Reisleri, “Bugüne kadar yapılan anayasaların hepsi ithaldir, yerli değildir” dediğine ve bu anayasa içinde palazlandığına göre, AKP de “yerli ve milli” değil!
Ülke gerçekten ateş çemberinde ve Serok Ahmet’in “stratejik çukur”una yuvarlanmış Güneydoğu’da resmen isyan ve savaş varken, insan aklını zorlayan planlar, şahsi ikbal hesabındaki adamların “gel-git”leri endişe verici…
Memleket açık bir tımarhaneye dönmüş durumda…
Şam’da Cuma namazı için çıkılan yol, örtülü ödenekten ilk 11 ayda 1 milyar 616 milyon lira harcayan saray, birbiriyle rekabete girişen saray dalkavukları, koltuk kaybeden müzmin iktidar müdavimlerinin arsız itirafları, özerkliğe soyunan tatlısu solcularının oy verdiği PKK’li bölücüler, dini alçakça sömüren hokkabazlar, hortumlayacak yer kalmayınca İş Bankası’na sulanan beyinsizler, anayasa ve başkanlık masalı ile avutulan yüzde elli…
Hepsi bu tımarhanenin içinde ve milletin de aklına mukayyet olması zor!
Başındaki türbana bakıp Müslüman sandığınız ve “Cinsel ilişki, namaz kılmaktan da önemlidir, doğru namazın yolu doğru cinsel ilişkiden geçer” fetvası veren kadınlar piyasada…
Adam beğenmeyip “Ateistler ahlaksızdır, ahlak ancak İslam ile mümkündür” vecizesi üretip 4 erkek çocuğuna tecavüz ederek hapis cezası alan dinci dernek başkanları rağbette…
PKK’li teröristler için gözyaşı döken bölücü vekiller Meclis kürsüsünde…
İstiklal Marşı’nın okunmadığı yerde PKK marşı için ayağa kalkan vekiller, Atatürk’ün partisiyiz diye yırtınan partinin yönetiminde…
“Osmanlı’da Lazistan ve Kürdistan eyaleti var, güçlü Türkiye eyalet sisteminden korkmamalı” diyen ama şimdi “Özerklik, özyönetim adı altında devlet içinde devlet kurmaya çalışanların dünyayı başlarına yıkarız!” diyen biri Cumhurbaşkanlığı külliyesinde…
1993’te, “Başkanlık sisteminin ortaya çıkışı bir özentinin sonucu ya da Amerikan emperyalizminin bize bir tavsiyesidir” derken, “Parlamenter sistem miadını doldurdu Başkanlık sistemine geçmeliyiz” diye tutturan da Cumhurbaşkanlığı külliyesinde…
“Babalarını şehit ederseniz eli bomba tutar” diye terörist övgüsü yapan şuursuzluk ana muhalefette…
“Ya Başkanlık ya kaos!” tehdidi yobaz Akit’in manşetinde…
Türkmen dağında mücadele eden Ülkücüyü “Türk-İhvan sentezi” diye sunan ve savaş suçlusu olarak hedef gösteren it soyları sosyal medyada…
2011’de “İlk yerli uçağımız göklerde” afişleri asan ve havalimanında hala “yerli uçak “ bekleyen aldatılanlar kitlesi iktidarda…
İdamı bizzat kaldırıp “Öcalan’ın yaşam şartı dünyada kimsede yok” diyebilen bir cumhurun reisi de, “dünyayı başlarına dar ederiz” efelenmesinde…
“Türkiye’deki bu gidişata artık dışarıdan müdahale edilerek dur denmeli. NATO bu görevi üstlenmeli” diyen müstemleke yazarı cemaat gazetesinde…
Hala “Gökçek’in sattıklarını ifşa etmesi” beklenen ve yandaş kadın yazarlara “troliçe” ismi takan “AKP’nin ağlayıcısı” ve ona “Manisalı Lawrens” cevabı veren kalemşörler yandaş medyada…
“İstiklal Marşı dinsizlerin çıkardığı bir şey” diyen, “Türkiye kelimesi beni rahatsız ediyor” diyen, “Türk bayrağının adı değişsin” diyen beyni sulanmış zavallılar Türkiye’de…
Satrancı haram sayan Vehhabi Suudları komşu kapısı yapan Başbakan ve Dışişleri Türkiye’de…
Atatürk dönemine “zaman kaybı” diyen Meclis Başkanı Türkiye’de…
Geçen yıl, “Kobani’deki kardeşlerimi alnından öpüyorum” diyen Başbakan da, bu yıl “PYD ve YPG terör örgütüdür “diyen Başbakan da Türkiye’de…
“Türk”ü anayasadan kovmak isteyen AKP ve sırf başkanlık için “Türk tipi başkanlık icat eden” Cumhurbaşkanı da Türkiye’de…
TT virüsü ve elma kurtlarının kemirmeye çalıştığı muhalefet partileri de Türkiye’de…
Kısacası Serok Ahmet’in “stratejik çukuru” tam bir tımarhane…
Hadi bakalım bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete!