Aynı zarfta 4 oy meselesi

Orhan KARATAŞ

Yüksek Seçim Kurulu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini iptal kararından sonra, zilletin ortakları alenen çamura yatmaya başladılar. Kendileri yargı kararlarına uymak yerine, yargıyı kendi menfaatlerine, kendi isteklerine, kendi zihniyetlerine uydurmaya çabalıyorlar. Bu durum bizim için şaşırtıcı değil. Zira, CHP zihniyetine göre hukuk, demokrasi, insan hakları, vicdan, ahlak, eğer CHP’nin işine geliyor, menfaatlerini koruyor ve devam ettiriyorsa, bir önem ve anlam ifade eder. Aksi halde darbe, dipçik, kargaşa, kaos, zulüm müstehaktır. Bakın tarihe bu tespitimizin ne kadar doğru, ne kadar haklı olduğunu çarpıcı örnekleriyle birlikte, kolayca görebilirsiniz.

AYNI ZARFTAN 4 FARKLI SONUÇ ÇIKIYOR

Şimdi bir sakız çiğnemeye başladılar. Yandaşından yoldaşına, kirli ortaklardan yanaşmalarına kadar hepsi aynı şeyi söylüyor. Efendim, aynı zarfın içinde 4 oy varmış, neden sadece bir tanesinin ortaya çıkardığı sonuç iptal edilmiş. Eğer usulsüzlük varsa, hepsinde olmalıymış. YSK’yı da bu yüzde suçluyor, yaptıkları içi boş itirazların kabul görmesi için baskı altına almaya çabalıyorlar. Düz mantıkla bakıldığı zaman doğru ve haklı bir itiraz gibi görünüyor. Ancak, zerre kadar akıl ve izan sahibi olan bunun böyle olmadığını kolayca anlar. Şimdi ben size bu söylenenlerin ne kadar boş olduğunu ve YSK’nın kararının doğruluğunu ortaya çıkaran başka bir soru sorayım. Aynı zarfa 4 oy konulduğu halde, nasıl oluyor da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığında CHP’nin adayı yüksek oy alıyor, ama İlçe Belediyeleri, Belediye Meclisi ve hatta muhtarlık da çok ama çok geride kalıyor? Sonuçlar ortada. Belediye Meclisi ve İlçe Belediyelerde Cumhur ittifakı ezici biçimde üstün, ama sıra Büyükşehir’e gelince her şey değişiyor.

EKSİKLİK NEREDE?

Dikkatlerden kaçan ve her ne hikmetse hiç kimsenin aklına gelmeyen bu durum, seçmenin her oy için farklı tercihlerde bulunabileceği ihtimali ile izah edilebilir. Kabul, ama o halde neden sadece bir oy için YSK’ya itiraz edilmiş olması yetersiz veya eksik bulunuyor? Veya YSK’nın sadece Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerini değerlendirmiş olması üzerinden hakaretlere varan bir şekilde saldırı yapılıyor? Hadi çıksın birisi bu sorulara aklımızla alay etmeden makul cevaplar versin. Bize sorarsanız, bu durum aynı zamanda nasıl bir organize usulsüzlük yapıldığını, seçilen hedefin ne olduğunu da açık-seçik ortaya koymaktadır ki, zaten telaş, bütün kızgınlık da bunun ortaya çıkmış olmasındadır.

BELGELERİN ORTAYA KOYDUĞU GERÇEK

Hadi bütün bunları bir kenara bıraktık. Cumhur ittifakı itirazını hukuku gerekçelere, elindeki bilgi ve belgelere dayalı olarak yaptı. Sayılan sandıklarda, birleştirme tutanaklarındaki kaydırmalarda istisnasız biçimde Sayın Binali Yıldırım’a verilen oyların hedef alınmış olduğu kesin şekilde ortaya çıktı. Çok sınırlı bir tekrar sayım yapıldığı halde, fark devamlı biçimde Binalı Yıldırım lehine kapandı. Bu durum aynı zamanda İstanbul genelinde tekrar bir sayım yapılması halinde sonucun değişme ihtimalinin çok ama çok yüksek olduğunu gösterdi. Ve bütün bunlara ilave olarak, hatta bütün bunların izahını da kolaylaştıran biçimde, sandık kurullarındaki usulsüzlükler tek tek belgelendi.

HAKARET ETMEK GERÇEĞİ DEĞİŞTİRMEZ

Durum bu kadar net ve son derece isabetli biçimde YSK’ya itiraz da bu gerekçeler üzerinden yapıldı. Biz, “eğer hukuk varsa, bu kadar açık, net, kesin bilgi ve belgeler seçimin yenilenmesi gerektiğini gösteriyor” dedik. Bunu televizyon kanallarında da anlattık. Nitekim, öyle de oldu, AK Parti’nin itirazı haklı ve yerinde bulundu ve seçimler iptal edildi. Şimdi sırf zihin bulandırmak, işi yokuşa sürmek, oldu-bittiye getirilen Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın elden çıkmasının telaşıyla sağa-sola hakaretler yağdırmak bu gerçekleri değiştirmiyor. AK Parti, Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde yanlış ve eksikler buldu, usulsüzlükler ve şaibeler tespit etti ve itirazını ona göre yaptı. İtiraz yolu herkese açıktır ve CHP ve yancıları da eğer bir şey biliyor, belgeliyor ve haklı olduklarına inanıyorlarsa elbette itiraz edebilirler. Ne ilçeler, ne Belediye Meclisi için bunu yapmadılar. Şimdi çıkmış, bir kaşık suda fırtına kopararak zeytinyağı gibi üste çıkmaya ve mağduru oynamaya çabalıyorlar.

OYUN BOZULDU

CHP, her ne kadar oynanan oyunun bir parçası olduğu anlaşılan ve göstermelik olmaktan ileri gitmeyeceği anlaşılan yeni itirazlar yapmış olsa da, orta yerde duran gerçekler bellidir. AK Parti ve Cumhur ittifakının itirazları da, YSK’nın kararı da son derece doğrudur. Hukuka da, demokrasiye de, gerçeklere de son derece uygundur. Zillet her zaman olduğu gibi milletin aklıyla alay ediyor, ama bu oyun bozulmuştur.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.