler.
Fakir fukara çocukları askerliğe koşarken, parası olanlara “bedelli askerlik” yaptırmakta çok mahirdiler.
Hep dini kullandılar.
Anadolu Türk-İslam geleneğinde hiç olmayan “türban” denilen sıkmabaş örtü ile kadını istismardan çekinmediler.
Cuma namazlarını, Ramazan ve Kurban bayramlarını, kandilleri hep sinsi emelleri için kullandılar. Mescitlerde seçim propagandası yapacak kadar gözleri dönmüştü.
Oraya buraya cami inşa etmek, gösterişli binalar, adalet sarayları, vali konakları yapmak ihtirasına kapıldılar.
Bir faniyi peygamber, tanrı vasıflı ilan edip kocalarını boşayıp cariyesi olmaya kalkanlara hiç ses çıkarılmadı. İktidar için “şirk”e vasıta olmakta sakınca yoktu!
Birileri o faniyi “halife” bile ilan etti.
“Cumhur”un reisliğine seçildiğinde, 92 yıllık Cumhurbaşkanlığı köşkünü kasvetli bulup planlı olarak “Başbakanlık” diye inşa ettirdiği 1150 odalı ihtişam sarayına taşınıverdi.
Mahkeme kararlarına rağmen yaptırdığı gösteriş sarayında, kocaman bir itibar camisi bile yaptırdı, adına da göz boyamak için “Millet Camii” dedi.
Bahçesinde kocaman ve gösterişli o cami varken sarayda ekabirini toplayıp namaz kıldırıyor. Namaz kılmalarına bir şey dediğimiz yok, neden fotoğrafı çekilip yayınlanıyor?
Mutlaka haberi vardı ve bu fotoğraf danışıklı dövüş olarak sızdırıldı.
Laik, demokrat, sosyal ve üniter bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı, gösteriş uğruna sarayda namaz kılıp fotoğraf çektiremez!
“Başkanlık” projesi suya düşünce, bizzat kendisinin yürüttüğü çözüm projesinin sonucu Dolmabahçe mutabakatını reddedecek, elleriyle palazlandırdığı PKK ve IŞİD’i kara listeye alıp savaş uçakları ile bombalatacak, yıllardır İstanbul’un kurtarılmış bölge ilan edilen bölgelerindeki maskeli ve silahlı teröristleri operasyonlarla yok edecek “u” dönüşü yapıverdi.
Kindar/dindar AKP tabanı ve gençliğinin önüne “imam” olarak çıkma isteğine dönüştü.
Tanrı vasıflı gören, peygamber olduğunu söyleyen, annesi gibi koktuğunu açıklayan müşrik bir tabana doğru yolu göstermeyip yolsuzlukları “dublaj-montaj”a bağlayan ve tek adamlık olan “Başkanlık” için yanıp tutuşan, halife ve şeyhülislam gibi Osmanlı unvanlarını bile alabilecek biri, sarayda kıldırdığı namazı internete sızdırtıyor.
BOP eşbaşkanlığına soyunan, İslam dünyasında Arap baharına çanak tutan aymazlık, milleti parça pinçik eden çözüm sürecinden de çekinmedi. Çıkarları uğruna dinci, yobaz, ayrımcı ve yasa dışı birçok örgüt göz yumdu.
Yediği 7 Haziran şamarı ile avucundan kayıp giden iktidar ganimetini tekrar elde etmek için şimdi herkese savaş açtı. Geçmişte ne dedi ne yaptıysa hepsini inkâr ediyor. PKK terörist, IŞİD İslam düşmanı, DHKP-C hain, cemaat paralel...
Ayakları altına aldığı milliyetçiliğe sığınıyor şimdi. Güya MHP’den oy alacak...
Bu Suriye sevdası, sarayda imamlık, onun kafasındaki hastalıklı bölge liderliği ve halifelik hevesi mi? Bile bile Türkiye’nin ABD ile Suriye bataklığında işi ne?
Hizbullah’tan IŞİD’e birçok dinci yobaz katil örgütü sinsice desteklediler, yardım ettiler. İslam, cihat, şeriat çığlıkları atan onca cemaate, yapılaşmaya ses etmediler, hatta Selam tevhid gibi örgüte operasyon yapanları hapse tıktılar.
ABD uşağı aptal Vehhabi Suudileri dost edinen, Suriye muhaliflerini Reyhanlı’da buluşturan, Musul konsolosluğunu koruyamayan, Türk toprağı Süleymanşah’ı taşıyan, çözüm gafleti uğruna ülkesini PKK’li ile dolduran, memleketinde ne idüğü belirsiz 2 milyon Suriyelinin cirit attığı saray, yine seçime oynuyor...
Sınırda yapılan askeri bombalamaların sonucu nedir? IŞİD’e, DHKP-C’ye, MLKP’ye ve PKK’ye ne zararları verildi, kaç militan imha edildi, belli mi?
Ülke içindeki gözaltılardan ne çıkacak bakalım? Dün gözaltına alınan Halis Bayancuk denen meczup, 15 yıl önce ülkeyi kana bulayan Hizbullah’ın lideri Hacı Bayancuk’un oğlu... Cinayet ve bölücülük aileden. Gözaltı fotoğrafına bakın...
Bir yobaz, bir din taciri gerici, polisce IŞİD’le ilişkisi nedeniyle gözaltına alınıyor ama eli kolu kelepçesiz... Birilerine sıkı sıkıya kelepçe takanlar, neden bu ayrıcalığı tanıdı? Bu meczup, aylar önce ‘paralelciler kumpas kurdu’ diye serbest bırakılan Halis Bayancuk!
Ya yanındaki kadın hali? İslamiyet bu mudur? Allah’ın yarattığı kadın bu mudur?
Memleketin her yanı 13 yıllık AKP iktidarında dinci, yobaz, gerici yapılanmanın hücreleri ile dolmuş... Şimdi operasyon yapıyorlar...
Her gün de bir-iki şehit haberi geliyor, evlere ateş düşmeye devam ediyor.
Cumhurbaşkanlığı sarayına “külliye” adını veren zihniyet, güya gizlice çekilip internete sızdırılan imamlık görüntüleri ile mesaj vermeye de devam ediyor...
Yazık bu 92 yıllık Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasasına, yazık millî devlet geleneğine, yazık bu milletin çocuklarına..
Mustafa ÖNDER
mustafaonder35@gmail.com
facebook.com/mustafaonder15
twitter.com/mustafaonder07