ÜLKÜCÜ, SOSYAL MEDYA KÖLESİ OLAMAZ!

Mustafa ÖNDER

Adam Ortadoğu okumuyor, Bengütürk seyretmiyor ama…

Cebine girmiş “sosyal medya”da aslan!

Araştırmaya, olayı teyit ettirmeye gerek yok!

Tam bir tembel işi…

12 Eylül’den sonra üstündeki “atalet”i bir türlü atamıyor!

İşin acı yanı da sosyal medyayı kullanamıyor, kullanılıyorlar!

Oysa sosyal medya trol tuzaklarıyla dolu, kahpeliklerle mücehhez!

Ne duydularsa inanan bir Ülkücü kitle oluştu!

Facebook’ta montajlanmış bir fotoğrafa keyfleniyor, Twitter’da 140 harfe köle oluyoruz.

Bu Hareket’in mayası dirlik, düzenlik üzerinedir; unuttuk!

Bu davanın mayası, sevgi, saygı ve kardeşlik üzerinedir; birbirimizi yiyoruz!

Ne uğruna?

Dandik bir Facebook fotoğrafı, eski bir montaj mektup, üç-beş şuursuz insanın bolca paylaşımına adını yazdırmak uğruna…

2011’den beri FETÖ’nün kahpeleri, Ülkücü Hareket’i böyle zehirlemeye soyundu.

Yıllardır Ortadoğu okumayan, Bentürk TV’yi seyretmeyen kafalar, internette, Facebook ve Twitter’da açılmış hesapların peşinde tarlalarda “başbakan” seçmeye soyundular!

Müslüman Türk, öz kardeşinin etini yedi adeta…

Küfür, hakaret, iftira, yalan, gıybet…

Akşener’in, S.Oğan’ın, Özdağ’ın ve hatta mafyanın trolleri ateş yağmuruna tuttu Ülkücüleri…

Aldananlar oldu, tarlalarda savrulmaya kadar gitti iş…

Sonra da Ülkücülere nasıl yalan söylediklerinin itirafı olarak medyaya düştü Akşener’in adamının mesajı:

“Yeni partide ideolojik bir kaygımız olmayacak!”

15 Temmuz akşamı ve sonrası MHP’yi dimdik ayakta tutan Devlet Bey ve ekibi üzerinden sosyal medyada “fitne yaratma” girişimleri hızlandı.

Saçma sapan kelime ve kavramlara saklanıp bölücülüğe soyundular yine.

İnterneti silah gibi kullanan çapsızlar türedi!

Hiç gerilere gitmeye gerek yok, yakın birkaç örnek vereyim:

Allah rahmet eylesin, Harun Kolçak adlı şarkıcı vefat etti geçenlerde…

Ortalık yıkılıyor: “Türk milliyetçisi Kolçak uçmağa vardı!”

Yahu nereden merhumun “Türk milliyetçiliği”?

Koluna Göktürkçe bir dövme yaptırmış da ondan! Vay anasını!

Tam da burada yorumlamayan, olayı araştırmayan allame Ülkücülere kapak:

PKK’li Ahmet Kaya’yla rakı masasında bir fotoğraf ve Kaya’nın karısının bir açıklaması:

"Sevgili kumam, canım Harun; Güzelim varlığını çok özleyeceğim!”

Hadi bakalım sosyal medya köleleri, buyurun?

Yine geçen haftalarda başka bir tuzak:

“Milliyetçilik, İslam ile bağdaşır mı?”

Altına bir sürü yorum… MHP anket açsa, sayfaya girip iki tık yapmaya üşenen kitle, Kur’an âlimi!

Bozkurt bakışlı Atatürk düşünemedi, Başbuğ Türkeş düşünemedi, milyonlarca Ülkücü düşünemedi, şimdi siz keşfettiniz Facebook’ta…

Ülkücülerin kafasına şüphe, vehim, itibar suikastı, haysiyet cellâtlığı sokuyorlar.

