Bu Mustafa Yıldızdoğan ne güzel adam... Bengütürk’te Ahmet Şafak’la sohbetinde diyor ki: “Şeytan ile anlaşıp cennete giden var mı?” İşte “ozan”! Bugün de Mevlit kandili... Hayırlara vesile olur inşallah! Şehitlerin, evliyaların memleketinde huzur, güven, refah ve mutluluk yok, 2015’te kurtuluruz inşallah bütün belâlardan... “Türk”ün bayrak yaptığı İslâm’ın inananlarının parçalanmışlığı, cehaleti, rezilliği, şeytanın elinden tez zamanda kurtulur ümit ederim... O “Karayağız Ozan”ın dediği gibi, milletimize akıl tutulmasındaki münafık bir kitlenin “şeytan ile anlaşıp cennete gidemeyeceği”ni anlatacak bir “bayrak” rüzgârını bekliyor! Hafif bir yel ılık ılık esmenin temayülünde... “Tanrı dağı kadar Türk, Hıra dağı kadar Müslüman” bir hareket, safsatadan, akıl noksanlığından, yobaz din tacirlerinden, dünyalık kölesi sahte âlimlerden uzak durarak, sadece ve sadece Allah(C.C), Kur’an-ı Kerim ve Hz. Muhammed(S.A.V.)’in “şifresiz, sırsız, büyüsüz, açık seçik” emirlerine itaati ve damarlarındaki ecdat DNA’sı ile yakında zafere ulaşacaktır. Ülkücü Hareket, inanmak, bir olmak ve mücadele etmek zorundadır. Türk milleti usul usul zehirlenmekte, millî ve dinî hasletleri sinsice çürütülmektedir. Milleti “Yılbaşı” ile korkutuyor, “günah”tan kendi gemilerinde arınacaklarını söylüyorlar. “Yalan”ın ustası olmuş asıl “günahkâr”ın, İstanbul ve Ankara’da milyonlar harcayarak yılbaşı gösterileri sunan “münafıklar” olduğu örtbas ediliyor! Yılbaşı geceleri oynanan şu “Mekke’nin fethi tiyatrosu” nedir Allah aşkına? Bu sözde Müslümanların açıkça “yılbaşına alternatif bir program” diyecek cesareti de mi kalmadı? Bu riyakârlık değil de ne? İslâm, evrensel ve son hak din değil mi? “Meslek lisesi” statüsünde açılan binlerce imam-hatip mezununu “laik ülkenin ruhban sınıfı” gibi adliyeye, tıbbiyeye, mühendisliğe, eğitime sokmaya başlayarak, “söylenene inanan, şeyhe, tarikata bağlı, Arap gelenekleri ile donanımlı” devlet ricali oluşturulmak isteniyor. Yolsuzluk ve yoksulluğun pençesinde kıvranan “cumhur”un “reis”i, ikide bir istismar ettiği Osmanlı’nın 19. Yüzyıla kadar Topkapı’da oturduğunu unutup “katrilyonluk saray” için “itibar”dan söz etmektedir! Padişahı “tanrı vasıflı” ilan eden, sünnetine uyulacak “mübarek adam” gören, doğduğu ve seçildiği şehirleri bile “kutsal” sayan AKP’liler, Ozan’ın dediği gibi, “şeytan ile anlaşıp cennete gideceklerini sanan” kervanının yolcuları... Devletin bakanının “Bakara makara” çektiği şeytanî alışveriş, kokuşmuş bir düzenin masum “alınteri”ni maden ocaklarında çürüten “güç ve para hırsı”, “haram ve helal”i tartışan beyinsizlerin “entarili, fesli, cüppeli, sarıklı” saltanatı, hangi ilahî kelâmın örneğidir? “İçki”yi gece saat 22.00’ye zincirleyip memleketi “bonzai cenneti” yapan kafa, “zina”yı hürriyet sayıp “ortada kalan çocuklar” ve “şiddet gören kadınlar” için bakanlık kuran zihniyet, medeniyeti ve bilimi Arap alfabesine indirgeyen, yönettiği ülkenin bir “Türk devleti” olduğunu unutup Allah(C.C.)