ÜLKÜCÜ MODASI!

Mustafa ÖNDER

Galiba söyleyen merhum Arvasi idi:

“Ülkücülüğün bir gün moda olmasından korkarım!”

Korkulan oldu, Ülkücülük artık moda…

Ülkücü Türk gençliği çok dikkatli ve itinalı olmalı!

Sadece asil Türk milletinin istiklal ve istikbali için canlarını feda eden bunca şehidin yegâne sığındığı yer Ülkü Ocakları ve Milliyetçi Hareket idi…

Onlar bu kutlu bildikleri davaya Ülkücü Hareket’in iktidarı ve Türklüğün saadeti için atılmışlardı.

Emperyalist emellerin sonu gelmeyen saldırılarına milliyetçilik kalkan olmaya başladığından beri egoları doymayanların gözleri Ülkücülüktedir.

İçeriden dışarıdan MHP üzerine kumpasların sebebi de budur.

Korkulan olmuş, Ülkücülük moda yapılmıştır! Sahte ülkücüler, dejenerasyon, liyakatsiz kadro istilalarına dikkat edilmek zorundadır!

Uzun zamandır Devlet Bey bu sömürüye son vermek, MHP’de biriken irini akıtmak, safraları atmak için mücadele etmektedir.

Mert, cesur, gözü kara, inançlı, dava adamı, dürüst, ırkçılığa değil Türk milletinin egemenliğine inanmış, sadakat, liyakat ve vefayı terk etmeyen, liderine, teşkilatına ve ideolojisine sımsıkı bağlı Ülkücüleri saf dışı edip…

Yavşak, sırnaşık, çıkarcı, riyakâr, inançsız, temelsiz, hiçbir şeye vefası ve sadakati olmayan, makam, para ve şöhretin esiri bireyler üretilmektedir.

Sayesinde etiket sahibi oldukları Ülkücülüğü pazarlamaktan çekinmeyen beyinsizler sürüsü, medyada, sermayede, siyasette yer kapma yarışına girişmiştir.

7 Haziran’dan sonra çığ gibi patlayan Ülkücü modası, Ülkücü Hareket’in baş belası kesilse de, içerideki ve dışarıdaki kahpelere direnen bir Bahçeli ve onun emrindeki Ülkü Ocakları gereken cevabı vermiştir, vermeye devam edecektir!

Ülkücülük moda olduğundan beri pis bir Bizans mikrobu bünyemizi kemirmekte, başlar ayak, ayaklar baş yapılmaya çalışılmakta…

Yaban ellerin zehirli çiçekleri, gönül bahçelerimize gonca gül diye sunulmakta…

İblisin kölesi olmuş korkunç ihtiraslarını, çile, ıstırap, eziyet, işkence, kan üzerine kutlu davasını dantel dantel işlemiş Ülkücüye “baş” etmeye kalkanlar peydahlanmakta…

Sinsice yer aldıkları teşkilatlarda masum Ülkücünün omuzlarına basa basa çıktıkları makamlarda elma kurdu gibi davayı kemirenler adam sayılmakta…

Üstelik Başbuğ Türkeş de, “Ülkücü MHP’de olur” demişken…

Şahsi ikballeri uğruna yedi kapı gezip dikiş tutturamayanlar, AB-D’nin, Almanın, PKK ve Perinçekgillerin kucağında vatansevercilik, milliyetçilik oynamaya yeltenmiş, ama 15 Temmuz ile sırları dökülmüştür.

40 çerili Kürşat’tan beri, Bozkurt bakışlı Atatürk’ten, Başbuğ Türkeş’ten ve emaneti Devlet Bey’den beri Ülkücülük Türk milletinin göz bebeğidir.

Asena diye yutturulmaya çalışılan FETÖ’cü kadınları, oradan buradan nemalanmaya çalışan adam bellediklerini “reis” diye niteleyen kahpelik ve ihanet türetilmiştir.

Milliyetçiliğin prim yaptığı bir dönemde Kılıçdaroğlu da ülkücülüğünü ilan etmişti.

Ülkücü, Türk milliyetçisi demekti ama adamlar sosyalist enternasyonale üyeydi!

Ülkücü, Bozkurt bakışlı Mustafa Kemal’i Ata bilirdi ama onlar Denktaş’ın yanına katil Makarios’un heykelini yapacak kadar Türklükten uzaktı…

AKP ve Erdoğan, mitinglerinde hep 3 Hilal dalgalandırdı, birileri “Ocak”tan çalıntı yapıp Osmanlı Ocaklarını bile kurdu.

Ama Osmanlı bir millet değil, hanedandı; Ülkücülüğü Osmanlıcılık sandılar!

Atatürk adını taşıyan statları yıkıp Arena adını verdikleri spor tesisleri yaptılar; Bahçeli ile tanışınca Türkçe isimler vermeye niyetlendiler.

15 Temmuz kahpeliğini yaşayınca liderleri “Türk, Türk milleti” laflarını eder olmuştu.

Ülkücülere övgü yağdırıp Arap seviciliğine kalkışıyorlardı.

“Tanrı dağı kadar Türk, Hıra dağı kadar Müslüman” Ülkücülüğü sadece Kudüs Hicaz ve Anadolu sanıyorlardı, Doğu Türkistan’daki soydaşları akıllarına bile gelmiyordu.

1071’den önceki muhteşem Türk tarihinden haberleri yoktu!

Hatta İstanbul’u fetheden Fatih’in bir Türk olduğu bile akıllarına gelmiyordu!

Vehhabi hayranlığı, Arap seviciliği ne Türklüğün ne de İslam âleminin hayrına değildir.

Ülkücü modasıyla ortalıkta gezinen ikbal tapınıcıları ile Ülkücü öz evlatların ayrımına varabilenler, mutlaka başarıya ulaşacaktır.

Bütün ideolojilerin kara lekeleri boylarını aşmışken, Ülkücü Hareket’in alnında bir tek leke bulamazsınız!

Ülkücüde ümitsizlik, yılgınlık, küskünlük bulamazsınız!

Ülkücü milleti, lideri ve ideolojisi dışında hiçbir güce asla tabi olmaz!

Ülkücü Hareket’in liderine baş eğdirememelerinin sebebi de budur!

Ve yine Arvasi demişti ki: “Kesin olarak iman etmişimdir ki, Müslüman Türk milleti ve onun devleti güçlüyse, İslam dünyası da güçlüdür.”

Bunu bir bilseler, Türkiye de kurtulacak, İslam da!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.