Turistik yerlerde önemli heykellerin minyatürlerini yapıp satarlar…
Alçıdan yapılmış mamuller…
“Eskitilmiş” olanlarını gerçek sanıp alanlar olur…
Siyasetin yeni oluşumu Topuklu örgütünde de ne çok eskitilmiş minyatür varmış!
“Eski cüce devler”in, “MHP’nin safra atıkları”nın sırtına basıp örgüt kuran “Katolik nikâhı meraklısı”, şimdi onları bir bir tasfiye etmeye başlayınca çuvalladılar…
“Katolik nikâhı meraklısı”, Ülkücü Hareket’ten hırsızlık yapabileceğini sanıyordu, avcunu yalayınca,“maymuncuğa çevirip kullandıklarını” tasfiyeye başladı…
*
Ablaları bugünlerde “Bir partilimin saçının teline zarar verirlerse ellerini kırarım” diye tehdit savurup duruyor ne hikmetse…
Kendini hala “Çiller’in sekiz aylık bakanı” sanıyor zahir!
O efelenedursun, onun meşhuuurr İzmirli abisi…
Hani kalabalıkları canhıraş bir vaziyette yarıp Devlet Beyin elini öpmek için ter içinde kalan…
On yıl onun adına il başkanlığı yapıp partisine bir atılım yaptıramayan…
MHP İl Başkanlığı makamına eşofmanıyla otel lobisine iner gibi gelen Tatlıses’i ağırlayan…
Zart diye büyükşehir belediye başkanı adaylığını açıklayarak Ülküdaşlarının önünü kesip kazanamayan…
Zırt diye milletvekili adayı olup kazanamayan…
2015’te de “genel başkan” olma ihtirasına kapılıp yine kazanamayan abisi…
Bunca hoşgörüyü, demokrasiyi bırakıp bir “Katolik nikâhı meraklısı”na kapılıvermişti.
Sonrası ömrü Esenboğa tarlarında geçti, yine kazanamadı!
Şimdi “Ülkücülükten istifa” etmiş…
Topuklunun örgütündeki koltuğu bari kaybetmemenin derdine düşmüş garibim!
*
Bu İzmirli abinin örgütündekiler, geçen MHP Kurultayının ara verdiği sıradaki bazı fotoğraflarını paylaşıp “yedi bin kişilik salonu dolduramadılar” diye kendilerini aldatadursun…
Ankara’ya toplanan onbinlerden çıldırmış vaziyetteler!
Toplantılarında İstiklal Marşı söylemeyi unutanlar, Atatürk resmini parti flamasının altına koyanlar, toplamış Y-CHP/HDP sevicileri, Rotaryenleri “vatan-millet-Sakarya” edebiyatına soyunuyor…
Fitneçağ’ın devşirmeleriyle “mahkemelerde kendilerini hezimete uğratan” MHP’de MYK’ye yazılmayan “davanın sağlam Bozkurtları” üzerinden “linç”e girişiyorlar…
O fitne yuvası, Cumhuriyet’in ilginç yazarının yazdıklarını manşet yapacak kadar “kirli işbirliğini” ilan edecek hallere düşmüş…
Örgütlerindeki adamlar birer birer istifa edip giderken hem de…
Komedi gibiler…
*
Gizli gizli SP’yle görüşüp “Cumhur ittifakı”na laf atmaya kalkan demagoji ustası “örgütün profesörü”ne ne demeli?
“MHP, AKP’ye yetmiyor”muş!
Canın neler de çekiyor bre MHP kaçkını!
Genel başkanlığa soyunup “Katolik nikâhı meraklısı”na “baston” olmak nasıl bir his acaba?
MHP’den istifa ettiği gün “Ülkücülük” etiketinin fasa fiso olduğu ortaya çıkmıştı zaten…
İnşallah İzmirli abisi gibi “istifa”ya yönelmez koltuk için!
Ne demişti Devlet Bey, Kurultay’da:
“Bir kere satan yine satar… Vefasızlık, imansızlıktır!”
Var mı daha işitmek istediğiniz?
Ey alçıdan mamul sahte eserler, sun’i minyatürler…
Hele bekleyin sürprizleri…
Çıldıracak, deliye döneceksiniz…
Bakalım kaçınızın alçısı daha çatlayacak?
*
MEKÂNI CENNET OLSUN…
Vakitsiz gittin be can ağabeyim…
Ülkücü Hareket’in, bir güzel adamıydın…
Son yağız atlardan birine binip gittin…
Hafızamız gitti, Başbuğ’un yoldaşı Osman Bölükbaşı’nın evladı, Türkmen beyimizin dostu, yiğit adam Ahmet Deniz Bölükbaşı, mekânın cennet olsun… Ailene ve Türk milletine sabırlar dilerim.
Dostlar, O’na bir “Ülkücü İktidar” borcumuz var, unutmayın! (M.Ö.)