MİLLÎ FELAKET PROJESİ: KANAL İSTANBUL

  Payitaht bildikleri İstanbul dışında memleketin hiçbir yerine çılgın projeleri olmuyor nedense... Padişah’a bir boğaz yetmiyor, onca otoyol, köprüler, tüpgeçitler yetmiyor, ikinci “Boğaz” lâzım... Ama memlekete 13 yıldır bir büyük sanayi tesisi kurmuş, bir muhteşem nükleer santralin temelini atmış değil... “Güç”ün zehirlediği, hırs ve kibirin esir aldığı zatıâlilerine yedi nesil konuşulacak, ismini cilalayacak “çılgın proje” lazım... 2011’de “Çılgın proje” diye tanıttığı ve Türkçeye aykırı “Kanal İstanbul” isimli garabet zaman zaman dillendiriliyor... Rafa kalktı sanıyorduk, resmî bir çalışma, ihale ilânı falan duyulmamıştı... Meksika’dan dönüşte uçağındaki tasmalılarla konuşurken yine bu felaket projesinden bahsetmiş! Onunla kalsa iyi... Yeni bir “tüpgeçit” yapımından da söz etmiş! TMSF yosması havuz medyası da “ İstanbul’a müjde!” diye verdi dedikoduyu... İyice anlaşılıyor ki, Bay Serok Ahmet, Başbakan falan değildir! “İcranın başı”, cumhurun Cumhurbaşkanı diye seçtiği ve tarafsız kalacağına dair yemin eden Bay RTE mi? Bay RTE, hem bakan, hem başbakan, hem genel başkan, hem cumhurbaşkanı, yani tek adam, yani diktatör mü? Uçakta yanındaki dalkavuklara diyor ki: “Fatih Sultan ile Boğaziçi Köprüleri arasına yeni bir tüpgeçit yapılacak”... Yetinmiyor bununla ve ağzından kaçırıyor: “Kanal İstanbul'u yapacak firmanın yetkilileriyle geçen hafta bir araya geldik. "Bir an önce projeye başlamanız lazım. Türkiye'nin adını uluslararası platformda duyuracak en önemli projedir. Acele edin" dedik.” Müteaahitle baş başa görüşüyor, talimat veriyor! Yani... “İhale mihale anlamam... İşi istediğim firmaya verir, yaptırırım” diyor ağa... Nerde rantı büyük, riskli, hafriyatı, kazısı bol, ulaşım alanı geniş proje var, gözleri oralarda... Kamuoyu ile paylaşmıyorlar... Ne güzergâhı belli, ne maliyeti... 3.Havalimanı inşaat alanının hiç de uygun olmadığı, müteahhidin muazzam paralara dolgu, kazı, hafriyat yaptığı malûmunuz... İstimlâk işleri bile sonradan yapılıyor... İstanbul’un kuzeyinde, orman alanında, su havzasında yapılan tahribatın sonuçlarını yıllar sonra göreceğiz. Hiçbir Cumhuriyet eserine saygıları yok. Atatürk havalimanını genişletmek, çevrede istimlake girişmek falan düşünmüyorlar. Fikir olarak düşünülür düşünülmez, yandaş sermaye, milletin a...na koyma meraklısı işadamları arazi alımlarına başlıyorlar. Son yaptıkları yatırımlara bakın yeter! Padişah hazretleri uçaktaki dalkavuklarına açıklamış: “Küçük Çamlıca'da İstanbul için bir seyir kulesi projesi gerçekleştirdik. İhale yaptılar olmadı. Büyük Çamlıca camisinin kabası da yüzde 60-70'i bitti. İçerisi için hat vs hazırlıkları da tamamlandı. Altında külliye olacak. Bir hattat grubu ile bir araya geldim. 2-3 yıl içinde yeni hatlarla Kuran-ı kerimler yazılacak. Bu Cumhurbaşkanlığı projesidir.” İstanbul onun için payitaht... Kendisi de 7 Haziran 2015’ten sonra 400 milletvekili ile tek adam! Yani İmparator! Bu ülke 780 bin kilometre kare... İstanbul dışında düşündüğü bir çılgın proje yok! Aslın böyle projeler aman aklına gelmesin... Talan edilmemiş, ormanlarımız, ovalarımız, meralarımız, dağlarımız öylece kalsın... Tek eserleri “duble yollar”... Onlar da her sene tamire muhtaç... Her karda, selde tıkalı... Aman çılgın proje yapmasınlar. Aman inşaat sektörünü harekete geçirmesinler. Kanal İstanbul dedikleri millî felaket projesine asla geçit vermemeliyiz. Trakya’yı, İstanbul’u, Karadeniz ve Marmara’yı altına üstüne getirir bu proje... Aklın, bilimin sesini dinlemek zorundalar... Bu kanal asla yapılmamalıdır, yaptırmamalıyız. Kestikleri ağaçları yeniden dikebiliriz ama kanal vereceği tahribatı asla düzeltemeyiz. Ciddî bir deprem bölgesinde bunca köprü, tüpgeçit ve kanal nasıl açıklanabilir? Bu millî felaket projesi uygulanırsa deniz canlıları, su havzaları, verimli tarım alanları ve ormanlar ciddi şekilde etkilenir. Bu projeyi yapmak reis-i cumhurun görevi mi? Başbakan yok zaten, başka yok mu bu gidişe dur diyecek?   Mustafa ÖNDER mustafaonder35@gmail.com