Yavşak Irak’lı Arabın oyuncağı olmuşsun…
Şehirlerinde kanı bozuklar isyan provası yapıyor…
Anaların ağlamasını geçtim, milletin anasını ağlatmaya ant içmişler; her yanın puşt zulası…
İçimize yerleşen yılanlar taaa Rusya’da kin kusuyorlar…
Öz vatanında parya olmuşsun; Çingenesi, Kürdü, Rumu, Ermenisi, Arabı kadar söz sahibi değilsin…
Milletin öz evlatları aç açıkken yoktan yere başına bela ettiğin 2,5 milyon sözde mülteciyi besleyeceğim diye debeleniyor; beslese yine iyi, ülkenin dört yanında ya dilendiriyor, ya kendi halkının alın terini emdiriyor, ya da AB’nin 3 milyar Avroluk bağışına takla atıyorsun…
“Aydın” dediğin, kalemini, mikrofonunu, kürsüsünü, ilmini, sanatını dünya malına satar olmuş…
Dindar dediklerin hürriyetin için savaşmış gazilere çamur atmakla meşgul…
Bakma Dolmabahçe’ye, “ecdad” dediğin Osmanlı ömrünü Topkapı’da geçirmiştir; nedir bu saraylar, debdebeli devlet binaları, gösteriş, caka?
Türk askeri dediğin “Mehmetçik”ti, hangi hain hesap onu karakolda, kahpeleri sessizce seyreder, vatanın bağrında bayrağının indirilmesine susar, er, sokağına, mahallene musallat olan eşkiyadan tokat yer eyledi?
Sen bin yıllık kardeşlikten bahsedersin, kahpeler Diyarbakır sokaklarında Türk mührü camiyi bombalıyor, ezansız ve cemaatsiz Cuma’lar yaşatıyor, çözüm çözüm çözdüler seni…
Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın diyorlardı; şimdi ya dincilerin, ya laikçi yobazların, ya da uyuşturucu ve sigara kaçakçılarının, mafya filmlerinin pazarındasın…
“Sosyal devlet” dediğin iktidar temsilcisi, bir torba kömürle bir erzak paketi ve yeşil kartla “sadaka kültürü”ne biat ettirmiş seni…
Soyup soğan çevirenleri baş tacı etmekte, artık “İslami fıtratı”nı değiştirip “çalsın ama çalışsın” demektesin…
Gözün gördüğü, kulağın duyduğu soygunları yok sayıyorsun, kandırmışlar diyorsun, hâkimi, savcıyı, hırsızı yok sayıyorsun, “Hz. Ömer…” diyor, devlet mumunu şahsi işlerinde eritiyorsun…
Ülkenin dört yanı duble yollarla dolu, ha bre köprüler, havalimanları yapıyorlar ama yakıt ve otomobil üretemiyorsun, öz vatanında Yüksekova Havalimanına terörden uçak indiremiyorsun…
“Sivas’tan ötesi” teranesi tutturmuşlardı, “Kürt meselesi” tutturmuşlardı, Kandil-İmralı postacıları türemiş, vatanında teröristler paçavra dalgalandırıp bayram etmişlerdi, sustun, alkışladın, “barış” dedin, “kardeşlik” dedin, “demokrasi” dedin oy verdin, eşkıya senin egemenlik alanında seni tanımadı, “Türkiye milleti” dedi, sustun…
Kimliksizlik şöhret oldu, Anadolu Türk çocuğunun askerliği parayla zengin mezesi oldu, beşbin yıllık Türk töresi bozuldu, askerlik “Avro”ya ve “vicdani redçi”liğe kurban gitti…
Ana sınıfındaki bebene İngilizce, Arapça öğretmeye kalkan zihniyet, Türkçe’nin ilim dili olmadığını söyledi, alkışladın…
Kimi Yunan Türke yemin ettirirken, kimi Ermeni Türk kanı içmeye ant içerken, kimi İngiliz dinine mezhep sokarken, okullarından “Andımız”ı kaldırırdılar, ses etmedin…
Anladık Ziya Gökalp değiliz, anladık Ömer Seyfettin değiliz, anladık Nihal Atsız olamadık, anladık Sevinç veya Serdengeçti değiliz, anladık Akif değiliz, anladık Cengiz hiç değiliz, bre kardaşım Türk milleti için çırpınan bir Türk milliyetçisi, sıradan bir “Mustafa Önder” de mi olamadık? Nerede sizin 9 Işık’ınızın hürriyetçiliği?
