Bugün Mersin, önemli günlerden birine şahit olacak…
Devlet Bey, Başkan Burhanettin Kocamaz’ın 1923 Projesi ile gövde gösterisi yapacak…
Türk milletinin günden güne artan teveccühü ile yine düşman çatlatılacak…
Gelecek hafta da 3 günlük Antalya kampı var…
MHP’nin bütün il ve ilçe başkanları Bahçeli ile birlikte olacaklar…
Ondan sonrası 18 Mart… Çanakkale zaferi gibi!
*
Ülkücü belediyecilik farklı bir hizmet anlayışı…
İktidar nimetlerinden uzak, ellerindeki imkânlarla adeta mucize peşinde koşuyor MHP’li belediyeler…
Bakmayın siz AKP ve CHP’nin afra tafrasına…
Bakmayın siz, alınan kredi ve iktidar imkânlarıyla yaptıkları şatafatlı yatırımlarına…
Ülkücü Başkanlar, şehirlerinde çevreye, tarihe, kültüre saygılı, teknolojiye ve modern hizmet ürünlerine açık, Anadolu’da mükemmel işler yapıyorlar.
Bu Hareket, 7 Haziran sonrası kahpelik yaşamasaydı, çok daha büyük başarılar elde ederdik…
AB-D/FETÖ/PKK/Sermaye/Medya, kalelerimize saldırıya geçtiğinde, rüzgâra kapılanlar savrulup gitti. Parlayan yıldızımıza dışarıdan kopup gelenler safra atığı olarak sadece baş ağrısı oldular…
Bunları Devlet Bey ve bir avuç arkadaşı bertaraf etmeyi ve hatta hücuma geçmeyi bildi ve bugün yüzbinleri meydanlara sığdıramıyoruz…
Bu dava, onlarca yıldır bu kalleşliklere alışık, dualı…
Üç de olsak, seksen de olsak, 35 de olsak, Türkmen Beyinin cesaret ve iradesiyle hep asil Türk milletinin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin muhafızı olmaya devam ettik…
Bu yüzdendir 12. Olağan Büyük Kurultay’ın sloganı “Milli Duruş: Şühedaya Vefa, Millete Beka”dır…
*
“CHP, Atatürk’ün partisi olsaydı MHP’yi kurmazdım” diyen Başbuğ’un tedrisatından gelmiş bir Bozkurt’un önderliğinde yeni bir seçim atmosferine giriyoruz.
Bahçeli müthiş bir koşunun içinde…
Hiçbir dedikoduya itibar etmeden, hiçbir fitneye fırsat vermeden yürümek mecburiyetindeyiz.
Ülkücü, yaşadıklarından ve tarihten ders alandır.
2010’dan beri bitip tükenmeyen saldırılara göğüs gerdik, atılım yaptık…
Yaban yeline kapılanların gözü yine kapılarımızdadır.
Belli ki taşıma suyla değirmen dönmemekte, yamalı bohçayla da çeyiz düzülmemektedir.
*
Milliyetçi Ülkücü Hareket, uyanık olmak, gönül gözünü açık tutmak, sadece ve sadece Türk milletinin bekası için çalışmak, dirlik ve kardeşlik vurgusu yapmak zorundadır.
Bu gayretin sonucu, tabii olarak MHP iktidarının kapılarını açmaktır…
Yanımızda olmayan medyaya, muhaliflerin yaygarasına ve özellikle cebimizde el bombası gibi duran telefonlarımızdaki sosyal medyanın trollemesine gelmemeliyiz.
Başımızda basireti, cesareti ve devlet tecrübesiyle Beyimiz bulunmaktadır…
Sabırlı olmak, kenetlenmek, lideri takip etmek, talimatları uygulamak, teşkilatları ayakta ve dinamik tutmak boynumuzun borcudur.
İçerideki ihaneti, çevredeki çemberi kırmanın başka yolu yoktur.
Gidecek başka partimiz ve sığınacak başka ülkemiz de yoktur!
*
Milletin tek umudunun MHP’de olduğunu aklınızdan çıkarmayınız…
Yeni “Bizans hastalıkları”nın türemesine izin vermeyiniz.
“Turan”ın geleceği, sağlıklı bir MHP’dedir, buna inanınız!
18 Mart 2018’de Ülkücüler tarih yazmalı, “Türk Yüzyılı”nın temelini atmalıdır.
Bugün Mersin’deki coşkunun yüzlerce katını 18 Mart’ta ve 2019’da yaşamalıyız.
Kucağımız vatan aşkıyla yanan milletimizin her ferdine açıktır.
Milli bir seferberlikteyiz…
Tahriklere gülüp geçiniz, kanun dışı eylemlere itibar etmeyiniz.
Teşkilatlarınızla sıkı irtibat halinde olunuz, MHP ve Ülkü Ocakları dışındaki oluşumlardan, safra atıklarından, eski müsveddelerden uzak durunuz.
Sabır, metanet ve güven zaferi bize yaşatacaktır!
Sadece Beyimize kulak veriniz…
Gerisi Allah kerimdir…