Buna irade denir. Buna dik duruş denir. Buna dürüstlük denir. Buna demokrasi denir. Buna vatanseverlik denir. Buna Atatürk’ün mirasına sahip çıkmak denir. Buna cumhuriyetçilik denir. Buna milliyetçilik denir. Buna cesaret denir. Buna kardeşlik ve hoşgörü denir. İşte buna “millî irade” denir! El etek öpmeyen irade... ABD’den, İsrail’den icazet almayan tek irade... Zamana ve zemine göre eğilip bükülmeyen irade... Tek başına da kalsa vatan savunmasına çıkan irade... Adam gibi gelir, devletin valisini ziyaret eder. İzmir’de dediği neyse, Tunceli’de de o... Adam gibi çıkar Ankara’da söylediklerini Tunceli’de de söyler... Bölücülerin bütün kışkırtmalarına rağmen haykırır... Kalkar, Türk beldesinde Cuma namazını eda eder... Öbürküler, esnafa kepenk kapattırırlar, sokaklara bölücüleri yığarlar. Lider dediğin budur, Ülkücüleri, Milliyetçi Hareket’in neferlerini o bölücü tayfasıyla karşı karşıya getirmez... Kan emiciler, talan edici çakallar gibi cam çerçeve indirtmez, kaldırım taşlarını polisine attırmaz. Cemevini bahanelerle meşgul edenlere siyasî baskı kurmaz, adap erkân bilir. Bozkurt gururuyla, onuruyla Türkmen eline sevgilerini sunup, eşkıyaya haddini bildirerek döner devletin başkentine... Çok yaşa Devlet Bey! Var ol Türkmen Beyi... Bütün hainlere vereceğin dersi verdin... Bütün gafillere tokat gibi son sözü söyledin: Ne mutlu Türküm diyene! Pir Sultan olup gönül telini titrettin Tuncelilinin... Sokağa dökülmüyorsak, tarihten ders aldığımızdandır. Memleket darda, sokağa inmiyorsak devlete, polise, askere güvendiğimizdendir. Görevini yaptırmayanlar utansın... Ülkücü Hareket bitti mi sandınız? Ülkücüler sindi mi sandınız? Üç beş dönmeye bakıp Ülkücüler birilerine kapılandı mı sandınız? Yaşa, Varol Yiğit Bahçeli... Bu tarih bir dönüm noktasıdır, birileri ezberlesin! Cumalardan bir Cuma... 28 Kasım! Hasan Tahsin’in ilk kurşunu gibi... O kürsüde istiklale bayrak açan Türk milleti vardı. O kürsüde Mustafa Kemal Atatürk vardı, o kürsüde Alparslan Türkeş vardı... Sizi saygıyla selamlıyorum! Mustafa ÖNDER [email protected]