Kan kusuyor, kızılcık şerbeti içiyoruz; her şehitle ciğerimiz kanıyor; gözyaşımız sel, fakirliğimiz ar oluyor, millete hizmette bir kalemimiz var, çok görüyorsunuz!
Bildiğimizi yazar, yüreğimizin götürdüğü yere demir atarız! Biz kimseye kul olmadık, hiçbir dünyalığa boyun eğmedik, damlarda yatmayı da bildik, aç kalmayı da…
Bre Ülküdaşım, ona buna yağ çekmiyoruz diye niye bize bir aydır söver, hak bildiğini yazıyor diye sitem edersin?
Davanın siyasi temsilcisi MHP için “trol” olduk, birilerinin vaad ettiği MYK üyesi olduk, hesabımıza havale edilen zenginliğe gark olduk, davayı satan olduk, dava sağ olsun! Ulkucumedya.com ve Haberiniz.com gibi üç-beş milliyetçi internet sitesinde nacizane kalem oynatıyor, kendi zorumuzla dâhil olduğumuz Ortadoğu Gazetesi’nde “gönüllü” yazıyoruz. Tanrı aşkına söyle, kaç adet alıyorsun ki, bu Ortadoğu bizi Hürriyet gibi binlerce liraya satın alacak? İnsaf et ey iman ehli Türk!
Allah aşkına, bize sövenler, hakarete boğanlar, sizler gönül verdiğiniz adayınıza satıldınız mı ki, bizi satılmışlıkla suçluyorsunuz? Ülkücülük şereftir, şerefin tavizi olur mu?
Yazdıklarımız şahsi düşünce, kanaat ve elde ettiğimiz bilgilerdir, katılırsınız katılmazsınız ama “Hakikat” tahrif edilemez!
Bizim imanımız, “mazlumun yanında yer almayı” emrediyor. Uğruna öleceğimiz üç şey vardır: Millet, dava ve aile şerefimiz, bunlardan asla vazgeçemeyiz!
Vatan tehdit altında, eşkıya yurtta silahlı, seçimler gelip geçmiş, korkunç bir operasyonla karşılarına dikilen “her şeye rağmen” kemik gibi bir “yüzde 12”yi tasfiye etmeye çalışıyorlar, görmüyor musun?
Hukuk, adalet, siyaset, ekonomi, bilim, sosyal hayat, din ve iman, ahlak ve töre gaflet içinde ihtiraslı bir iktidarın satılmış medyası ile günden güne köreltilmekteyken…
“Hırs ve güç”ün ateşi, memleketi yeni maceralara sürüklerken…
Din kardeşi bellediğin İslam dünyası ve Rus güdümündeki Türk devletlerinin kiminin gafletiyle karşı karşıya iken…
7 Haziran’dan 1 Kasım’a savrulan Ülküdaşlar, can yoldaşları;
Kan gölüne dönen “Vatan” yerine“koltuk” kavgasına tutuşan liderlerinize bir sorun; onların “Ben Başbakan olursam” düşlerinin arkası nedir?
Bir buçuk aydır televizyonlarda sergiledikleri “performansı”, son seçimde neden sergilememişler? Nedir bu “yeni parti” dedikoduları Allah aşkına?
Sövün, hakaret edin, saldırın, taşlayın, sitelerimizi yasaklatın, ama sorun lider bellediğinize: Neden 300-500-600 delegenin imzası alınmışken Genel Merkezin kapısına dayanmıyorlar da hala onun bunun programında Bahçeli üzerinden partiyi hırpalıyorlar?
Allah aşkına Ülküdaşlar, birinizin peşinde koştuğu liderlerden biri, delikanlı gibi, Bozkurt gibi bize bir açıklama yollasın, sorularımızı bir bir cevaplasın, yayınlamazsak, gelip röportaj yapmazsak namerdiz!
Memleket kan kaybediyor, milletim sıkıntılı, n’olur Ülkücü yiğitler bu millete Bahçeli ile didişmekten başka davaya bir ümit, Türklük, istikbal sözü etsin!
Son defa ant içiyoruz:
“Felek her türlü esbab-ı cefasın toplasın gelsin,
Dönersem kahpeyim millet yolunda azimetten!”