ın “Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız, O'ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdardır.” ayetinin hikmetini yorumlayamayan beyinsizler, hangi “iman”dan söz edebilmektedir? Halktan tepki görmeyen bu “günah işleme özgürlüğüne sahip” densizliklerin son örneği AKP Düzce Milletvekili İbrahim Korkmaz’a ait. Adam, kendini Hz. İbrahim, kardeşini de Hz. Muhammed ilan edip “Hazret” kelimesi üzerinden oyun oynayacak kadar küfrün içindedir. Gıybet, dedikodu ve iftiranın doruğa çıktığı devr-i iktidarlarında, “Ölülerinizin iyiliklerini, güzelliklerini anın ve kötülüklerini sarfı nazar edin.” hadisinden bile habersiz gafiller sürüsü, kendilerinin filizlendiği Cumhuriyet’in kurucusu Mustafa Kemal’e etmedik iftira bırakmayarak şeytana oyuncak olmaktadır. Ekranlarda allayıp pulladıkları “jet-ski yiğidi” hocalar boşuna fetva üstüne fetva vermemektedir, “moda centilmen”inin kanalında boya küpü kadınlara boşuna “Mehdi” lafları ettirilmemektedir, “Said-i Kürdî”, “Müslüman Kardeşler”, “Hamas”, “Rabia”, “Hizbullah”, “El Kaide”, “IŞİD”, “Hüda-Par” boşuna cilalanmamaktadır. Savcıların sadece seyrettiği yobaz Hak ve Hakikat Partisi, “IŞİD, terör örgütü değildir. Biz başkanlık sistemini getireceğiz. Böyle şatafata gerek yok diyoruz ama oraya bir halifeyi düşünürseniz belki onun için bilmeyerek hazırlanmış bir saray olabilir” diyebilmektedir. Tanrı’nın 4 hak kitap ve peygamber gönderdiği aptal ve şeytanın uşağı Arap dünyası, kimselere ibret olmamakta, 2-3 milyonluk Siyonist ülkeyle yüzlerce milyonluk ama bölük pörçük Müslüman Arap ülkeleri baş edememektedir. Çünkü bu aptal kitle, “şeytanla anlaşıp cennete gireceğini” düşünerek “canlı bombalar”la cihat(!) etmektedir! Allah aşkına söyleyin, 31 Ocak akşamı Hz. İsa’yı, Noel Baba’yı düşüne düşüne mi yeni yılı kutladınız, yoksa sadece mutlulukla, neşeyle gelsin diye “yeni bir yıl”ı mı karşıladınız? Cumhuriyet’in eseri ne kadar “millî bayram” varsa yasak, “Mekke’nin fethi” her sene 31 Ocak akşamı, Kutlu Doğum Haftası her sene Nisan’da dev salonlarda! Bu nasıl bir fitnedir, nasıl bir münafıklıktır? İslâm’ın kılıcı, adaleti olmuş Türk milletinden sonra esir, müstemleke, emperyalist uşağı olmuş Müslüman dünyası hiç mi size ders vermiyor? İşinize gelince Hicrî takvimle her sene Ramazan ve Kurban’ı 2 ay 10 gün öncesinden kutlatacaksın ama Mekke’nin fethi her sene 31 Ocak akşamı, kapalı salonda kutlanacak! Onu da geçtim, şu “Kutlu Doğum Haftası” neden her sene 14-20 Nisan arasında kutlanır da mesela Mevlid Kandili, Hicrî Takvim’e göre devrederek gelir? Yoksa koca “sırmalı cüppeli Diyanet”, AKP gibi Nurculuğun Fethullah kolunca “aldatıldı” mı? Vakıf’la başlayan tiyatro, DİB ve bütün resmî kurumlarca neden Mevlit Kandili’nden sonra düzenlenmez oldu? “Dünya iyilerin cehennemidir” denilmiştir, Türkiye Cumhuriyeti’nin tek garantisi olan Ülkücü Hareket yıllardır bu cehennemin yolcuları oldu; “yolsuzluk hırsızlık değildir” diyerek “şeytanla anlaşıp cennete gideceğine inanan”lar ise “sahte cennet”i yaşıyor. Müslüman Türk’ün Mevlit Kandili bir muştudur. 2015 ve sonrası Ülkücü Hareket’indir! Titre ve kendine dön!