Kanla yazılmış bir İstiklal Harbi’nden gencecik Türkiye Cumhuriyeti’ni ilan ederek çıkan ve muasır medeniyet seviyesine ulaşması için Türk milletini şaha kaldıran Gazi Mustafa Kemal’di.
Rüşdüne emiş Türk gençliğine en çok inanan…
Türkiye Cumhuriyeti’ni Türk gençliğine emanet eden Atatürk idi…
O’nun gençliğinin birinci vazifesi, “Türk istiklalini, Türk Cumhuriyeti’ni ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir!”
İleri görüşlü bu Bozkurt bakışlı adam, gelecekte milletin ve devletin başına gelecek bütün tehlikeleri, ihanetleri, dış ve iç güçlerin işbirliğini ve hilelerini tek tek anlatır, iktidardakilerin bile gaflet ve dalalete kapılabileceğini açıklar, Türk gençliğinin içinde bulunacağı şartları hiç düşünmeden Türk istiklal ve Cumhuriyetini kurtarmaya koşmasını ister!
“Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur!” diyen de büyük Türk milliyetçisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk idi!
O’nun “Gençliğe Hitabe”si, Türk gençliğine her dönem rehber olacak bir veciz hitabedir.
O hitabede sözünü ettiği şartlar, yıllardır Türkiye’de tecelli etmektedir.
Atatürk’ün yolunda yürümek için yola çıkmış Başbuğ Türkeş’in “CHP, Atatürk yolunda olsaydı, MHP’yi kurmazdık” demesinin sebebi budur!
Başbuğ’un teşkilatlandırdığı Ülkücü Türk gençliği, öz vatanında parya durumuna düşmesine rağmen asla davasından, asil Türk milletinin istiklal ve istikbalinin tehlikelerden korunup güçlü bir devlet sahibi olma davasından asla vazgeçmedi.
12 Eylül 1980 öncesi, Ülkücü Türk gençliği, emperyalist maşalara karşı canları pahasına mücadele ederek varlığını ispat etmiştir.
12 Eylül’ün zindan ve idam sehpalarına imanıyla direnen Ülkücü Türk gençliği idi.
Heba olan ömürler, solan gencecik yürekler, katledilen eğitimli kadrolar, Ülkücü Hareket’in madalyalardır.
Rus, Alman, Çinli, Kübalı, Amerikalı ve Arap kökenli ama emperyalizmin ağında milletine kurşun sıkanlar, Türk vatanında kızıl bayraklar, PKK paçavraları dalgalandırmaya kalkanlar, Atatürk’ün adını istismar edip O’nun Cumhuriyeti’nin temellerine dinamit koyanlar, “Türk” ve “Türk milleti” diyemeyenler, “kindar/dindar nesil” gibi uydurulmuş ılımlı İslam sloganları atanlar 15 Temmuz’da başlarına düşen kayanın sersemliği içindedirler.
Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’ni emanet ettiği Türk gençliği, yine öz vatanında bölücü, emperyalist, dinci işbirlikçilerin saldırısı altındadır. Devletimizin geleceği tehdit altında, ülkenin çevresi ablukadadır.
Ülkücü Hareket’in Başbuğ’dan sonra başına geçen lideri Devlet Bahçeli’nin yıllardır sürdürdüğü mücadele, bir tek Türk gencinin burnunun kanamaması, eğitimli, donanımlı, vatansever bir gençlik yetiştirilmesi içindir.
Bugün Türk gençliğinin önüne çıkarılan bütün vesvese ve kurulan kumpaslar, Bahçeli ve MHP’nin atılımları ile bozulmaktadır. Bahçeli’nin şu sözlerini iyi tahlil ediniz:
“Diyorlar ki, 18 yaşındaki gencin seçilme hakkına ulaşması anlamsızdır. Sizler Fatih'in İstanbul’u fethettiği yaştasınız, her şey size helaldir.”
“İş mi, bulunur; aş mı, yapılır; ev mi, alınır; yuva mı, kurulur; para mı, kazanılır; ama vatanın telafisi yoktur, bağımsızlığın ikamesi hiç yoktur.”
Sadece ve sadece Türk milletinin bekası için siyasi ve şahsi ikbalini hiç düşünmeden kendini asil Türk milleti için adayan, bu topraklarda bin yıllık kardeşlik hukuku, hürriyet, adalet, demokrasi, cumhuriyet, sanayileşme ve teknolojik kalkınma ve iş ve aş için çıktığı bu yolda yine sadece Türk gençliğine güvenini açıklayan MHP lideri Bahçeli, şu veciz sözleri ile tarihe geçecektir:
“Türk gençliği bu ülke senindir, bu vatan senin namusuna zimmetlidir. Fitnenin elebaşlarına değil; istiklale, istikbale evet demelisin!”
Türkmen Beyinin de, asil Türk milletinin de yegâne ümidi sizsiniz:
“Sevgili gençler; sizler henüz okunmamış, henüz yazılmamış millet destanısınız. Karşımızdaki tehlikeyi görün, 16 Nisan’a mührü vurun.”
Atatürk de, Başbuğ da hep size inanmış, Türk Cumhuriyeti’ni size emanet etmişti.
Devlet Bey de sadece size inanıyor, sadece size güveniyor ve sizden yeni bir “destan” bekliyor…
Haydi, ya devlet başa, ya kuzgun leşe!