Ünlü Kelkitli tilkinin memleketinde vazifeliyken inekçilik, kilimcilikle ünlendi.
Başvekil olan adamın Güneydoğu’daki vilayetten mebus seçildiği sırada orada ilbeyi imiş…
Bir ara Karadeniz vilayetlerinden birine de ilbeyi tayin etmişlerdi.
Matbuatın yazdığına göre, devrin Başvekilinin ziyareti öncesi makam odası K-9 köpekleri tarafından didik didik aradıklarında gıkı çıkmamış…
Bir vakit Gülistan vilayetinde İlbeyliği yaptı. Kendi memleketiydi aslında.
Gülistan’da vazifeliyken meşhuuur “Anguslar”la ilgili bir sıkıntısı olmuş, neyse!
Paralelcilerin telefonlarını dinlediği falan da söylendiydi…
Arada da Bozkurtların partisinin lideri ile görüşüp elini öpmeyi ihmal etmiyordu.
Mürekkep yalamış kurnaz bir tilkiydi…
Devlet görmüş adam dediler…
Aday yaptı lider, kazanamadı…
Desteklemeye devam etti lider…
Mebbus yaptılar…
Nefer olmadan paşa yapılınca olan oldu, kümes dar geldi!
Paşa olmuş ama Ülkücü olamamıştı belli ki…
Ne gençliğinde ne de sonrası hiçbir Bozkurt yuvasında yer almamıştı…
Ülkücü kalenin sığıntısı, Kelkitli tilkilerin uyarılarıyla, ilk savrulmada Bozkurt yuvasını terk edip horozu bol kümese iltica etti…
“Lider mider” vız gelirdi, “küresel güçler” onların arkasında olduktan sonra…
Birileri “Ramazan ya, şekeri düştü herhalde” dediyse de kimseler inanmadı…
O paradigmayı değiştirmeye heveslilerin kümesine çoktan yerleşmişti.
O kümeste o kadar çok horoz vardı ki…
Bunca horoza da bir “tilki” elbette lazımdı…
Bozkurt yuvasında bir yere varamayacağını anlamış olmalıydı…
Meşhur Kelkitli tilkilerin sözünü dinlediğini anlattı birileri…
Lideri, Mevlana vilayetinde Bozkurtlarla topluca iftar açarken o tilkinin birileriyle gizlice toplantılar yaptığını fısıldadı!
Ne acıdır ki, o kümeste tilkiliğe soyunurken Türkmen dağı düşmüştü…
Abileri, ablaları, kümesin diğer horoz ve tavukları hala “folluk”la uğraşıyordu…
Birileri yiğit bir kadın Ülküdaşına ana avrat söverken hiçbirinin sesinin çıkmaması da ayrı bir edepsizlikti…
O kadın Ülkücü bir anneydi, partide MYK üyesiydi, yıldıramamışlardı, ahlaksızca saldırıya geçtiler… Hâlbuki Ablaları da bir “babaanne”ydi, anneydi, kadındı ama olanı biteni gözü görmüyordu, “değişim” derdinden başka derdi yoktu kadının…
Ama tilkinin kendi kümesine girişini “paylaşın” diye yırtınıyordu Facebook’ta!
Birkaç kişiyi daha kandırmanın figüranı yapmıştı tilkiyi..
Onun için bu yolda her şey mübahtı…
Cemaat, sermaye, medya, AKP desteği, ihanet…
Bu kümese ne kadar kümes kaçkını varsa doldurdular…
Tilki, aradığı kümesi bulmuş, İstanbul’u fethetmiş komutan edasıyla medyaya bir açıklama yaptı:
“Bugün tabanın ezici çoğunluğu ve Aziz Türk milleti bir tüzük değişikliği kurultayı yapılmasını istemektedir. Ben bir Milletvekili ve tabii Büyük Kurultay Delegesi olarak tabanımızın ve milletimizin ortaya koyduğu iradeye uyuyorum. 19 Haziran Pazar günü yapılacak olan Olağanüstü Tüzük Kurultayı’na katılacağımı buradan açıklıyorum.”
Haydeee, cemaatin, sermayenin medyasında gümbür gümbür Kurultay haberleri!
Bir sevinç, bir şamata!
Surda bir gedik daha açtık diye böbürlenmeler falan…
Yeni kümesin tilkisi bir de edep dersi vermeye kalkmış iyi mi?
“Bu tavır, ülkücü edep ve terbiye sınırları içinde alınmış, tamamen demokratik, ilkesel ve vicdani bir tavırdır”.
Vay be… Vefayı, sadakati, töreyi, Gülistan’da seçilmesi için çalışan Ülküdaşını ve lideri unutan “tavır”a bakın!
Hakikaten kurt postunda tilkice!