İçişleri güçleri karıştırmak, bozmak, bölmek, yıkmak ve yok etmek. Birini deniyorlar, olmuyorsa hemen başkasına geçiyorlar. Milletten alamadıkları yetkiyi, sandıktan bulamadıkları fırsatı karanlık mahfillerde arıyor, birbirlerini tamamlayarak yürüyorlar. Ne dedilerse boş çıktı, ne yaptılarsa karşılık bulmadı, ama vazgeçmiyor, tekrar tekrar deniyorlar.
CHP İÇİN İKTİDAR YOLU KAPANDI
CHP ve yancılarının marifetlerinden bahsediyoruz. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni, rejim değişikliği olarak bu millete anlattılar. Getirilen yeniliğe karşı çıktılar, “istemezük” diyerek kıyametleri kopardılar. Akla ziyan bahaneler ürettiler, engellemek için her yola başvurdular. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne bu kadar karşı olmalarının sebebi, iddia ettikleri şeyler değildir. Zaten ortaya doğru dürüst bir sebep koyamıyorlar. “Tek adam rejimi” gibi, yuvarlak, muğlak, içi boş, tamamen ön yargılı, hiçbir temeli bulunmayan bir itirazı tekrarlayıp duruyorlar. Asıl sebep, sistemin getirdiği siyasi sonuçtur. CHP ve yancıları hiçbir zaman bu milletten yüzde 50 artı bir oy alamayacaklarını çok iyi biliyorlar. Dolayısı ile kendileri için iktidar olmanın imkansızlığının farkındalar. Sistem, koalisyon yolunu da kapattığı için bırakın tek başına iktidarı, ortak olma hayalini dahi artık kuramıyorlar. Kızgınlıkları, saldırıları, bozma ve yıkma gayretleri bu yüzdendir.
ABESLE İŞTİGAL
Kararı millet vermiştir. Sistemi Türk milleti hür iradesiyle ve helal oyları ile değiştirmiştir. Bundan sonra bu konuyu tartışmak abesle iştigaldir. Zaten geri dönüş ihtimali yoktur. Karşı çıkanların anayasa değiştirecek bir sayıya ulaşmaları güneşin akşamdan doğması kadar olmayacak bir şeydir. Referandum sonucu ortadadır. Bu da yetmedi daha bir yıl önce genel seçimler yapıldı ve yine ağır bir yenilgi aldılar. Yenilenin güreşe doymaması gibi, 31 Mart’ta sandık tekrar milletin önüne geldi. Birkaç belediye el değiştirse de genel sonuç yine değişmedi. Cumhur İttifakı, referandum ve cumhurbaşkanlığı seçimindeki oy oranını aynısıyla yakaladı. Her ne kadar imkansız olsa da, bir an için CHP ve yancılarının milletten onay aldıklarını ve Mecliste yeter sayıya ulaştıklarını varsayalım. Bu aynı zamanda cumhurbaşkanı seçilecek karşılığı buldukları anlamına gelir. Peki, yine anayasa değiştirip, eski sisteme dönecekler mi? Buradan iddia ediyorum, aynı gün bütün söylediklerini unutur, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin nimetlerini sınırlarını zorlayarak sonuna kadar kullanırlar.
BABACAN PARTİ KURUYOR CHP SEVİNİYOR
Arka arkaya yapılan seçimler ve bu seçimlerin verdiği kesin onayla birlikte, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi üzerindeki tartışmalar tamamen bitmiştir. Yenilenen İstanbul seçimleri üzerinden bu tartışmayı açmak, millet iradesini tanımamaktır. Elma ile armudu toplayıp, ayva sunucuna ulaşanlar sadece kendilerini kandırmış olurlar. Nitekim, şimdi başka yöntemler denenmektedir. Son numaraları, AK Parti üzerine oynamaktır. Daha önce MHP için yaptıklarını şimdi Cumhur İttifakı’nın diğer ortağına uyguluyorlar. Bölmek ve zayıf düşürüp, siyaset dengelerini değiştirmek hedeflenmektedir. Bu kirli oyuna AK Parti’nin kurucusu olmuş, en üst makamlarda görev yapmış isimlerin de alet olması son derece düşündürücüdür. Ve şu garabete bakınız ki, Abdullah Gül ve Ali Babacan parti kuruyor, buna en çok CHP seviniyor, İP memnun oluyor, HDP sevinç çığlıkları atıyor. Ahmet Davutoğlu AK Parti’ye yükleniyor, alkış ve destek CHP’den, onay ve yardım İP’ten, sufle HDP’den geliyor. Bu nasıl bir ilişki, bu nasıl bir siyasettir? Bir ucu Kandil’de bir ucu Pensilvanya’da olan bu ilişki ağından, bu ortaklıktan kime ne fayda gelebilir?
SEÇİM SÜRECİ TAMAMLANDI
Ne yaparlarsa yapsınlar, bu millet her şeyin farkındadır. Türkiye’nin önünde 4 yıl seçimsiz bir dönem var. Yeni hükümet sistemi sorunların çözümünü kolaylaştırmış ve hızlandırmıştır. Sayın Bahçeli, Türkiye sistem tartışmalarını uzlaşmayla bağladığını, seçim süreçlerini huzurla tamamlandığını, esas gündem başlıklarını sırasıyla çözmek için harekete geçtiğini söyleyerek, hem siyaset gündemini tayin etmiş, hem hükümete yol göstermiştir. Sayın Cumhurbaşkanı’nın, “Türkiye’nin cumhuriyet tarihindeki en önemli yönetim reformunu baltalama peşinde olanlara aradıkları fırsatı vermeyeceğiz. Ne sınırımızdaki teröristler ne de kuyumuzu kazan riyakarlar bize engel olamayacaktır” sözleri bir kararlılık ortaya koymaktadır.
AK PARTİ SIKI DURMALI
Türkiye’nin önü açıktır. Bir defa daha ve altını çizerek belirtiyorum, çözülemeyecek hiçbir sorunumuz yoktur. Elbette işimiz kolay değil, yedi düvel birden üzerimize geliyor. ABD’nin düşmanca tavırları canımızı sıkıyor. Ekonomimiz üzerinde oynanan oyunlar ara vermeden sürdürülüyor. Ancak, bunların hepsini aşarız, hepsini hallederiz. AK Partinin bundan sonraki süreçte çok daha sıkı durması gerekmektedir. Dışarıdan gelecek saldırılara karşı cesaretli davranmalıdır. Gerisi kendiliğinden gelecektir. Cumhur İttifakı, bu ülkenin büyük şansı ve parlak geleceğidir.