SİZE ASLA GÜVENMİYORUZ!

Mustafa ÖNDER

Türk milliyetçileri ve Ülkücü Hareket, sadece devleti ve milletinin istiklâl ve istikbâlinden taraftır!

Bizi “koalisyon ortağınız” falan mı sanıyorsunuz?

“Türk milliyetçiliğini ayaklarınızın altına aldığınızı”…

“Kafatasçılar, imansızlar” dediğinizi unuttuğumuzu mu zannediyorsunuz?

Asla aldatılan ve aldatan olmayız!

*

AKP’ye üzerine basa basa tekrar söylüyorum: Size asla güvenmiyoruz…

Sadece çökerttiğiniz devleti ayakta tutmaya çalışıyoruz!

Çünkü…

“Aldatan, kandıran, yanıltan akıl hocalarınız”dan usandık!

“Sermaye ve din taciri yoldaşlarınız”dan bıktık!

“Sahtekâr, yalancı yandaş basınınız”dan ikrah ettik!

Akıl tutulmasındaki sözlerinizden, ikircikli davranışlarınızdan gına geldi!

*

“Etrafınızdaki yalaka ve yağcılar”dan silkinmedikçe…

“İçinize çöreklenen kripto FETÖ’cüler”den kurtulmadıkça…

“Yarattıkları dine tapınmamızı isteyen din tacirleri”ni kovalamadıkça…

“İçerideki köstebekleri”nizi ayıklamadıkça…

“Evde zor tutulan yüzde 50”ye Kerkük için adım attırmadıkça…

“Türk milleti” diyemeyen dilinizden çıkana inanamayız…

*

“Dipsiz kuyulara sürüklediğiniz devleti yandaşlarınıza soydurmak”tan vazgeçmedikçe…

Milyarlarca dolara mal olan duble yollarınızda borçla aldırdığınız arabalara binen “halkı müşteri görmek”ten vazgeçmedikçe…

“Atatürk Cumhuriyeti’nin bütün ekonomik değerleri”ni peşkeş çekmekten vazgeçmedikçe…

Milletin 30 milyarlık vergisini Suriyeli hainlere harcayıp Barzani’ye 8 milyarlık ihracaattan vazgeçmedikçe…

Bu vatanın tütününü yok edip PKK’nın kaçağına, Barzani’nin sigarasına, sermayenin sigara fabrikasına göz yummaktan vazgeçmedikçe…

“Paragöz sermayenin iş kazalarını görmezden gelmek”ten vazgeçmedikçe…

Size asla güvenemeyiz!

*

“Çocuklarımızın alınteri, beyinleri ve geleceğiyle siyasi emelleriniz için oynamak”tan vazgeçmedikçe…

“Andımız”ı, “Ne mutlu Türküm diyene”yi yerine koymadıkça…

Türk düşmanlarını partinizden, gazete ve televizyonlarınızdan kovmadıkça…

Gazze’ye, Myanmar’a yandığınız kadar Kerkük’e, Doğu Türkistan’a yanmadıkça…

Milletin vergileri ile yörüngeye fırlatılan uydularımızdan bölücü, Kürtçü, yobaz, ahlâksız televizyon ve radyo kanallarını silmedikçe…

“Millî dış politika”ya dönmedikçe…

Size inanamayız!

*

“Millet parasını spor kulüplerine, yandaş vakıflara peşkeş çekmek”ten bıkmadıkça…

Devlet kasasından basılan ders kitaplarında cemaat ve tarikat propagandasını bırakmadıkça…

Eğitim yuvalarımızda Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığına son vermedikçe…

“İmam-Hatip” diye tutturmaktan vazgeçmedikçe…

“Örümcek kafalı sarı sendikalar”ı Millî Eğitim’den kovmadıkça…

Mantar gibi üniversite açıp üretilen vasıfsız işsizler ordusuna çare bulmadıkça…

Size itimat edemeyiz!

*

2017’yi Türk Dili Yılı ilan edip her tarafı Arapça tabela ile doldurma kafasından vazgeçmedikçe…

Resmi dil Türkçe yerine resmi kurumlardaki Kürtçeyi silmedikçe…

“Tek dil” demedikçe…

Cumhuriyet’in kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret ve iftira eden soysuzları def etmedikçe…

Devlet Tiyatroları, TRT ve TDK’ye kadar dayanan “özelleştirme ihtirasınız” bitmedikçe…

29 Ekim, 23 Nisan ve 19 Mayıs’ı tekrar kutlamadıkça…

Ermeni, Osmanlı ve Arap seviciliğine tövbe etmedikçe…

Tarih cehaletinizi ve nankörlüğünüzü yenmedikçe…

“Yerli ve millî olmadıkça…

Size inanamayız!

*

Mülteci kılığında memlekete dolan Suriyeli hainleri gönderip verdiğiniz kimlikleri geri almadıkça…

Adı ayyuka çıkmış bakanlarınızı adalete teslim etmedikçe…

Tarım ve hayvancılığımızı millî politikalara bağlamadıkça…

Üniversite açıp yurt yapmayarak gençleri cemaat ve vakıflara muhtaç etmekten vazgeçmedikçe…

Mezhep mücadelesinde taraf olmaktan caymadıkça…

Millî şuurla CIA’in, MOSSAD’ın ülkedeki figüranlarını tanımayıp Türk’ü tefrik etmekten vazgeçmedikçe…

“Gelgitler”inizden, “zikzaklar”ınızdan vazgeçmedikçe…

Size güvenemeyiz!

*

Kadınlarımıza yobaz işkencesine son vermedikçe…

Çocuklarımıza din tacirlerinin şeytani istismarını önlemedikçe…

“Laik, üniter ve sosyal hukuk devleti”ni hakiki mecraına sevk etmedikçe…

Yandaşlarınız yerine “liyakat”i işbaşına geçirmedikçe…

Beyninizin bir yerindeki “çözüm”ü silip atmadıkça…

Devleti cemaat ve tarikatların “örümcek ağı”ndan kurtarmadıkça…

“Memur”u, “sarı sendika, başörtüsü ve sakal”a endekslemeyi bırakmadıkça…

Tarımı bitiren ve akrabaları HDP’ye katılan adamları uzaklaştırmadıkça…

Oy sandığınız milyonları “sosyal yardım paketi”ne muhtaç edip lüks içinde yaşamaktan vazgeçmedikçe…

Biz size nasıl inanalım, güvenelim, itimat edelim?

*

Kendi kalemşörünüz diyor:

"Bu AKP'li fırıldakların, bu atanamayan Ahmet Hakanlar sürüsünün ortak özelliği güvenilmez oluşlarıdır."

Biz size nasıl güvenelim?

Biz, her yanlışınızda başınızın üzerinde “Demokles’in kılıcı” olmaya devam edeceğiz!

Millî namusu korumak adına…

Sadece devlet ve millet aşkına!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.