Memleket ülkü devleri, eski ülkücü, eski MHP’li kaynıyor ya, hepsinden ayrı fetva!

Acı olanı şu, daha Ocağa, Partiye adım atıp bir bardak çay içmemiş adamlar, kadınlar, MHP üzerine, Ülkücülük üzerine, 9 Işık üzerine, Devlet Bey üzerine ucube laflar ediyor!

Hepsi siyaset profesörü de sadece Devlet Bey bilmiyor Genel Merkezi!

Falancayla filancayı bir kapıştırabilsek, Bahçeli’nin bir elini zayıflatabilsek!

Misali çok…

Amerika’da hayat sürüp Müslüman Türk’e din ahkâmı kesen Hulusi diye bir simsarın hezeyanlarına kapılan arkadaşlarımız da bir kaşık suda kıyamet koparma gafletine düşmüştü.

Onu da geçtik, geçenlerde Bodrum 6,6 ile sallanınca cehaletin kol gezdiği “sosyal medya”da “dinci-üfürükçü-kahin” üçlemesi atağa geçiverdi!

Hâlbuki Kur’an, “Dininizi iyi öğrenin, yoksa yaşadıklarınızı din zannedersiniz” diyordu!

Depremin “emperyalizmin sun’i depremi” veya sebebinin “sismik araştırmalar” olduğunu yazan Ülkücüler, gün yüzü görmemiş ilmi açıklamalar yaptılar ki, Einstein hayran kalır!

Aynı cihazdan iki dakika arayıp sesini duymak varken, “İyi kandiller, cumanız mübarek olsun” mesajları ile insanlığımızı kaybediyoruz, yüz yüze bayramlaşmayı, sarılıp hasret gidermeyi bırakıyoruz…

Ülkücü, Ülkücünün kardeşidir oysa…

Müslüman Müslümanın kusurunu örter dinimizde…

Kibir ve gurur, Ülkücünün düşmanıdır.

Hakkında atıp tuttukları adamın karşısına çıktıklarında el ayak öpen omurgasızlık, sosyal medyada “Gıybet, dedikodu, iftira, hakaret mafyası” kesiliyor!

Sosyal medya aktörleri, FETÖ/medya/PKK-HDP/Y-CHP/sermaye saldırısından sonra, düşünmeyen, yargılamayan, sorgulamayan, araştırmayan, teşkilat ve lidere inanmayan bir Ülkücü Hareket peşinde…

Haberi kaynağından, olayı, mesajı, fotoğrafı, demeci sahibinden öğrenmezsek, onun bunun kurgusuyla birbirimizi yemeye devam ederiz.

Nitekim Devlet Bey, işin vahametini gözler önüne sermek, Ülkücüleri uyarmak mecburiyeti hissederek, yine sosyal medyadan, anlayacakları dilden şu mesajları verdi:

“Dava arkadaşlığı, sorumluluk gerektirir, vefa gerektirir, fedakârlık gerektirir, hepsini geçtik, sabır ve iyi niyetli olmayı gerektirir.”

Söyleyin, bunları taşıyor muyuz? Çoğunlukla hayır!

“Dava arkadaşlarının birbirine saygılı, müşfik, muhabbet dolu olması kaçınılmaz bir görevdir. Asılsız isnat, itham ve iftira davaya sığmaz.”

Var mı bahanemiz? Yok!

“Sosyal medyayı silah gibi kullanarak bir davaya baş koymuş kişilerin birbirine çamur atması kabul edilemez bir ilkellik ve ilkesizliktir.”

Hakikat mi? Hakikat!

Şunu iyi belleyin:

“Sosyal medyanın dehlizlerinde, dipsiz derinliklerinde ne davaya yön verilir, ne de hak müdafaa edilir.”

Siz, ailenizin sırlarını dışarıda paylaşıyor musunuz ki, neyimiz varsa sosyal medyada asıp kesiyorsunuz hanımlar beyler?

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.