İki silahı ve yüzlerce mermisiyle AKP’li cumhurun kaçak sarayını korumaya kalkan Jöleli dakavukları gördü bu ülke…
13 yılda akla zarar tımarhanelikler üretti…
13 yıllık kısa metrajlı korku filmi gibi bir iktidar…
17-25 Aralık baskınıyla vicdan ve akıllarını yitirdiler…
Bunu “17 Aralık günah işleme özgürlüğüne bir darbedir” diye açıklayan Metin Külünk gibileri peydah oldu.
Bu tımarhanenin ilk fişeği “Tezkere geçmezse memura maaş ödeyemeyiz” dediklerinde patlamıştı!
Sonra delirme alametleri, AKP’li vekillerden “Anayasadan Türk kelimesini çıkaracağız” diyerek geldi…
Müslümanlara “Çalıyorlar ama çalışıyorlar” dedirtecek kadar hırsızlığı meşrulaştırdılar!
Mercedesi ile meşhur Diyanet’in seçime bir gün kala camilerde kavgalar çıkaran siyasi hutbe okutması tımarhanenin kapılarının açıldığını gösteriyor.
Tımarhaneden her gün yenileri piyasaya düşüyor.
Son örnek Haber 7’nin Arap kılıklı delisi Esra Elönü… Diyarbakır’daki patlama sonucu şu twitleri atmış:
“Demirtaş’ın sazı mı patladı”.
“Ya zılgıt çeke çeke defolun. Sırf Katil Erdoğan demek için kendinizi patlatmışsınızdır siz…”
Meşhur Kâbeli pasta kesicisi, Yenikapı'daki Fetih Şöleni'nde "Davutoğlu'na başbakanlık peygamber tarafından verildi" diyen sarıklı cüppeli meczup İsmailağa Cemaati'nden Ramazan Özsarı, fesli kıravatlı hırkalı tarih fırıldağı Kadir Mısıroğlu'nu ziyaret etmiş.
Buluştukları yer, Osmanlılar İlim ve İrfan Vakfı imiş!
Osmanlının neden yıkıldığını anladınız mı şimdi?
Bu devirde “Yolsuzluk, hırsızlık değildir” ve Bilal oğlanın TÜRGEV’i ile ilgili “İhale verilen işadamlarının ‘istemeyerek de olsa’ bağış yapmasının caiz olduğunu” söyleyebilen ilahiyatçı yazarlar türedi.
İsmail Kahraman adlı akıl tutulmasındaki bu Yeni şafak yazarı, “Ben oyumu kadrosu içinde namazlı niyazlı nur yüzlü insanların bulunduğu partiye (Ak Parti'ye) vereceğim” diyecek kadar da müminleri kandırmaktan utanmıyor!
Belediyecilik yapacağına, oraya buraya dinozor diken ve Ankara’yı sel götürürken MHP’ye kiniyle MHP-HDP-CHP koalisyonundan bahseden komplocu Melih Gökçek de ayrı bir tür!
Memur torpilleri için “Akrabayı koruma dinimizin emridir” açıklaması yapan Kürtçü deli Mehmet Metiner’i tanıdık.
Soma’da 301 canı madene gömen, ölümü fıtrata bağlayan ve işçiyi tekmeleyen RTE miting yapacak diye Manisa’da “Somalı mandeciler” adına dev bir teşekkür pankartı(!) asan zeka özürlüler de ancak bu ülkede çıkar!
İstanbul’da belediye önüne Kabe maketi yapıp tavafa duranları da üretti bu kafa…
İktidar tarafı olmuş Diyanet’in kafayı kırmış bir müezzini “Onun yönettiği hanımlar Reis-i Cumhura helaldir” fetvasında bile bulundu.
İktidardan medya, fabrika, arazi cukkalarını alıp “Anama babam çocukların sana feda olsun” ve “Ben ona aşığım” diyecek kadar münafıklığın zirvesine çıkan Ethem Sancak tipi iş adamları da bu devrin uyanıkları!
IŞİD tehdidi nedeniyle iktidarın kemiklerini naklettiği Süleyman şah için, “Süleyman şah Yörük olduğu için gezginliğe devam ediyor”sözlerini eden Ülke TV yönetmeni Hasan Öztürk gibilerini de gördük.
“Başörtüsüz kadın perdesi olmayan eve benzer” diyebilen AKP İlçe Başkanı çıktı.
İktidarın CHP’den ithal ettiği Savcı Sayan ise, “evrim”in son numunesi… İzmir’den aday gösteriliyor ve “Recep Tayyip Erdoğan benim içim milli bir liderdir” naraları atıyor şimdi!
“Şimdi 24 saat yağmur yağıyor. AKP’nin yüzü suyu hürmetine” diyen AKP milletvekili Mustafa Göktaş’ı da tanıdı bu millet…
Genel Başkanlarını peygamber ve hatta tanrı vasıflı gören delileri de görmüştük…
En son emareyi “Profesör” ünvanlı Kiziroğlu Ahmet Hoca gösterdi. “Bahçeli’yi, 28 Şubat’ta Başbakan” sanıyor! O kadar “stratejik derinlik” sahibi bir Başbakan!
Ey millet, düşün taşın ve bu korku filmine bir son verip bu delileri gönderin geldiği yere!