Şu Y-CHP’li Bayan Baasçı, “Lâstik” kelimesinin yazılışını bile bilmez…
Çünkü O, Türkçe’deki inceltme/şapka işaretini (^) bilmez.
Türkçe’nin ne kadar lâstikli anlamlar taşıdığını da bilmez!
Bu yüzden boyundan büyük laflar eder durur.
Bir zamanların Çiller’i gibi…
Daha önce de yazmıştık.
(Bknz. Başımıza Bir de Baasçı Abla mı Çıktı?, 10.09.2016)
Türk milleti ile millilikle hiç alakası yoktur…
Türk halkı bile demez, “Türkiye halkı” demeyi marifet sanır…
14 bin PKK’li öğretmenin peşinden gider…
Daha önce de “Sarayda kurultay yaparsınız” dediydi…
“Çömez” ya, ilk gidenin Baykal ve Kılıçdaroğlu olduğunu unutmuş işte!
“Demokrasiyi hiçe sayan hiçbir adımın ortağı olmayız” demişti…
Sırf “solcu” diye ne kadar FETÖ yardakçısı, Kürt diye ne kadar PKK’li bölücü varsa sahiplenmeye kalkmak onun için demokrasi…
PKK’yi ilk defa TBMM’ye taşımak demokrasi…
14 bin sicilli PKK’li öğretmene sahip çıkmak demokrasi…
Doğu ve güneydoğudaki sicilli PKK’li sağlık personeline de kalkan olmak demokrasi...
Adli yıl açılışı için Bahçeli Saray’a gitti diye de laf ettiydi.
“Sarayda kurultay yaparsınız” dediydi…
“Atatürk’ün partisiyiz” diye geçinen Y-CHP’nin sözcüsü bayan, PKK sevicisidir…
“Demokrat” ayaklarıyla yapar bu işi!
Sonra…
Yenikapı mitingine Bahçeli katılacağını açıklayınca, Kılıçdaroğlu da katılır.
Ya Yenikapı mitinginde samimi değildi, ya da şimdi…
“Demokrasiyi hiçe sayan hiçbir adımın ortağı olmayız” dedi…
“Türkiye’nin bir anayasa sorunu yoktur” da demişti.
“Sorun yok”tur ama laf olsun diye bir anayasa uygulaması olan OHAL’e karşı çıkar.
PKK’li belediyelere atana kayyuma karşı çıkar.
HDP’ye “AKP’ye karşı cephede buluşalım” diyen bayandır O!
“Muhataplarımız arasında tabii ki PKK de var” der…
“İktidara geldiğimizde PKK ile masaya oturacağız” der…
Der ama cevabı MHP’li Semih Yalçın yapıştırıverir:
“CHP’ye kongrelerini Kandil’de yapmak yakışır!”
Bayana “Devlet’in kanatları altında olmak” zor geldi herhalde…
Levent abisi, Bahçeli’nin açıklamasında “kapalı kapılar ardında ‘öküz’ aradı” ya…
Altta kalmayayım demiş…
Abileri Çölaşan, Turan, Özdil gibi Bahçeli hastalığı depreşmiş…
MHP için “Sarayın yedek lâstiği” deyivermiş…
Gazeteci Hacır anlamış, o anlayamamış meseleyi, nanay!
“Lâstik” gibi lafları pek seviyor.
Seviyor da, kaç çeşit “lâstik” olduğunu bilmez zahir!
Meselâ don lâstiği vardır…
Meselâ sapan lâstiği vardır…
Meselâ otomobil lâstiği vardır…
Özellikle “ön teker”deki lâstik nereye giderse “arkadakiler” de oraya gitmek mecburiyetindedir…
Ama otomobilin balansı bozulmuş, sistem tıkanmış, Çankaya ve Saray
15 Temmuz’dan beri “otomobilin şoförü” Bahçeli’dir ve o nereye derse o lâstikler oraya gitmektedir.
Son olarak Saray’ın anayasa dışı fiili tutumuna bir yol çizivermiştir!
AKP’ye destek olacak bakalım Y-CHP mi olacak, PKK uzantısı HDP mi?
“Yedek lâstik” kimmiş göreceğiz…
Galiba Kılıçdaroğlu’nun “yedeği” olduğunu vurgulamak istemiş…
“Stepne” kimmiş göreceğiz…
Tabii Bahçeli’nin Binali’nin kucağına koyduğu bombayı imha edebilirlerse…
Tabii kendi içindeki kırk yamalı bohçayı toplayıp Meclise tasarı getirebilirlerse…
Ondan sonrası, herkes kendi “anayasadaki görevleri”ne…
Direksiyondaki “Şoför”ün yönlendirdiği lâstiklere marş marş!