Bozkurt yavrusu Çağrı ve Çınar Beylerden sonra üçüncü torunumuz Bozkurt balası Umay Hanımı da kucağımıza almanın şükür ve saadeti içinde varmıştık Ankara’ya…
Türkmen Beyini güler yüzü, espirili ve kinayeli ama babacan tavrıyla karşımızda görmek mutlu etti bizi.
24 saat ülkenin ve teşkilatlarının dertleriyle hemhal olan bu adamın bir iftar vaktinde bu nezaket ve vefakârlığı şaşırtıyor insanı…
Ve bir kere daha anlaşılıyordu ki, bu dava dualıdır ve dirayetli, basiretli, liyakatli, devamlı çare üreten, yeni neslin önünü açmaya çalışan bir genel başkanı ile ayaktadır.
Çağın mücadele araçlarını, yazılı ve görüntülü basının günümüzdeki önemini, televizyon ve internet kaynaklı sosyal medyanın Ülkücülere neler yaptırabildiğini çok iyi kavramış bir lider karşımızdaydı.
Ülkücülerin pek alışık olmadığı mizah yeteneği, şakaları ve kinayeli sözleri, kırmadan verdiği mesajlar ve gazeteci ve televizyoncu olarak Ortadoğu ve Bengütürk TV kadrolarına yaptığı olumlu eleştirilerle yolumuza ışık tuttu yeniden.
Bütün çabalar ülkenin ve milletin bekası içindi…
Bütün mücadele torunlarımın geleceği içindi…
Ülkücü Hareket’in iktidarı, devletin ve milletin istiklal ve istikbali için elzemdi.
“Kuşatılmış” bu yalnızlığımız içinde, Ortadoğu Gazetesi ve Bengütürk Televizyonumuz dışında fikirlerimizi aktaracak, haberin kaynağından milleti bilgilendirecek, teknoloji ve sanatta Türk milliyetçilerini ileriye taşıyacak imkânlardan yoksun olduğumuzu biliyordu ve bir avuç da olsak bu kadrolara güvendiğini söylüyor, daha çok çalışılarak, ülkenin göz bebeği olunmasını istiyordu.
Kısır çekişmelerden uzak durmalı, yeni kadrolar yetiştirmeliydik.
Gençlerin önünü açmalıydık…
Devlet Bey bunları istiyordu bizden…
Medyanın önemini mıh gibi kazıdı beynimize…
Gazetemizi geliştirmeli, analiz, haber, köşe yazıları ile Türk milletini kucaklayarak Türkiye’nin gazetesi olmanın çarelerini üretmeliydik.
“Ekranları parselleyenler arasında Ülkücü yazar, fikir adamı ve sanatçılar başta olmalı” dedi. Milletin kirli kalemlerce zehirlenmesine izin vermemeliydik.
“Bengütürk TV, dizileriyle, belgeselleri, haberleri ile her evde açık olan kanal olmalı” dedi Devlet Bey… Mazeret üretilmemeli, projelerle gelinmeliydi karşısına… Kaynak mutlaka bulunurdu…
Bir nezaket, vefa ve kadirşinaslık örneği olan ve gelenekselleşen iftar yemeğinde, Mehmet Müftüoğlu yönetimindeki Ortadoğu Gazetesi yazarlarını ve Metin Özkan’ın Bengütürk TV kadrosunu şereflendiren Türkmen Beyinin verdiği güven ve huzurun, tasavvuf müziği eşliğinde yenen yemeğin anılarını arkadaşlarımız uzun zaman unutamayacaktır.
O akşam yanındaki yol arkadaşları Semih Bey, Mevlüt Bey, Sadir Bey ve Oktay Beyin sıcak, samimi ve güleryüzlü dostlukları da ayrı birer güzellikti.
Nihayetinde, ertesi gün ekranda gencecik arkadaşlarımız Bahadır ve Burak Beylerin yanında Mazhar Beyle yaptığımız sohbetin gördüğü ilgi, ümitlerimizi boşa çıkarmamıştı…
Şükür!..
Yıllardır paradigma değişimcilerinin saldırılarına direnişimiz boşa değildi.
Kaça satıldığımızdan, ne vaat edildiğinden bahsedip duran kahpelik ve küfürbazlığa paye vermeden sürdürdüğümüz, uğruna mahkeme salonlarına abone edildiğimiz kutlu davanın ve hep inanarak yanında olmaya özen gösterdiğimiz liderimizin bir güneş, bir ümit, bir gençlik aşısı gibi güleryüzü ile yanımızda olmasını, hangi dünya nimeti, hangi ihtiras, hangi çıkar karşılayabilir ki?
Kimseler bilmez, Devlet Bey, 2016-Kasım’ında geçirdiğimiz şiddetli hastalığım sırasında “güzel bir insan” olmanın asalet ve nezaketi içinde, yakından ilgilenen, etrafındakilere talimat veren beyefendiliğini hep göstermiştir!
Bugün mankurtlaşmış, hatır, vefa ve gençlikleri uğruna vekil, başkan yaptığı birçok ihanetin saldırısına inat, Türkmen Beyi bıkmadan usanmadan sadece Türk milleti için mücadele verebilen nadir bir liderdir ve bu da Ülkücü Hareket’e nasip olmuştur.
“Yalnız bir adam”ın dönmemek ve yorulmamak üzere çıktığı yolda yanında olmak bize ancak şeref verir, gururlandırır!
Torunlarımız için, yüce milletimiz için, Turan için bir Ankara akşamında bize verilen kutsal vazifenin daha çok farkında, daha çok titizliğinde olmak zorundayız!
Şunu iyi biliyoruz ki, Bahçeli liderliğindeki MHP, ülkenin geleceğidir; Devlet Beye yapılan saldırıların ve teşkilatlara kurulan kumpasların sebebi de budur.
Tanrı liderimize ve inanmış Ülkücülere güç versin, dirlik ve birlik ihsan eylesin!