Merkezinde PKK uzantısı HDP'nin yer aldığı 5 benzemez ittifakını oluşturanların bir defa daha keskin bir dönüş yaptıklarını hayretle izliyoruz. Düne kadar avazları çıktığı kadar eski sisteme dönüleceğini anlatıyor, bunun için milletten onay istiyorlardı. Bunun olmayacağını, milletin bu beyanlara gülüp geçtiğini nihayet fark etmiş olacaklar ki, aniden çark ettiler. Şimdi ağız birliği ile eski sistemin yanlış olduğunu, bir daha buraya dönmeyeceklerini anlatıyorlar. Güçlendirilmiş parlamenter sistem getireceklermiş, bunun için oy istiyorlarmış.
GÜÇLÜ PARLAMENTO ZATEN KURULDU
Hala milletin aklıyla alay ediyorlar. Güçlendirilmiş parlamento ile neyi kast ettiklerini, nasıl bir sistem istediklerini soruyorsunuz, kem-küm etmenin dışında bir şey duyamıyorsunuz. Belli ki, ne dediklerini, ne istediklerini kendileri de bilmiyor. Biz bu muhteremlere bir defa daha anlatalım: Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile güçlü parlamento zaten oluşuyor. Yeni sistemde meclis, yasama ve yürütme faaliyetlerinde son derece etkin ve yetkindir. Kanun yapma yetkisi tamamen milletvekillerindedir. Hükümetin, yani yürütmenin kanun tasarısı getirme imkanı kalmamıştır. Çıkarılacak kanun hükmünde kararnameler son derece sınırlı alanlardadır ve meclisin aynı konuda kanun yapması durumunda da geçerliliğini kaybedecektir. Aynı şekilde meclisin denetleme alanı genişlemiş ve keskinleşmiştir. Cumhurbaşkanları artık sorumsuz değildir. Yaptıkları her icraatla ilgili olarak denetime tabidirler.Cumhurbaşkanlarının yeterli oranların bulunması durumunda görevden düşürülmesi, bağımsız yargı tarafından suçlu bulunmaları halinde cezalandırılmasının yolu açılmıştır. Bunu defalarca yazdık, çıktığımız televizyon kanallarında uzun uzun anlattık. Ya hala anlamıyorlar veya bu milleti anlamaz zannediyorlar. Parlamentoyu başka nasıl güçlendireceksiniz? Yürütmenin ve yargının yetkilerini de meclise mi vereceksiniz?
DAHA NELER DUYACAĞIZ
Seçime artık sayılı günler kaldı, ama bunların kıvırmalarının ardı arkası kesilmiyor. Bir taraftan Cumhurbaşkanı seçilmeleri durumunda yetkilerini nasıl kullanacaklarını ve güya ülkeyi nasıl uçuracaklarını anlatıyorlar, diğer taraftan sistem tartışmasını canlı tutmaya uğraşıyorlar. Kendi kendilerini tekzip ettiklerinin farkında değiller. Aynı şeyi ittifak konusunda da yaptılar. Aylarca ittifak düzenlemesine karşı söylemediklerini bırakmadılar. Olmayacak yerlere çekti, aklaziyan anlamlar yüklediler. Tam bir çıldırmışlık hali gösterdiler. Şimdi büyük bir pişkinlikle ittifakın ne güzel olduğunu, barajı nasıl sıfıra indirdiklerini böbürlenerek anlatıyor ve bundan kendilerine pay çıkarıyorlar. Seçim için kalan sınırlı günlerde kim bilir daha ne çark etmelere rastlayacağız.
HERKESE MAVİ BONCUK
Yola çıkarken, ilkelerden bahsediyorlar, ülkenin menfaatlerinden dem vuruyorlardı. Ortada ne ilke kaldı, ne ülke. Kaf dağı kadar uzak hayallerine ulaşabilmek için söylemedikleri yalan, vermedikleri söz kalmadı.Birbirleriyle yarış halindeler. Birisi bir şey söylüyor, diğeri onu geçebilmek için onun üzerine beş koyuyor. Bol kepçe dağıtıyorlar. Herkese mavi boncuk uzatıyorlar. PKK ve FETÖ buna dahil. Sırayla Selahattin Demirtaş güzellemesi yapıyor, onun üzerinden PKK'ya selam gönderiyorlar. FETÖ ile mücadeleyi sulandırmak için yarış halindeler.
25 HAZİRAN SABAHI
Bunların vaatlerini uygulamaya kalkışırsanız, ortada ne bütçe kalır, ne devlet olur, ne de huzur ve istikrar sağlanır. Bırakın daha sonra yapacaklarını, olmayan kazanma ihtimallerinin gerçekleşmesi durumunda, 25 Haziran sabahı ilk iş olarak yapmayı vadettiklerinin listesini yapsanız altından kalkamazsınız. Bu kadarı dahi bunların ne kadar uçtuğunu belgelemeye yeterlidir. Akıllarına gelen her şeyi veya sorulan sorulardan çıkardıkları her sonucu, 25 Haziran sabahı hayata geçirme sözü veriyorlar. Hem de yeminler ederek. Bir gün içinde hayata geçirme sözü verdikleri, böyle bir imkan bulsalar dahi bırakın bir haftayı, bir ayı, en az bir yıllık zaman ister.
MİLLET AKLI
Başka hiçbir şeye gerek kalmadan bu hazin durumları, bu uçuk vaatleri bile bunlardan uzak durmak için fazlasıyla yeterli sebeptir. Bu milletin macera arayacak ne imkanı, ne zamanı ne de tahammülü var. Bizim bir an önce tutarlı, kararlı, yetkin, etkin bir hükümet oluşturmamız, güçlü bir parlamento ortaya çıkarmamız gerekiyor. Sorunlar birikmiştir ve ivedilik kazanmıştır. Olmayacak işlerle kaybedecek zamanımız, boş vaatlere harcayacak enerjimiz yoktur. Etrafımız sarılmış, içeride ve dışarıda her ne kadar vatan-millet düşmanı varsa hepsi ümitlenmiş ve harekete geçmiştir.Bunları aşmanın yolu güçlü bir hükümet ve meclis yapısı oluşturmaktır.Bu da ancak ve ancak Cumhur ittifakı ile mümkündür. Zira, akıl ve izan sahibi herkes bunu görüyor, söylüyor ve böyle olmasını istiyor. Millet aklı devrededir ve bu devletin en büyük güvencesi de budur.