Türkiye tam 2 ay sonra yeni ve farklı bir döneme başlayacak. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi bütün unsurlarıyla yürürlüğe girecek. Yeni hükümet sistemi ihtiyaçtan doğmuştur ve ülkenin çok daha kolay, çok daha verimli, çok daha etkin yönetilmesinin önünü açmıştır. Yürütme, yasama ve yargı erkleri kesin çizgilerle birbirinden ayrılmış ve güçlenmiştir. Yürütmenin günlük siyasi polemiklerin dışında kalmasına, tamamen ülke yönetimine odaklanmasına, bürokrasinin kalın ve keskin duvarlarını aşabilmesine imkan sağlanmıştır.
İTTİFAK
Bu yeni sistemin gereği olarak hayata geçirilen bir başka gelişme de, ittifakların hukuki bir alt yapıya kavuşturulmuş olmasıdır. Yüzde 50 artı bire ulaşabilmek için partiler kendi aralarında açık, şeffaf, net, ilkeli, dürüst ittifaklar kurabileceklerdir. Nitekim, Adalet ve Kalkınma Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi hiç eğip bükmeden, doğrudan ve millet önünde, tam da olması gerektiği gibi bir ittifak oluşturacaklarını açıklamış, adına da "Cumhur ittifakı" demişlerdir. Bu ittifakın Milletvekili seçimine kendi listeleriyle gireceği, Cumhurbaşkanı adayı olarak da Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı destekleyeceği bütün dünya önünde ilan edilmiştir.
ALAYI BİRDEN HAREKETE GEÇTİ
Bu samimi ve millette karşılık bulan ittifak, siyasete seviye ve ilke de kazandırmıştır, ama varlıklarını ve devamlarını kargaşada, kavgada, kaosta ve hatta bölünme görenler, durumdan çok rahatsız olmuşlardır. Aynı şekilde terör örgütleri, bu örgütlerin hamileri, destekçileri, Türkiye üzerinde operasyon yapmak isteyen emperyalistler, kısaca içeride ve dışarıda bu ülke ve milletle meselesi olan her kim varsa alayı harekete geçmiştir. Milletin kesin şekilde onay vermiş olmasına rağmen, yeni hükümet sistemini bir türlü içlerine sindirememiş, kriz çıkarmak ve ülkeyi çıkmaza sürüklemek için olağanüstü çaba göstermişlerdir. Ancak, Milliyetçi Hareket Partisi'nin kararlı ve onurlu duruşuyla yaptıkları bütün hamleler boşa çıkarılmış, Cumhur ittifakı ile de planları darmadağın edilmiştir.
KENDİLERİNİ TEKZİP ETTİLER
Milliyetçi Hareket Partisi'nin ülke ve millet menfaatlerini öne alan siyaseti karşısında büyük bir panik yaşayan başta anamuhalfet partisi CHP olmak üzere, onun etrafında kümelenen her kim varsa hepsi birden, büyük bir saldırı başlatmış, yalan, iftira, hakaret ve akla gelebilecek her türlü olumsuzluk tedavüle sokulmuştur. Sayın Bahçeli'ni söyledikleri, MHP'nin "önce ülkem" diyen hamleleri kasıtlı biçimde çarpıtılmak ve maksadından saptırılmak istenmiştir. Yapılanların, söylenenlerin, değerlendirmelerin ve yakıştırmaların hepsi bu millet önünde yaşanmıştır ve arşivlerde mevcuttur. Ancak, gelin görün ki iş uygulamaya gelince, bütün söylediklerini, bütün eleştirilerini, bütün hakaretlerini bir anda tersine çevirecek icraatlar yapmakta, kendi kendilerini tekzip etmekte zerre kadar tereddüt göstermemişlerdir.
ÇIKAR, ÇUKUR, CUKKA, YIKIM
Hiç dolandırmadan, ne söylediklerini ve ne yaptıklarını ibret verecek örnekleriyle hatırlatalım: İP'in kerameti kendinden menkul Genel Başkanı, eline mikrofonu almış kendisini dinleyenlere ahkam kesiyor ve "Biz ne çıkar, ne çukur, ne cukka, ne yıkım ittifakı asla, kat'a yapmayacağız. Şartlı-şurtlu, insanlarla el sıkışıp sırf aday olabilmek için grup kurmak gibi bir abidik gubidik işimiz olmayacak. Yüz bin imzayla çıkacağız yola, sizleri de göreceğiz bakalım yüz bin imzayla kimler yola çıkacak. Halep ordaysa arşın burada, hep birlikte göreceğiz." Diyordu. Gerçekten de hep birlikte gördük. Yaptıkları ittifakın "Çıkar, çukur, cukka, yıkım" olduğunu biz söylemiyoruz, kendisi itiraf etmiş. Grup kurmak için CHP'den yapılan hüllenin abidik gubitik bir iş olduğunu yine kendisi anlatıyor. Bunun yüz bin imzayı bulamama korkusu ile olduğunu itiraf ediyor. Halep orada, ama arşın burada, hep birlikte ve ibretle gördük. Ne diyelim, Allah insanı şaşırtmasın.
