Hani ağaların “günah işleme özgürlüğü” var ya…
“Türküm” demek yasak, “Amedspor” serbest!
Özgürlük diye diye milleti köle yapmakla kalmadılar, sigaramıza da yasak koyma hazırlığındalar…
Katrilyonluk sarayda sigara içmeyenlere nutuk çekerken coşmuş, halkın benzin, sigara ve içkisinden aldıkları vergiyi hortumladıklarını unutmuşlar…
Sonra içki yasağı falan… Dördüncü Murat demokrasisi!
Olsun, uyuşturucu kullanana hapis yok nasılsa…
Domuz eti satana da bir sıkıntı yok…
Zina haram, fuhuş kanuni; başı açık gezmek günah, Arap bedevisi kılığında dolaşmak serbest…
Muhafazakâr iktidarda terör görüntüleri yasak, evlendirme programları serbest…
Parlamenter sistem çift başlılık, başkanlık ideal…
Üç senelik çözüm sürecinde karakollardan çıkmak yasak; şimdi sokağa çıkma yasağında şehitlik serbest!
“Ne mutlu Türküm diyene” demek faşizm, Güneydoğuyu köstebek yuvasına çevirmek demokrasi…
Şehit cenazesinde milliyetçi slogan yasak, şehit tabutuna dayanıp nutuk çekmek serbest!
Öğretmene, doktora kadro yok, Diyanet İşleri Reisine milyarlık makam aracı çerez parası…
İnanç özgürlüğü var, devlet uçağıyla umre de makbul!
Uzun adamı eleştiri hakaret, Atatürk’e sövmek serbest…
“Yolsuzluk, hırsızlık değil” nasılsa, soy soyabildiğin kadar…
Türkçe ilim dili değil, Kürtçe ve Arapça serbest!
İmralı’ya Kandil’e gidip gelmek serbest, Oslo’da eşkıya ile görüşmek demokrasi, kanun da çıkarıldı, işbirliği TBMM güvencesinde…
Cemaat için 1 liralık Atatürksüz para basmak serbest, yatak odasında kasaları yakalamak ihanet…
Havuz dâhilinde yağ çekmek hürriyet, eleştirmek hakaret…
Kumar yasak, milli piyango, sayısal, şans topu, iddia oynamak devlet eliyle…
Asgari ücret mecburi, üç çocuk yapmak serbest…
Okullarda “Andımız” yasak, Dolmabahçe ve Mardin’de PKK ile mutabakat serbest…
92 yıllık Cumhuriyet “reklam arası”, 14 yıllık AKP iktidarı çift seans macera filmi!
İstiklal Marşı, “Arnavut Akif’in şiiri”, ümmetçi “Yedi Güzel Adam” yerli…
Kobani’ye selam olsun, PYD terör örgütü…
TIR’larda Türkmenlere yardımdı, Sur’da roketatara dönüştü, kandırdılar…
“Analar ağlamasın” dedilerdi, şimdi milletin anası ağlıyor, aldattılar!
“Ya istikrar ya kaos” dedilerdi, yeni anayasayla kastettikleri başkanlık sistemi imiş…
Muhtara muhbirlik serbest, kaymakama mevzuatı boş ver…
Demokrasi, yolda inilecek araç; hukuk ise iki dudak arasında…
Yoksulluk partiden gelecek bulgur ve kömüre endeksli, şaşaa askeri uçakla Güney Amerika’ya gönderilen makam aracında…
Medya, havuza en fazla pay koyanın; yazarlık, boynuna yaldızlı tasma takana cukkalı…
Mezopotamyalılar serbest, Türk milliyetçileri tu kaka!
“Layık olduklarınızca idare olunursunuz” ağalar…
Ne fayda…
Bu “Türk tipi Dördüncü Murat demokrasisi” mucidi adamlara o “mankurtlaştırılan yüzde 49,5” hala “O istesin kendimi hediye ederim” diyorsa gözünüze bir görünecek vardır!
İyi de, adamların “günah işleme özgürlüğü” var; sarayları, kasaları, yandaşları, dalkavukları, sıkmabaşlı cariyeleri, cumadan cumaya hakara makaraları, 6 ayda bir çöken duble yolları var kardeşim, peki ey bizim neoülkücüler, sizin neyiniz var?
Söyleyin bakalım:
47 yıllık kutlu davayı mahkeme kapısına düşüren neoülkücüler, sizin neyiniz var?
Mustafa ÖNDER