Mehmet Müftüoğlu, televizyonda “değirmenin suyunu” sorunca, İzmirli Abi, “mitingin maliyeti 100 bin lirayı ben verdim” deyiverdi!
Allah versin de, acaba seçimlerde de bu kadar para harcamışlar mıydı?
“Paradigmayı değiştireceğim” diye yola çıkan Ablanın peşinde koştukları kadar memleketi turlamışlar mıydı?
Acaba, Alanya’daki malum otelde “nankör bir bildiri” için 3 gün ağırladıkları “Taşmedreseli reisler”e iş, aş, tatil imkânı sağlamışlar mıydı?
Rezilliğin diz boyu olup sonunda 4 adayın birbirine düştüğü 15 Mayıs değişim isyanını “Ülkücü devrim” diye anons eden gafillerin hangisi teşkilatlarda aktifti, ne kadarı “sandık nöbeti”nde vazife almıştı?
İnanın, Yargıtay kararı bizi ilgilendirmiyor.
Bizi, organize edilen “Olağanüstü paradigma değişim organizasyonu” ilgilendiriyor.
Bizi 47 yılık varlık-yokluk kavgası içinde “dava”nın omuzlayıcıları, çilesini çekenleri, damlarda ömür tüketenleri ilgilendiriyor.
Ablasının mitingi için 100 bin lirayı gözden çıkaran “zenginlik” içinde Ülkücüler varken, neden onca gariban Ülkücü işsiz güçsüzdür?
Yoksulluğu "iliklerine kadar" yaşayan Ülküdaşlarımızın hala 200 gündür nereden geldiği, kimlerin havuzundan çıktığı açıklanamayan milyarlarca lira masraf ile yürütülen "Olağanüstü Paradigma Değişim Organizasyonları”nı sorgulamamaları bizi ilgilendiriyor!
Bizi ilgilendiren, MHP’li yüzlerce belediyenin kadrolarında -eş dost dışında- kaç Ülkücüye yer verildiğidir… Kaç çileli Ülkücüye, AKP’nin hatta CHP’nin yaptığı gibi küçücük bir büfe, bir kantin verildiği, bir taşeron şirket kurularak istihdam alanı açıldığı, bir ihale çağrısı yapılarak, yine davaya hizmete dönecek para kazandırıldığıdır!
Çoğu Ülkücülerin sırtına basıp yükselen “etiketliler”, şimdi Bahçeli’yi beğenmeyip devşirme Yeniçeriler gibi değişim hastalığına kapılmış, para saçıyorlar!
2-3 senelik MHP-DSP-ANAP koalisyonunda ihale kovalayıp baba dükkanından malzeme sattıranlardır bizi ilgilendiren…
Hiç “istemeyen”, hiç “bir hırka bir lokma” felsefesinden vazgeçmeden 12 Eylül zindanlarında ömür tüketmeye razı olmuş samimi, sadece dava adamı ve Başbuğ’un yoldaşları olmaktan şeref duyan, “reisliğe” özenmemiş, yaşanan otel vakalarına tenezzül etmemiş, rızkını mısır satarak, marangozluk yaparak hayatlarını idame ettiren yiğitlerdir bizi ilgilendiren…
Kıt imkânla hala partide görev bekleyen, asla kin duymayan adsızlardır bizi ilgilendiren…
Nedir bu görgüsüzlük ve vefasızlık hengâmesi?
Bizi ilgilendiren, bu kadar büyük bütçeleriniz varken, hangi Ülkü devinin elinden tutup çektiğinizdir?
Bizi ilgilendiren, 12 Eylül sonrası “yeniden diriliş”e kadar, kendi menfaatlerine “Ülkücü” yaftasıyla memlekette “Ülkücü mafya” tezgâhları kuranlarla, devletin ulvi menfaatleri için bir başlarına milli kavgaya girişenlerdir.
Bizi ilgilendiren, birden bire ortalığı kaplayan “eskiler”, “reisler”, “kara gözlüklü adamlarla” dolaşıp AKP’nin, Saray’ın ekmeğine yağ sürenlerdir!
Bizi ilgilendiren Fethiye’de mısır satarak hayatını kıt kanaat sürdüren 60 yaşı aşmış birilerinin Türkmen dağına gidişidir!
Mesele, birilerinin “Olağanüstü Paradigma Değişim Organizasyonu” ve uyuşturucu içip satanları ikinci kattaki pencereden atanları kahraman ilan eden “Ülkücü devrim” metaforundakileri koparıp atmaktadır!
Bizi ilgilendiren, milyarları kişisel miting için harcayıp kendi yiğitlerini ona buna muhtaç edenler ve Hz. Ali’nin “Bütün acıları tattım ama insana muhtaç olmaktan daha acısını görmedim” acısını hala yaşayan insanları otellerde kullanmaya kalkan görgüsüzlük ve küstahlıktır!
Bizi ilgilendiren, 7 Haziran’dan beri ikbal peşine düşüp sermaye-cemaat-medya desteğinde zenginliklerini MHP’yi kemirmeye adayanlardır!
Nihayetinde bizi ilgilendiren, “koltuk” diye yırtınanları hala sorgulamayan, gariban, dava yolcusu kardeşlerimizdir!
Gerisi taht kavgası, gerisi “yabanlar”ın iktidar yolundaki MHP’de asla kavuşamayacağı ikbal hayalleridir! O hayallerde ne gariban Ülkücü Hareket’e yer vardır ne de 9 Işık ilkelerine…
O Hayallerde Ülkücü sadece figürandır, bizi ilgilendiren bunun sorgulanmamasıdır!
Mustafa ÖNDER