PATRON ÇILDIRDI!
CHP'nin çok konuşan, hakaret etmede Özgür ve Özel Grup Başkanvekili, Cumhur ittifakını karalayabilmek için aynen şunları söylüyordu: "Bahçeli bizi belli bir süredir şaşırtıyor, şaşırtmaya devam ediyor. Bir yerden sonra artık gözlerime, kulaklarımın duyduğuna inanamadım. Ekrana koca koca yazıldı, biz Cumhurbaşkanı adayı çıkarmayacağız. Akla şey geliyor, sayın Bahçeli MHP'nin kapısına 'tasfiye sürecindeyiz' diye asmış. İstanbul'da zaman zaman büyük mağazaların kapısında görürsünüz, patron çıldırdı, kapış kapış malları dağıtıyorlar. MHP'nin durumu o, patron çıldırdı, kapatıyor, tasfiye sürecinde bir parti."
TASVİYE SÜRECİNDE BİR PARTİ
Bay Özel, gerçekten özel biri, meğer kendi partisinin durumunu anlatıyormuş da, haberimiz yokmuş. Sayın Bahçeli sizin bütün hesaplarınızı bozarak şaşırttı ve şaşırtmaya da devam edecek. Ve bu şaşkınlıkla kendinizi ele veriyorsunuz. Millet iradesini peşkeş çekerek oluşturduğunuz hülle ittifakını duyunca bir yerden sonra artık gözlerime, kulaklarımın duyduğuna inanamadım. Anlaşılan o ki, kısa süre sonra ekrana koca koca yazılacak, "biz Cumhurbaşkanı adayı çıkarmayacağız." Diye. Akla şey geliyor, sayın Kılıçdaroğlu CHP'nin kapısına 'tasfiye sürecindeyiz' diye asmış. İstanbul'da zaman zaman büyük mağazaların kapısında görürsünüz, patron çıldırdı, kapış kapış malları dağıtıyorlar. CHP'nin durumu o, patron çıldırdı, kapatıyor, tasfiye sürecinde bir parti.
CUMHURİN İRADESİNİ PAY ETTİLER
CHP'nin Tezcan'lı Genel Başkan Yardımcısı da kimseden geri kalmıyor ve aynen şunları söylüyordu. "Ne getirirlerse getirsinler bu bir baraj ittifakıdır, Meclis seçiminde de cumhurbaşkanı seçiminde de bir süre sonra birbirlerine düşecekler. Bu olsa olsa "Cumhur'u bölme" ittifakıdır. Cepheleşme ittifakıdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve referandumu savunanlar, 'koalisyon dönemi bitecek' diyorlardı. Şimdi bu yaptığınız ne? Hani bitecekti koalisyonlar dönemi? Milleti aldatmaya doymadınız."
Aslında yorumlamaya bile gerek yok. O da kendilerini anlatmış. Yapılan hülle, baraj ittifakını çok aşıp millet iradesini doğrudan peşkeş çekecek boyutlara ulaştı. Bu hazin durumun kalıcı olması mümkün olamayacağı için bir süre sonra birbirlerine düşmeleri, ağır suçlamalar yapmaları kaçınılmazdır. Cumhur'un iradesini bölüp kendi aralarında pay ettiler. Cepheleşmenin zirvelerine ulaşıp, buradan bir kriz ve kaos çıkarmaya uğraşıyorlar. Koalisyon bu yapılanın yanında çok masum, çok haklı kalır. Milleti aldatmayı geçtiler, şimdi de alay ediyorlar.
Kurdukları hülle ittifakı ile Cumhur'u bölmenin ve cepheleşmenin nasıl olacağının kitabını yazdılar ve farş oldular. Bırakın milleti ikna etmeyi siz önce gidin kendi tabanınıza, kendi teşkilatlarınıza, kendi milletvekillerinize bu perişanlığınızı anlatın da görelim.
Sayın Bahçeli'nin değerlendirmesi ile bitirelim: "Gazi Meclis'in hür iradesini, 98 yıllık izzetini, ikbal arayışlarıyla, dahası hülle ve hile yoluyla karalamaya, karartmaya çalışan siyasi düşükler milletimizin demokratik kazanımlarına kast etmenin cezai karşılığını kuşkusuz sandıkta göreceklerdir. Demokrasi nutku atanların, ilkeli ittifaktan bahsedenlerin ayak ve siyasi oyunlara heves etmeleri tam bir çatırdama, tam bir siyasi çürüme halidir."