Türk vatanı, yetmiş iki buçuk milletin cirit attığı memleket haline geldi. Rusu, Gürcüsü, Ermenisi, Özbeki, Azerbaycanlısı, Iraklısı, Suriyelisi, Somalilisi, İranlısı, Mısırlısı, Suudisi, Filistinlisi ve Türkmenler... Ne ararsanız... Amerikalısı, İngilizi, Almanı zaten görev bahanesiyle her bölgemizde elini kolunu sallayarak geziyor. Sakın, büyük devletiz, demokrasi ülkesiyiz falan demeyin! Ülkedeki yabancıların çoğunluğu ucuz iş gücü... Hatta merdiven altı, kaçak! Fuhuş, uyuşturucu pazarı, dilencilik, parklarda yatıp kalkma, hırsızlık, tecavüz, cinayet olayları... Gemi o kadar azıya aldılar ki, yerli halk ile çatışmaya bile başladılar. Gaziantep'te Suriyeli kiracısı tarafından bıçaklanarak öldürülen ev sahibi bardağı taşırdı. Gaziantep sokakları karıştı, halk Suriyelilere saldırdı. Bu yabancı düşmanlığı veya ırkçılık falan değil. 1,5 milyon Suriyeli Türkiye’nin her yerine dağılmış durumda. Devlet kontrolü yok. Mülteci kamplarında olması gerekenler şehirlerde asayişi tehdit eder hale geldi. Mazlumder denen sabıkalı derneğe göre kamplar da çok iyi durumda değilmiş, adeta açık bir cezaevi durumundaymış! Olayların sebebi Tayyip’i ve Yetim Ahmet’i zor durumda bırakmakmış! Komşusu iken Suriye iç savaşına taraf olan bir devlet ve muhalifleri destekleyen Dışişleri... Bu yüzden oradan kaçanlara sahip olmak zorundaymışız! Gaziantep’te kiralar başını alıp gitmiş. İşsizlik, ekmeğini kaybeden yerli halkın en büyük derdi. Çünkü Suriyeliler yarı fiyatına çalıştırılıyor. Bazı geri zekâlılar, mülteci Suriyelileri Almanya’da çalışan Türklerle mukayese etmeye kalkıyor. Devletin çalışma izni verdiği Suriyeli sayısı 350 iken, Antep’te 20 bin Suriyeli izinsiz çalışıyor. 2014’ün ilk 5 ayında 19 bin 715 olaya karışmışlar! Ruhsatsız, izinsiz işyeri açanlar var. Mülteci dediğin zapt ü rap altında tutulur, kamplarda barınır, yeme içme ve barınması devletçe sağlanır. Suriyeliler 6 konteynır, 16 çadır kent olmak üzere 22 adet barınma merkezinde kalıyor. Kamplardaki marketlerde kartlı sisteme geçilmiş; emniyet, jandarma ve özel güvenlik tarafından korunuyor. Çöpler toplanıyor, sıvı sabun, çocuk bezine kadar her türlü ihtiyaçları karşılanıyor. 250 öğretmen, 12 doktor, 43 hemşire ve sağlık personeli görev yapıyor. Kamp dışındakiler, şehirlerde dilencilik yapıyor, parklar ve kaldırımlarda ikamet ediyor. Bunlara Türkiye gibi bir ülke çalışma izni, vatandaşlık izni falan veremez. Sürekli doğuran bir kitle var karşımızda. Kendilerine verilen yardımları çarşıda sattıklarına bile şahit olduk. Zaten Kürtçülük belası varken bu sefer de devşirme Araplar çıktı. Olaylar Hatay,Maraş, Urfa ve Adana’ya sıçradı. Suriyeliler huzursuzluğa yol açtığı için kentten gitmelerini isteyen halk gösteri yapıyor. Yetim Ahmet ileTürkiye’nin Suriye’deki hesap hataları bugün ülke genelinde meselelere yol açtı. Yaranın kangrene dönüşmemesi için acil çözüm gerekiyor. 250 bin göçmene göre plan yapan Türkiye, 22 kamp yeterli olmayınca Suriyelileri ülke geneline dağıttı. Suriyelilerin asayiş olayları, kadınların ikinci eş olması, fuhuş ve dilenciliğin artması, hastane, okul gibi kurumların yetmemesi ve kiraların yükselmesi, tansiyonu yükseltti. Yaşanan olaylar bu sıkıntıların yansıması. Bunlar artık “misafir” falan değil, tehdit! Aralarında hangi yabancı servislerin adamı olduğu bile belli değil! Dövmeli, uyuşturucu bağımlıları, muhalif kanadın savaşçıları, lüks içinde yaşayan Suriye Ulusal Konseyi üyeleri var kamplarda. Bu işte de bütün cafcaflı propagandaya rağmen AKP çuvalladı! Durum, açılımcı Beşir’in başkanlığında Ankara’da JW Marriott Otel’de görüşülüyor. Dikkat edin, JW Marriott Otel’de! Dışişlerindeki özel toplantıyı dinlettirip internette rezil olan Davutoğlu, önemli bir toplantıyı otelde yapıyor. Devletin güvenlikli binası yok mu? Bu toplantı için özel otele neden para ödeniyor? Eskişehir yolu üzerindeki, bataryadan lavaboya kadar 24 ayar altın kullanılan kral daireli 413 odalı ve 70 ülkede oteli bulunan ABD’li JW Marriott’ın işlettiği otelin özelliği ne? Suriyelilerin sebep olduğu güvenlik ve tepkiler bu oteldeki toplantıda görüşülüyor! Toplantıya açılımcı Beşir, yetim Ahmet, memur bakan Ala, çok sayıda bakan, valiler, belediye başkanları, AFAD, Genelkurmay,MİTve Emniyet'ten üst düzey görevliler katılıyor. Toplantıda “kamu güvenliğini bozan Suriyelilerin sınırdışı edilmesi” kararı alınmış. Yerel yönetimlerin devreye girecek ve İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa, Adana, Mersin, Konya, Antalya, Kayseri gibi şehirlerde dilencilik yapan Suriyeliler toplanarak kampa alınacakmış. Amaaa... Yerel halkla eşit tutularak, belediyelerin işyeri açma ve çalışma izni alma gibi konularda Suriyeli mültecilere eşit uygulama yapılacakmış! Burada bir açıklama var: “1,5 milyon mültecinin ancak 740 bininin kaydı tamamlanmış!” Yani... Memlekette patlamaya hazır bombalar dolaşıyor, kaydı kuydu yok! “Mülteci”ymiş, “Suriyeli Müslüman kardeş”miş, hepsi hikâye... Mülteci dediğin kampta tutulur ve günü gelince memleketine postalanır. Bu aptal Arapları daha ne kadar besleyip huzurumuzu bozacağız? Mustafa ÖNDER