Bozkurt bakışlı Atatürk’ün çocuklarımıza titreyişine bakın…
Devlet Bey’in Türkmen balası Aysel için titreyişine bakın…
Hazreti Peygamber’in kız-erkek bütün çocuklar için titreyişine bakın…
Sonra geldiğimiz noktada halimize yanın…
*
Aslında Müslümanlığımızın, Türklüğümüzün didik didik edildiği bu rezillikte…
Din tacirlerinin iliklerimizi emdiği bu keşmekeşte…
İnanç sömürüsünün mitinglerde fink attığı ikiyüzlülükte…
Allah’la aldatıp devlet ve paranın peşinde kitleleri afyonlayan İblislikte…
Masum sabi-sübyan üzerinden akıl dışı fetvalara soyunan ahlaksızlıkta…
İçimizi saran bu korkunç yangında savunacak neyimiz kaldı?
*
21. Yüzyılda bebelerimizi, kız-erkek çocuklarımızı koruyamaz olduk…
Anneler çocuklarını koklayıp ana dilinde eğitemeden birilerine teslim ediyor…
Ya bakıcıya, ya kreşe…
Babalar hep işte… Gün zaten kovalamaca… Hayat sıkıntılı…
Hadi şehirleri anladık, köylerimize ne oluyor…
Eğitimimizle o kadar oynadılar ki…
Adalet sistemimiz, AB kriterleri diye diye o kadar değişime sokuldu ki…
İhanet eden de, sabiye tecavüz eden de aynı kefede…
İblisi ürkütecek bir müeyyide kalmadı!
Müslüman Türk’ün töresi, geleneği, ahlaki değerleri ha bre törpülendi…
Bu memleket, adına ne derseniz deyin cinsi sapıkların vekil adayı olmasına, dernekleşmesine, caddelerde gösteri yapmalarına bile izin verir oldu…
Adı da “özgürlük!”
*
Bu ülkenin televizyonları gün boyu eniştesiyle yatan, babasını kazıklayan, şirketini yattığı sekreterine peşkeş çeken dizilerle dolu…
Reyting rekoru kıranlar da mafya dizileri…
Kolay para, alınteriyle dalga geçen, lüks hayatı özendiren, sanatkâr demeye bin para isteyen şaklabanların cirit attığı medya…
Muhafazakâr 16 yıllık iktidarda beyni sulanmış adamların çoluk çocuk üzerinden evlenme fetvaları verişi…
Kendini laik, devrimci, Kemalist sanan kimliksizliğin çırılçıplak, içkili, inanç özgürlüğünü sadece kendi özgürlüğü sanan aptallığı…
Acem sıkmabaşı yapıp kot pantolon ve boya küpü makyajla dolaşan müptezellik…
Ne bekliyordunuz ki?
*
Bunca belayla savaş, bunca iç ve dış düşmanla cebelleşme, bunca kan, bunca şehit…
Memleketi paraya boğsanız ne olacak?
Milli bekanız, istiklal ve istikbaliniz ne için?
Yedi düvelin gözünün olduğu bu cennet vatanda, çocuklarımızı ve kadınlarımızı koruyamıyorsak, dünya devi olsanız ne yazar?
Biz, Türkiye’nin geleceği tehdit altında dedikçe gülenler, şimdi oturup düşünmeliler…
“Kadın ve çocuk”, tehdit altındaysa, temellerimize dinamit konmuştur…
Bunu silahla, topla-tüfekle çözemezsiniz beyler…
Ahlak, akıl, inanç, adalet yüreğimizden ve beyinlerimizden sökülüp alınıyor, farkında değil misiniz?
PKK’li teröristi birileri ziyaret ederken demokrasi, Devlet Bey Çakıcı’yı ziyaret edince Başsavcıya sürgün öyle mi?
Bu sinsi, bu ikircikli, bu ahlaksızca, bu bencilce yaklaşımla bu ülkenin daha çok çocuğunu, daha çok kadınını şiddete ve sapıklığa kurban vereceğiz demektir.
Toplumun temeli aile, aile dediğin “mahremiyet” ve “masumiyet”…
“Masumiyet” dediğin de “kadın ve çocuk”…
Ülkede masumiyetin ırzına geçilmesine asla göz yumamayız…
Meclis ilk toplantısında, ertelemeden “idam”ı getirmelidir…
“Terörist ve tecavüzcü”ye…
Bunun demokrasi, insan hakları, özgürlük bahanesi olamaz!
Çocuklarımız asla ihmal edilemez!