Şehirlerin çöplüğü kente uzak bir yere yapılsa da zaman içinde koku yaymaya ve sıkışan gazlar yanmaya ve patlamaya başlar... Uzun zamandır tımarhaneye dönen, münafıklık ve şirk derecesinde Müslümanları şaşırtan açıklamalar yapan iktidar partisinin çöplüğünde de ufak yangınlar başladı. 13 yıldır biriken gaz iyice sıkıştı... Abdüllatif Şener ile başlayıp 17-25 Aralık baskınıyla süren istifaları akıllıca düşünmeyip paralele, ihanete bağlayanlar, şimdi “ihanet işaretleri” vermeye başladı. Partiyi kendi ikbali için basamak yapıp Saray’a taşınmak uğruna vesayet altına sokan Padişah, şimdi tartışılma noktasında... Bir yanda Fidan’ın kararnamesinin imzalanmaması, bir yanda çözüm süreci üzerine açıklamalar, diğer yanda her gün bir yerde hükümetten ayrı konuşmalar... Milletin onca sıkıntısı arasında “Başkanlık sistemi”ne odaklanan ve hükümeti ikide bir sarayda toplayarak zaafa düşüren Padişah, seçim yaklaştıkça hep olduğu gibi sözde milliyetçilik görüntüsü çizince partide mırıldanmalar başladı. Zaten Gül’e takınılan tavır ve 3 dönem kuralı yüzünden içten içe kaynayan teşkilat ve genel başkana inat sarayın milletvekili listeleri üzerinde çalışma yapması bardağı taşıran hususlardan... Medyadaki baskılarla önlenmeye çalışılan pislikler, yolsuzluklar, dini istismar eden konuşmalar, çözüm süreciyle körüklenen bölünme, diktaya ve polis devletine giden uygulamalar, işledikleri her suçu “kandırılma” bahanesiyle “paralel”e bağlamalar, lüks ve şatafat merakı, Anayasa ve hukuku dinlemeyen zihniyet, Fidan ve Ala sıkıntıları, sürekli zikzak çizen politikalar, Suriye’de saplanılan bataklık, Süleyman Şah türbesinin taşınması, Merkez Bankası müdahalesi, faiz lobisi lakırdıları, ekonomide tehlike sinyalleri, işsizlik, hanedan ve iktidar yakın çevresinin zenginleşmesi ve sınavsız memuriyete girişler birikti birikti, içten içe yangınlar başladı. Bu kadar gaz birikimiyle yakında patlamalar başlar diyorduk ki... Arınç ve Gökçek kapıştılar... Bütün kirli çamaşırlar fora! Hükümet sözcüsü Arınç, “Kürt sorunu yok” diye çıkışan Padişahı eleştiriverdi. Sıkıntı görülmüş olmalı ki, cumartesi günü İstanbul’da padişah ve sadrazam gece yarısı görüşmek zorunda kaldılar... Durup dururken eski Yeniden Milli Mücadeleci ve komplo teorisyeni Melih Gökçek, Arınç’ı “paralelci, fitneci ve istenmeyen adam” ilan ederek “cumbabacı” kesildi. Damadını diline doladı... İslamcı bir yazar, Arınç’tan önce davranıp Ankara listelerini maniple ettiğini de belirtip Gökçek’in Belediye Başkanlığından alınmasını isteyen benziniyle yangın büyüdü. AOÇ’de yapılan saraydan Çankaya Köşkü’ne sürülen Başbakanlık toplantısından sonra ağzına geleni söyledi. Kustukları buzdağının tepesi bile değil... Terbiyesizliğinden girdi, hadsizliğinden, adaylığına hep karşı çıktığından, cemaate Ankara’yı parsel parsel sattığından, oğlunu vekil yapmak için saraya yaranmaya çalıştığından çıktı! Koltuk sevdalısı, adam kandıran, çıkar ilişkisi olan, Gökçek, çıkacağı TV programına çıkmadı ama sinsice Twitter’dan saldırmaya devam etti. Arınç’ı yaptığı açıklamalarla partinin başına hep dert olduğunu, hakaretleri için mahkemede hesaplaşacağını ve daima karşısında olacağını belirtti. Bunlar ilk yangınlar... Daha çöplüğün patlaması var... Rant, çıkar, ihanet bağlarıyla bağlı sözde muhafazakâr partide içten içe yangınlar başladı. İdeolojisi, Türklük için planı olmayan, Türkiye’nin güneydoğusunu siyasi hesapları uğruna eşkıyaya peşkeş çeken zihniyet, artık yolun sonuna geldi. İddia ediyorum ki 7 Haziran’da yüzde 35’i zor bulacaklar... Ve asıl kıyamet o zaman başlayacak... Yolsuzluk, yoksulluk ve yasakları kaldırmak için iktidar olanlar, bu üç “Y”yi tavana vurdurdular... Kıyamet 7 Haziran’dan sonra... Çankaya’daki emanetçi için de saraydaki için de... Mustafa ÖNDER [email protected]