Her devrin adamı, eski Millî Mücadeleci Cemil Çiçek’in yönetimindeki TBMM personeline “Hazreti Mevlana’yı Anlamak” başlığıyla bir konferans veriliyor. “Yasama” organı TBMM’nin personelinin “mesleki ve kişisel gelişimini sağlama”nın Mevlana ile ne alâkası olduğu işin başka yanı... Daha önceki skandalları ayyuka çıkmış birini orada konuşturup kendine sövdürmek nasıl bir duygu acaba? Cumhuriyet’in kutsal mekânında Atatürk devrimlerine küfür etmek, dil uzatmak akıl tutulması, delilik hatta cinnet değilse nedir? Meydan boş, taşlar bağlı itler serbest ya, 2071’in İmparatorluğunun(!) sarayı da inşa edilmişken, hazır “Yeni Türkiye” diye yutturulan siyasî İslamcı devr-i iktidarda Cumhuriyet’e, Atatürk’e ve inkılâplarına saldırmak lâzım! Elde ettikleri dünyevî nimetlerin karşılığını ödemek lâzım! Osmanlının son zır delilerinden Mısırlı Kadir yetmedi, TRT beslemesi bir tımarhanelik daha çıktı. Arada bir TRT’de ‘Hamile kadınların sokakta gezmesi estetik değil’ lafları eden, elde ettiği reyting yetmeyince çalışan kadınlara ‘Kocasına muhtaç değil ama elin adamının, patronunun hizmetinde olmayı haysiyetine uygun buluyor’ sûizanında bulunan bir Müslüman Mevlevî-Neyzen! Karısı için, “Ben eş demem. Eş yoktur, eşitlik yoktur. Ben karımla, çocuğumla eşit değilim. Eşim değil, zevcem olur. Karı da kurumsallığı anlatmak için kullanılır” diyebilen erken bunamış tasavvuf ehli! Sonra kafayı kadın pedine takıp “Şimdi maşallah kanatlısı, kanatsızı televizyonlarda uçuşuyor. Ayıptır, ayıp! Bunun adı realizm değildir, bunun adı terbiyesizliktir” diyen ahlâkçı! Teravih namazının ‘bidat’ olduğunu söyleyenlere “Eğer Hz. Ömer’in yaptığına bidat diyecek olan varsa gelsin. Teravih için Emevi jimnastiği diyenler de dillerini tutsunlar. Bu memleketin ve milletin delisi bitti zannetmesinler. Bir gün gelir bir deli o dili koparır” diyebilen medresesiz din allâmesi! Devlet erkânının Şeb-i Arus’ta “resmî Mevlana spikeri”... Ne hikmetse, hukuk müşaviri iken, 1991’de Kültür Bakanlığı İstanbul Tarihi Türk Musikisi Topluluğu’na müdür yapılan bir Cerrahî! Yobaz Akitçilerin “Hocaefendi” dediği bu deli, TBMM’de Cumhuriyet inkılâplarına dil uzatıp küstahlaşmış! TBMM’de milletin gözüne baka baka, Atatürk’ün 1 Kasım 1928'de yaptığı ‘Harf İnkılâbı’' için, “Bu memlekette inkilap (köpekleştirme) yapılmıştır. Dünyanın en büyük kütüphane cinayeti 1928’de Türkiye’de olmuştur. Bir gecede Türkiye’nin kitapları okunmaz hale gelmiştir. Eğer yazı Latinize edilmekle adam olunaydı Japonlar o kargacık burgacık yazılarıyla bugüne gelemezdi” diyebiliyor! Kabahat onda değil, kabahat, ağzı lağıma dönmüşı bu deliyi TBMM çatısı altında konuşturan Osmanlıcı, ümmetçi kafadadır. O bir meczup veya sapkın falan değil... Osmanlının son Ali Kemallerinden, Mustafa Kemal ve arkadaşlarını, Kuvvayı Milliyecileri vatan haini ilan eden sapık şeyhülislam ve dervişlerinin yeni türü! Hele söylediklerine bir bakalım: “İnkılâp”, “Bir durumdan başka duruma dönüşme. Kısa sürede yapılan köklü değişiklik, devrim” demek... “İnkilap” ise “Köpekleşme”... Kelb’ten geliyor. “Kelb”in anlamı “Köpek”, “kelb-i akur” ise “Kuduz köpek; gözü dönmüş saldırgan kimse” demektir. Adama sorarlar “adam”san, “Latin alfabesi”yle Türkiye Cumhuriyeti Hukuk Fakültesinde okuyup devlet katlarında neden cukkalandın, dergâhlarda dervişlik yaptın, neden Cumhuriyet kurumu TRT’de ve Atatürk ve arkadaşlarının kurduğu TBMM’de istediğin gibi sövüp saydın? Cumhuriyet, “köpekleşme” ürünü ise, sen ne oluyorsun? Hoşşşt, haddini bilmez densiz, hoşşşt süzme devşirme semazen! Müslüman kadınlarına sûizanda bulunup günah çukurunda debelenirken anneni, muhterem eşini aşağılayacaksın, o “inkılâb”ın sana tanıdığı “hürriyet”le dilin zehir saçacak, sonra Konya’da Şeb-i Arus’ta sahte “hû”lar çekeceksin öyle mi? Kalkıp Japonlardan bahsediyor utanmaz. Sen adam olmadıktan sonra Latin harfiyle yazsan ne çıkar, Arap harfiyle yazsan ne çıkar? Turizm gelirleriyle övünen AKP iktidarı ve onun badem bıyıklı sarı sendikasının Otelcilik ve Turizm okullarındaki alkollü içki servisi dersinin kaldırılmasını istemesiyle varılmak istenen hedefi anladınız mı ey millet! Osmanlı Türkçesi diye Arap alfabesini eğitime sokmak isteyenler toptan saldırıya geçti. Saraya bin liralık altın varaklı kadeh, okula Aşure Günü kutlaması! “İtibardan tasarruf”olmazmış! “Şeref”in de tavizi olmazdı ama Oslo’da bırakıp geldiklerini daha unutmadık! Gericiliğin çukurundaki “inkilap” yobazları! Ne diyor seninkiler: “Edep ya hû!” “Kelb” dediğin bile yemek yediği kapıya nankörlük etmez! Yetti artık çektiğimiz, sizin gibi Osmanlının son kelb-i akurlarından! Daha önce 'hamile kadınlar sokağa çıkmasın' sözüyle tepki çeken Ömer Tuğrul İnançer, TBMM çatısı altında katıldığı bir konferansta yine çok tartışılacak açıklamalar yaptı. Atatürk'ün 1 Kasım 1928'de yaptığı 'Harf Devrimi' hakkında “İnkilap mı? İnkilap ne demek biliyor musunuz ‘Köpekleştirme’ demektir. Bu memlekette inkilap (köpekleştirme) yapılmıştır” diyen İnançer'e CHP ve MHP'den sert tepki geldi. CHP'li Altay, ''Meclis Başkanı'nın bu kara lekeyi temizlemesi ve derhal çıkıp özür dilemesi gereklidir'' dedi Mustafa ÖNDER