Her gün bir deliyi, bir kaçığı, bir haini, bir satılmış ve döneği yazmaktan yorulduk. “Neye layıksan öyle yönetilirsin”in tam da göstergesi... İmam-Hatipli kızların PKK için dağa çıktığı Yeni Türkiye... Başların ayak, ayakların baş olduğu, delilerin fetva verdiği ortam... Dün delinin biri daha zırvalamış. “Türkiye’nin adı Osmanlı olmalı”ymış, Çünkü “Türkiye Cumhuriyeti, tüm zenginliklerimizi kapsamıyor”muş! Destuuuur! Cadı kılıklı fetbaz Esra’nın “Araf”ta kalan programında... Kendine yakışanı söylemiş ucube mastürbasyon yapımcısı... Adam işsiz kaldı herhalde, Padişaha yaranmak en iyisi deyip Osmanlıcığa soyunmuş! Cumhuriyet sinemasında palazlan, paraya şöhrete kavuş, reklâmları cukkala sonra da Cumhuriyet’e söv! Yeni “trend” bu! “Devrimci konuşmaymış” dedikleri... Bu ülke ne çektiyse bu devşirmelerden, devrimbazlardan çekti zaten... Ucube fikirli, yarasa gibi siyahlar içinde dolaşan bu sakallı, “Türkiye’nin Türklerin dışındakileri dışladığını, devletin sadece Tarık Akan’ı, Müjdat Gezen’i, Uğur Dündar’ı, Bedri Baykam’ı sevdiğini, şimdi daha devrimci bir değişim olduğunu” anlatıyor! Onun deyimi ile Osmanlı “devleti aliye”ymiş! (iyi ki ayşe dememiş!). Çakma Osmanlıcı Sinan, Osmanlı Türkçesinde bir tamlamayı söyleyemiyor! “Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye” diyemiyor! Olsun! İki senedir heybe boşalmış belli ki, Cihangir barlarında içecek viski parası kalmayınca... Cihangir’deki evi ve işyerini bir üniversiteye 150 bine kiralayıp Kuruçeşme’ye taşınmış garibim. Tantanalı reklâmlara rağmen fiyaskoyla biten “Çanakkale’nin Çocukları” filminde “vatansızlık” propagandasını boşa yapmadı, AKP’nin “analar ağlamasın” yalanı için! “Çanakkale zaferi”ni bir utanç vesilesi yapmaya kalkması boşa değildi! Ünlü Kürtçü Kadir’e entari giydiren kara adamın ucubelikte bir hesabı vardır... Belli ki işe ihtiyacı var, Kaç-ak Saray’dan himmet bekliyor! “Araf”ta döktürüyor: "Sosyal devlet, ‘sosyalizmin kapitalizmin içine ajan olarak girmesi’dir... Ben AKP hayranı değilim. Ama ben ‘AKP'ye yapılan muhalefetten ötürü tiksiniyorum’. Sadece karşı tarafa baktığımda o kadar karanlık ki bu taraftaki aydınlığı tercih ediyorum!" Bütün yarasalar karanlığı sever, iki arada bir derede Osmanlıyı diriltecekler! Ah, bari ‘Osmanlı’yı bilseler... O Osmanlı’nın onun gibi ucubeler yüzünden dağıldığını bilseler... Türkiye Cumhuriyeti o kadar renkli ki, senin gibi ucubeleri bile barındırıyor! Güneşe sırtını dönüp karanlıkta karalar içinde gezmenin sonu budur İşte! Onun için “Karaköy'deki SGK binasını alamadı ya şansını bir de Davutoğlu başbakanlığında deneyecek” diyorlar, günahı boyunlarına! Bu neyin takiyesi? Bohem hayatı yaşar, karısı yabancı, çocuklarının isimleri Latince, içtiği içki miktarı âlemin dilinde... Hülya Avşar'a mastürbasyon yaptırdığı filmleriyle biz de ondan tiksiniyoruz! Galiba ona bir başka ucube, “Namaz kılarak boyun ağrılarından kurtulan” Tuğçe adlı manken ilham kaynağı oldu. Yunanlıdan ayrılıp Türkiye’ye dönünce hidayete erip AKP için fetvalar vermeye başlayan bu yalaka “çıplak sıkmabaş”, geçenlerde Facebook sayfasından “Sanat için yine sanatçı olan baba ve kız neden sevişmiyor?” diyecek kadar dangalaklığın zirvesine çıktı! Hattaaa, “TÜSİAD Başkanı, Cemaatin hizmetinde” bile dedi! Yine çüüüüüüüüüüşşş diyeceğiz ama değmez! Bu cukkalı kervana kara kılıklı Sinan da katılmış işte... Yavuz Bingöl, Hülya Koçyiğit, Kadir İnanır, Şafak Sezer, Tuğçe Kazaz gibiler dalkavukluklarının karşılığını aldılar ya, bir de ben deneyeyim dedi herhalde? Vay Yeni Türkiye vay! Mustafa ÖNDER [email protected]
