Yeni normalleşme takviminin şekillenmesiyle birlikte, her bakanlık ve ilgili kurumlar kendi alanında neleri ne zaman yapacağını sırasıyla açıklamaya başladı. Türkiye gibi iddiası olan, bununla birlikte sorunları da bulunan bir ülkenin bu zor dönemi en az hasarla atlatabilmesi için gerçekten de çok planlı, hızlı ama emin adımlarla hareket etmek gerekiyor. Bu hem salgının bundan sonraki seyri için, hem de ekonomi başta olmak üzere eğitimden terörle mücadeleye, turizmden spora, yargıdan sosyal hayata, oradan dış politikaya varıncaya kadar istisnasız her alanda yapılacak işler için geçerlidir. Hem kendimizle, hem de dünya ile yarışıyoruz. Kaybedecek zamanımız yok.
YENİ FIRSATLAR DOĞUYOR
Herkesi memnun etmek, her soruna anında çözüm üretmek kolay değil. Ancak çözülemeyecek sorunumuz, halledilmeyecek meselemiz de yok. 2 ay kadar bir zaman neredeyse bütün çarklar durdu. Bunun bir bedelinin olması kaçınılmazdır. Kaldı ki, bu durum bize has değildir. Salgından etkilenmeyen ve bunun bedelini ödemeyen hiçbir ülke yoktur. Önemli olan bundan sonrasıdır ve doğru kararların alınıp ivedilikle uygulanması ve sonuca ulaştırılmasıdır. Tam da bunu anlatmaya çalışıyoruz. Hükümetin zamanı doğru değerlendirdiği, hesabını ve planını iyi yaptığı anlaşılıyor. Bütün dileğimiz ve beklentimiz uygulamada da bunun sonuç vermesidir. Bu salgının bir başka yönü de, bazı fırsatlar oluşturacak olmasıdır. Dünyanın dengeleri değişmiştir. Yeni düzende atak yapıp öne geçmek için büyük bir fırsat doğmuştur ve bu konuda en şanslı, en hazırlıklı ve en istekli ülke Türkiye’dir. Aklı başında olan herkes bunun farkındadır. Nitekim, gelişen piyasalarla ilgili yaptığı değerlendirmelerle bilinen yatırımcı Dr. Mark Mobius, Kovid-19 krizinde Türkiye’nin küresel ticarette konumunu güçlendirebileceğini söylemiş ve eklemiştir: “Yatırımlardan tedarik zincirlerine, petrol fiyatlarından hisselere krizin Türkiye için birçok alanda fırsat doğdu.”
BAŞKA TÜRLÜ İKTİDAR!
Türkiye’nin faydasına olacak her şeye destek vermek, geleceğe ümitle bakmak ve meseleleri her zaman iyi tarafından ele almak milli olmanın, milliyetçi bakışın gereğidir. Siz bakmayın CHP ve yancılarının karalama, yalan, iftira gayretlerine. Koronavirüs salgını onlar için bir ümit olmuştu. PKK terörüne, FETÖ ihanetine nasıl sarılıp, kendi küçük hesapları için ülkenin geleceğini ateşe atmakta zerre kadar tereddüt etmedilerse, Kovid-19’a da öyle sarıldı, öyle ümitlendiler. Yine sukutuhayale uğradılar ve son çareyi “başka türlü” yollarla iktidar planları yapmakta arıyorlar. Hiç kimse, CHP ve yancılarının darbe çığlığını duymazdan gelemez. Açık şekilde kaos oluşturmaya çabalıyorlar. Türk milletini yanıltmak için şeytanın bile aklına gelmeyecek şeyleri deniyorlar. İtiraz etmedikleri, karalamadıkları, karşı çıkmadıkları hiçbir şey, feda edemeyecekleri hiçbir değer yok.
LAF OLA BERİ GELE
Sayın Cumhurbaşkanı bir takvim açıkladı. Bunun öncesinde ayrıntılı bir çalışmanın yapıldığı, öncelikle salgının seyrine göre hareket edildiği, Türkiye’nin şartlarının, dünyanın gidişatının dikkate alındığı açıklandı. Bilim Kurulu ve bütün bakanlıklar kendi birikimleri ve bilgileri doğrultusunda katkı sundular ve sonunda bir karar verildi. Maske kullanımı ve satışından okulların ne zaman açılacağına, AVM’lerin durumundan iş yerlerine, spor karşılaşmalarından mahkemelere varıncaya kadar her yer için ayrıntılı planlamaların yapıldığı duyuruldu. Bu ülkede yaşayan herkes bundan memnuniyet duymuştur, ama CHP ve yancıları buna da itiraz ettiler. Okullar için hazırlanan takvime saldırıyorlar, oradan dönüp gevşetilen sokağa çıkma yasaklarına hücum ediyorlar. Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı açıklamalar evlere şenlik. Sınav tarihlerinin değiştirilmesi çok büyük yanlışmış, turizm mevsimi heba olmasın diye gençlik heba ediliyormuş. İnsan bunları söylerken utanır. Turizm bu ülkenin bir değeri, bir gelir kapısı değil mi? Sınav tarihlerini de, okulları da, turizmi de, sporu da, ekonomiyi de, bir koordinasyon içinde ve birbirlerini tamamlayacak, birbirlerine katkı sunacak şekilde götürmenin neresi yanlış? Kılıçdaroğlu bunun nesine itiraz ediyor veya itiraz ettiği şeyin farkında mı? Laf ola beri gele.
CHP VARKEN VİRÜSE İHTİYAÇ YOK
Salgının en yoğun olduğu dönemde de vaka sayısından hayatını kaybeden vatandaşlarımıza, kullanılan ilaçlardan maske dağıtımına, sağlık çalışanlarının durumundan vatandaşın günlük hayatına kadar akıllarına ne geldiyse, hepsini ters çevirip, ipe sapa gelmez gerekçelerle karalama yaptılar. CHP sözcülerinin söylediklerini ve yaptıklarını alın, yanına da PKK, FETÖ ve aklınıza gelebilecek bütün vatan-millet düşmanlarının, bütün Türkiye muhaliflerinin söylediklerini koyun, birebir aynı olduğunu göreceksiniz. Bu CHP varken, koronavirüse ihtiyaç yok. Koronavirüsü nasıl tedavi edeceğimizi artık biliyoruz, aşısı da bulunur, ama bu CHP’nin ne aşısı var, ne de tedavi olma ihtimali mevcut.
HESABI MİLLETE VERECEKLER
Türkiye, yeni dünya düzenine en hazırlıklı ülkedir. Daha şimdiden bütün dünyanın dikkatlerini olumlu yönde üzerine çekmiştir ve ilgi odağı haline gelmiştir. Bu zor süreçte milli duruşumuz, yaptığımız yardımlar ve salgınla mücadelede ortaya koyduğumuz çok başarılı performans bize büyük ivme kazandıracaktır. CHP ve yancılarının çırpınması, başka şekilde iktidar araması beyhudedir ve bu tutarsızlıkların, bu ihanetlerin hesabını Türk milletine mutlaka verecektir.