“Üç silahşörler”in her biri bir vilayette, otel lobilerindeki tayfalara, DYP’den, AKP’den, ANAP’tan hatta CHP’den kalabalıklarla gösteriler yapıyor…
Şu aralar harcadıkları enerji ve maddi kaynaklarını(?) seçimlerde kullansalardı belki ne kendileri, ne de MHP bu ihanet günlerini yaşayacaktı…
Ama zerre kadar Ülkücülükle alakaları yok…
Yine bize kızacaklar ama kızmasınlar, Ülkücü terbiye ve hukuka sahip olsalar, şu anda partinin başındaki seçilmiş ve kanuni lidere, “kardeşiiim” diye höykürebilir miydi?
Lidere ne diyor Ablaları: “Seni seçen delegeye güvenmiyor musun kardeşiiiim!”
“Kardeşiiim”?
Sonra diyor ki:
“MHP’yi sadece ihtilalciler kapatmıştı bir de ‘bunlar’ kapatıyor!”
“Bunlar”?
Liderin aday yapıp seçimine vesile olduğu Belediye Başkanı, daha ilçe kongreleri bile başlamamış ve ancak Kurultay’da gerekli imzayı toplayabilirse aday olabilecek bir kadına “Genel Başkanım” deme edepsizliğini gösteriyor…
“Değişim” kılıfıyla teşkilatlarımıza ve Ülkücüler arasına puşt zulalarından çıkarılmış Brütüs hançerlerini ve küfrü soktular…
Onların destekçisi ve Bahçeli muhalifliğini meslek bellemiş devşirme yazarlar, “Erdoğan’ın MHP’deki kurultaya müdahalesi”nden bahsedecek kadar kendilerini açığa vurdu!
“Kurultay istemeyenler Saray’a güveniyor, kurultay isteyenler Saray’ın müdahalesinden endişe ediyor” cümlesini yazacak kadar şuursuzlaşmışlar!
Ülkücü Hareket’in siyasi sembolü Genel Merkez’e “Balgat’taki dükkân” deme terbiyesizliğini de gösteren gafiller, “hasta adam” muamelesi çektikleri Genel Merkez’in bu haliyle AKP’ye, anayasaya, başkanlık sistemine direnç gösteremeyeceğini iddia edecek kadar da Ülkücü harekete hakaret ve ihanet içinde…
İşlerine gelince “Ülkücüler kardeştir” ama o Ülkücülerin iç işlerini medyada pazarlar, dava sokağa düşürülür, AKP’nin asimetrik algı operasyonuyla MHP’yi AKP’nin ve Saray’ın destekçisi gibi gösterme edepsizliğini bile gösterirler.
Lideri el öptürüyor diye eleştiren kitlenin, ablalarının elini öpmek için yarışması da dikkat çekici bir ikiyüzlülük!
Siyaseti Başbuğ’dan değil, Çiller ablalarından, Abdullah ve Tayyip abilerinden ya da hocalarından öğrendikleri için kendilerine sempati duymayan Ülkücülere hakaret yağdırmak, “defolup gideceksiniz, sileceğiz sizi” demek serbest!
‘Üç silahşör’lerin yaptığı plana göre, “Biri cumhurbaşkanı, biri başbakan, biri genel başkan, biri meclis başkanı…” Balgat’taki dükkânı, yağma hasanın böreği yapacaklar yani…
Belli ki aralarında görev bölümü yapmışlar…
Ama o körolası ihtiraslarını, egolarını, nefislerini dizginlemek mümkün olmuyor işte…
S.Oğan biraderleri, daha işin başında “Ben adaylıktan çekilmem” dedi bile…
Bütün mesele partiyi kurultaya götürmek, becerebilirler de tüzüğü değiştirebilirlerse, kurultay kararı aldırabilirlerse, her birinin kafasından geçen, gece yarısı otel odalarında liste yarışı yaptırıp diğerlerini saf dışı etmek sonraki planları…
Ama…
Ablaları bir rahat dursa… Durmuyor işte!
Önce telefonlardan kendine imza istedi diye bir küçük kıyamet koptu.
Neyse iyi kötü imzaları verdiler de “niyetler” ortaya çıkmaya başladı…
Abla, öyle böyle derken diğerlerini gölgede bırakıp “Başbakan olacağım” diye tutturunca, diğerleri de ondan bakanlık beklemek istemiyor olmalı(!) ki başladılar konuşmaya…
Medyanın estirdiği havayla geri planda kalan Koray ağabeyleri sazı alıyor eline:
Balıkesir’de “Işık göremezseniz M… A…. lehine çekilir misiniz?” sorusuna, “Işık göremezse M… A… benim lehime çekilir, ben bu partinin tarlasında yetişmiş bir çiçeğim. Bu bana sorulacak bir soru değil. Ben bu partide mücadeleye yeni başlamadım. Geçen seçimde de 443 oy almış bir siyasetçiyim. Bu soruyu sorulmamış farz ediyorum” direnişini göstermek zorunda kaldı…
Yani… İşin civcivli macerası, “kavga” daha yeni başlıyor.
Hele hele mahkemeden bekledikleri karar çıkmazsa doğruuuu “Beşinci Parti”ye!
Ya da Kurultay kararı ile MHP’de “fetret devri” başlayacak, beyler taht kavgasına girişecek…
Ne “MHP iktidarı” umurlarında ne de “Başbakanlık”… Mesele MHP’yi bu kargaşa içinde tutup AKP’nin anayasa ve başkanlık ekmeğine yağ sürmek!
Liderin direncinin sebebi de budur, Ülkücüler bu felaketi görmelidir artık!
Elbet lider görevinin başındayken beylik kavgasına düşenlerin, bu gaflete alet olanların, değişmezse baraj altında kalır kehanetinde bulunan Bizans falcılarının hesabı birer birer mutlaka sorulacaktır!
*
NOT: Ülkücü Hareket’i son derece yaralayan Bengütürk TV skandalını en yakın zamanda temizlemezlerse, hepsini teker teker ifşa edeceğim! Bekliyoruz…
Mustafa ÖNDER