Orhan Veli “Cımbızlı Şiir”i yazarken ne düşündü bilmiyorum ama bizim zillet güruhuna tam oturuyor. Şiirde, “Ne atom bombası, Ne Londra Konferansı.
Bir elinde cımbız, Bir elinde ayna; Umurunda mı dünya” deniliyor. Bizim zilletin de, “Ne Akdeniz, ne Ege, ne Suriye ne Irak, ne Macron ne Yunan, Bir ellerinde FETÖ, bir ellerinde Demirtaş; Umurlarında mı Türkiye.”
ERKEN SEÇİM HAYALLERİ
Yerel seçimlerde tamamen konjonktürel olarak bazı büyükşehirleri ele geçirmenin sevinciyle coşmuşlardı. Ancak, her şeye rağmen Cumhur İttifakı’nın Türkiye ortalamasında yüzde 50’nin üzerine çıktığını unuttular, daha doğrusu hatırlamak işlerine gelmedi. Diğer taraftan PKK uzantıları ve FETÖ ile yaptıkları ittifakın bedelinin ne olacağını, hangi diyetleri ödeyeceklerini bu millete bir türlü anlatmadılar, anlatamadılar. Bir oldubitti oluşturmaya, Türkiye’yi belirsizliğe sürüklemeye ve kendilerince bir erken seçim baskısı kurmaya uğraştılar. Kendileri çaldı, kendileri oynadılar. Cumhur İttifakı, zilletin bu zavallı halini ciddiye bile almadan yoluna devam etti. Yeni hükümet sisteminin getirdiği avantajları da devreye sokarak, ülkenin birikmiş sorunlarını çözmek için seferber oldu.
HEP SUKUTUHAYALE UĞRADILAR
Erken seçim çığırtkanlığından sonuç alamayınca, bu defa ümitlerini Kovid-19’a bağladılar. Beklediler ki, Türkiye bu hastalığın girdabına düşsün ve bunlara da Cumhur İttifakı’na saldırmak için bir bahane çıksın. Yine yanıldılar, yine sukutuhayale uğradılar. Bu arada Türkiye’nin daha önce yaptığı Zeytin Dalı, Fırat Kalkanı, Barış Pınarı Harekâtlarında da, “istemezük” diye ayağa kalkıp PKK ile aynı nakaratı tekrarladıklarını, Esad’a uzattıkları eli bir türlü Türk güvenlik güçlerine uzatmadıkları gibi, bir de rezil paylaşımlara, zırva açıklamalarla terör örgütlerine destek verip arka çıktıklarını elbette bu millet unutmadı ve unutmayacak. PKK’nın Suriye uzantısı PYD’yi terör örgütü görmeyen de bunlardı, şehitlere hakaret yağdırırken terörist leşlerine ağıt yakan da bunların il başkanlarıydı. Dövizin biraz yükselmesinden bayram yapan da bunlar, Trump’ın, Macron’un kepazeliklerine, Sisi’nin Esad’ın kalleşliklerine sevinip el ovuşturan da bunlar. Türkiye’nin hak ve menfaatlerini savunmasından rahatsız olur, karşımızdaki şer cephesinin her yaptığından mutluluk duyarlar. Milletten alamadıkları iktidarı, krizden, kaostan, gerginlikten, Kovid’den, Yunanistan’dan ve bilumum vatan-millet düşmanlarından bekliyorlar.
SİCİLLERİ HEP KARANLIK
Libya ve Akdeniz sicilleri ayrı bir karanlıktır. “Ne işimiz var Libya’da” diyerek Yunanistan’la aynı paralelde olup, Macron denilen ahlaksıza cesaret veren ne acıdır ki, yine bu zillet güruhuydu. Araştırma ve sondaj gemilerimiz Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin menfaatleri için Akdeniz’e seyrüsefer yaparken, bunlar yine hep bir ağızdan yine, “istemezük” naraları atıyorlardı. Donanmamızın araştırma ve sondaj yapan gemilerimize koruma sağlamasına, Yunan-Fransız tehditlerinin anında karşılık görmesine fazla itiraz edemediler. Ancak “diplomasi öne çıkmalı” gibi yuvarlak ve lastikli laflarla karınlarından konuşup durdular ve net bir tavır da ortaya koyamadılar.
BOYLARINDAN BÜYÜK LAFLAR EDİYORLAR
Son günlerde yine ümitlerini Kovid-19’a bağlamış durumdalar. Bir taraftan salgının yayılması, vakaların artması için topluca duaya çıkarken, diğer taraftan da kurdukları kirli ittifaka “Deva ve Gelecek” diyerek ilave olanları memnun edecek formüller arayıp, yeni kumpaslar kuruyorlar. Kemal Kılıçdaroğlu bir yana çekiyor, evine dönmek yerine kendisine verilen vazifeyi canla başla yerine getirmeye çabalayan İP kaçkınlarının başı başka hava çalıyor. Daha şimdiden post kavgasına tutuştular. Seçimlere neredeyse 3 sene var, bunlar kimi Cumhurbaşkanı adayı yapacaklarının derdine düşmüş durumdalar. Boşa koyuyorlar dolmuyor, doluya koyuyorlar almıyor. Yukarıdan aşağı topluyorlar olmuyor, soldan sağa yazıyorlar yine bir yekûn tutmuyor. Bu hallerine bakmadan bir de boylarından büyük laflar ediyorlar. Güçlendirilmiş parlamenter sistem getireceklermiş. Kendileri geldi, her şeyi hallettiler, her meseleyi çözdüler, geriye bir tek sistemleri kaldı! Onu da değiştirdiniz mi, kim tutar sizi!
BİZ GİDERSEK, BUNLAR GELECEK!
Sayın Bahçeli bir açıklama yaptı, “Seçim 2023’te, Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan” dedi, darmadağın oldular. Kimyaları bozuldu. Bütün planları altüst oldu. Şimdi oturmuş kara kara düşünüyorlar. Himmet bekledikleri yerlerden de bir sonuç çıkmıyor, hiç kimse de dertlerine çare olamıyor. Kıvranıp duruyorlar. Türkiye umurlarında değil, ama FETÖ’nün, Demirtaş’ın, PKK’nın, PYD’nin, Macron’un, Biden’ın kendilerinden beklentileri var. Bu beklentileri karşılamak zorundalar, fakat Türk milletinin iradesini bir türlü aşamıyor, kurdukları kirli ittifakları bir türlü kabul ettiremiyorlar. Akıbetleri şimdiden belli. Zillet çukurunda daha çok çırpınacaklar. Bunlar var oldukça, Cumhur İttifakı’nın öyle iddialı şeyler söylemesine gerek yok. Bildiği yolda devam etsin. Günü gelince bu millete, “biz gidersek, işte bunlar gelecek” demeleri fazlasıyla yetecektir.