‘YENİK TÜRKİYE’NİN PADİŞAH VE SADRAZAMI...

Mustafa ÖNDER

 

17-25 Aralık çamurunu “paralel”e yıktı, 3-5 polisi tutuklatıp milletin kafasını karıştırdı.

5 Polis koca devlete, hükümete “darbe” yapacakmış. Devlet de ne devletmiş yani!

Eeee, darbeci ordunun tepesi tıraş edilince iş polise kalmış!

Darbeye sebep rüşvet, yolsuzluk, nüfuz ticareti, kaçakçılık!

Yatak odasında kasalar, ayakkabı kutularında milyarlar, çikolata kutusunda rüşvet, milyarlık saatler, sıfırlanamayan paralar, görüntü, ses kaydı hep montaj, dublaj!

4 bakanı güme gitti, oğullar, hayırsever altın kaçakçısı, genel müdür içeri alındı!

Çoğunluk elinde, kanunlar çıkarıldı, mahkemeler kaldırıldı, polis, savcı ve hâkimler sürüldü. Havuzda aldırdığı medya bastı yaygarayı: “Paralel de paralel!”

Çok geçmedi, içeridekiler 3 ayda çıktı, “adalet yerini bulmuştu” ona göre.

Ayakta uyuyan “yetmez ama evet”çilerin, “yesin ama hizmet etsin” diyen milletin oyuyla Cumhurbaşkanlığı seçimini tezgâhlamıştı zaten. Son sığınak orasıydı.

AKP’li delegenin iradesi falan vız gelir, “istişare” balonuyla kendini cilalayıp aday yaptı.

Devlet imkânlarıyla doğru seçime...

Sokak yosmasına dönüştürdüğü havuz medyası desteğiyle “milletin adamı”, “milli irade” derken sandığa gitmeyen 14 milyon şuursuz seçmenin katkısıyla padişah oldu.

Artık hem padişah, hem sadrazam hem de genel başkandı.

Eeee, 5 yıl daha denetiminde olacak bir emanetçi lâzım!

27 Ağustos’ta doğru kongreye!

“Stratejik çukur”un üstadını aday koydu, bir güzel de sadrazam olarak seçtirdi kongrede... Kongrede kimse konuşamadı, aday olamadı, ileri demokrasi ya!

28 Ağustos’ta mecliste acele bir yemin...

Balkondaki “hanedan” heyecandan ölecekti neredeyse, neyse ki acele “Atatürk” dedi, “an/inkılâp” dedi, “Türk milleti” dedi yemininde...

Koşa koşa Çankaya’ya gitti, devir-teslim aldı. Resepsiyonlar, törenler, bir gösteriş bir gösteriş! 92 yıllık cumhuriyet sanki ilk kez Cumhurbaşkanı görüyor!

Ağızlarda da “ilk seçilmiş cumhurbaşkanı” lafı...

Daha öncekileri “milletin vekilleri” seçmiş TBMM’de... Yani milletin vekâlet verdiklerinin oylarının hükmü harbiyesi yok! İleri demokrasi!

Forsu taktı, acele bir gösteri lazım!

Acele ABD’den gelen uçağı boyanıyor.

1 Eylül’de yeni gösteriş uçağıyla yallah KKTC’ye!

Sonra Azerbaycan’a uçuş. Yanında bakanlar, yalaka gazeteciler...

Şimdi Galler’de... Aile fotoğrafı çektirmekle meşgul, sonra NATO’yu kurtaracak!

Ama o, 5 polisin yapacağı “darbe” ile devrilecek “milletin adamı” ve “dünya lideri”!

İhtiras, güç zehirlenmesi, tek adamlık, kibir ve görgüsüzlük alametleri...

“Başbakanlık” diye AOÇ’nin göbeğine kanunsuzca yaptırdığı “Başkanlık sarayı”nda oturacakmış. Yetim Ahmet de Çankaya’da çalışacakmış.

Zorla yemin ederken adını andığı Atatürk’ün Çankaya’sına yerleşmiyor. Ürküyor galiba...

İlle her şeyi “çılgın” olacak. İlle “cumhuriyet”in bütün teamüllerini, kurallarını yıkacak!

Fakir milletin 450 milyon dolarlık uçağa binen padişahı...

Sadrazamken kurduğu otomobil ve uçak filosu yetmiyormuş gibi, ABD başkanı ve Fransa cumhurbaşkanının kullandığı,“uçan saray” acele boyanarak seyahatlerine hazırlandı.

Seyahatlerinde yalakası, yanaşması, devşirmesi, dalkavuğu hep yanında...

Evrim geçiren jöleli Yiğ-it’ten, özel kalem müdürüne, danışmanlara kadar hepsini götürmüş sarayına... Durmak yok yolmaya devam!

Emanetçi Yetim Ahmet’le istişare halinde...

İlle o paralelcileri tıkın içeriye diyor. Mübarek sanki başsavcı, üçüncü paralel operasyonunu diğer operasyonların takip edeceğini söyleyebiliyor. İlk defa muhafazakâr-dindar AKP, “cemaat”i MGK’ya sokuyor.

AYM veya Yargıtay’ı takmıyor bile. “Adalet”i restore edecekler sadrazamıyla...

“Adli yıl açılış programı” da neymiş, kaldır gitsin!

Ne hikmetse padişah talimatı veriyor, “fuatavni” aynı gün kime baskın yapılacağını bildiriyor!

İstediği mahkemeyi kapatıyor, şekillendirip kendine göre açıyor, 17-25 Aralık dosyalarına takipsizlik kararı çıkıveriyor! İleri demokrasi!

3-5 “darbeci polis”i tutuklatacakları mahkemede 17-25 Aralık görüntü ve ses kayıtlarının montaj olmadığı TİB onaylı belgelerle ortalığa dökülüyor.

Padişahın ülkesini Alman’ı, İngiliz’i, Amerikalısı bir güzel dinliyormuş umurunda değil...

Garibim KKTC’de asıp kesiyor, Azerbaycan’da Ermenilere laf ediyor!

Konsolosluğunun personeli terörist elinde esir padişah...

Ne güzel demiş Semih Yalçın bey: “Yenik Türkiye”nin cumhurbaşkanı!

Bir caka, bir çalım, bir gösteriş, bir şaşaa! Bir daha mı geleceğiz Çankaya’ya!

Milletin parasıyla değil mi? Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin!

Mustafa ÖNDER [email protected]

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.