Bu devirde yaşadıklarımıza bakın…
Akıl ve ilim dinine iman eden Müslümanlara bakın…
İnsanlığın çare bulamadığı bir salgınla mücadele ediyoruz.
Günlük ölüm 200’e yaklaşıyor, hastaneler doldu taştı…
Mecburen kısıtlamalara gidiliyor…
Ama akıl ve bilim bizden uzak…
Batıl, hurafe, sömürü almış başını gidiyor…
Bu millete ihanettir yapılanlar!
*
Evlere misafir kabul etmeyin deniyor; aklı evvelin biri yatalak hastası için evine üfürükçü çağırıyor…
Sonrası korkunç! O üfürükçü kadın, üç köyde 136 kişiye virüs bulaştırıyor! Sayı temaslılarla 280 kişiye çıkıyor!
Nefesi kuvvetli(!) bu üfürükçü kadın, çocuk, erkek, kadın, genç, yaşlı herkese üfürüyor!
Birileri Covit-19’dan korunmak için turşu kurmaya köylerine gidiyorlar… Çoğu bankacı…
Sonuç? 21 kişi Korona virüse yakalandı!
*
Bir düğün yapılıyor, başka şehirden biri gizlice düğüne geliyor. Adam Covit’li… Geldiği yerde çeşitli evlerde misafir oluyor. Gelin, damat, kayınpeder dahil, 53 pozitifli, 178 temaslı…
4 kişi kaçak bir kahvede kumar oynuyor… Birinin Korona olduğu ortaya çıkıor, işi saklıyorlar, sonuç pozitif 27 kişiye ulaşıyor…
Üfürükle yok edilmek istenen virüse kafa tutan tutana…
Turşu, muska, üfürük, kumar, partiler, virüse kafa tutan kafalar…
Türkiye gibi Müslüman bir ülkede insanlarımızın yaşadığı hâle bakar mısınız?
Bilim, akıl, tecrübe, devlete itaat nerede?
Güvenlik güçlerinin müdahalesine karşı çıkmayı özgürlük, anayasal hak sanan dangalaklar neyin nesidir?
Kısıtlama saatlerinde hırsızlığa soyunan soysuzluk da ne?
Kedilerin ayaklarını keserek büyüye kalkanlar da nasıl bir canilik?
Devlet her ferdin başına jandarma mı diksin?
Geldiğimiz nokta, geleceğimizi tehdit ediyor, insanlarımızı yok ediyor, ekonomimizi kemiriyor…
Bünyemizi saran bu habis urdan kurtulmalıyız!
*
Türk Sağlık Ordusu çok yoruldu… Dayanılacak gibi değil!
Şuursuzca saldırıya uğrayan hemşireden doktoruna kadar fedakâr sağlık personelimiz canına dişine takmış savaşıyor…
Maddî manevî desteğe ihtiyaçları var, alınacak taze kan personelle güçlendirilmesi, rahatlatılması lâzım…
Onca sağlık şehidimizin kemiklerini sızlatıyoruz…
Huzurevleri ve bakım merkezlerindeki görevliler 15’er gün evlerinden, çor çocuklarından uzaktalar… Kolay değil bu işler… Bulaş ihtimali kapıdayken hem de…
Hastanelerimiz dolu, insanlarımız sıkıntıda…
Ne için, “maske-mesafe-temizlik” kuralına uymamak uğruna…
Bu hürriyet değil, bu vatanseverlik değil, bu hayat değil…
Dayanacağımız bir ay kurallara uymak!
Bu işler üfürükçüyle, muskacıyla, cehaletle çözülemez ey millet!
Mümtaz ve son dinin mensuplarıyız; fitne fücura, batıla, Hak emri Kur’an dışı muska, üfürük, kapitalist tarikat, hacı-hoca ile varacağımız bir yer yok!
Kul hakkına giriyorsunuz, bunun vebalini hiçbir şeyle ödeyemezsiniz!
Hem de büyük depremlerle hesaba çekilirken, gelin akıl ve bilimle hareket edelim…
Yediden yetmişe “maske-mesafe-temizlik” kuralı çok şeyi çözecek, bu kadar basit!
Türkiye büyük devlet… Hepsiyle baş edecek güce sahiptir…