CHP'nin tutarsızlıklarının, savrulmalarının ve zaten sıkıntılı olan ülke gündemini daha da gerip bir kaos oluşturma çabalarının son örneği, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun yanındakilerle birlikte İstanbul'a yürüme eylemidir. Her şeyden önce siyasi partilerin, özellikle de iktidar alternatifi sayılan anamuhalefet partisinin, siyaseti kendi zemininde değil de yollarda yapması, terör örgütleri gibi eyleme yönelmesi, huzuru ve kardeşliği sekteye uğratması bir vahamettir.
KANUNLAR HERKESE EŞİTTİR
Her ne olursa olsun bir hukuk devletiyiz. Kanunlar herkese eşit uygulanmalıdır. Makamı ve yetkisi ne olursa olsun hiçbir kimsenin, hiçbir partinin, "hukuk bize farklı uygulansın, yargı bize ayrıcalık yapsın, özel muamele görelim" deme hakkı yoktur. Böyle bir talepte bulunmak, başlı başına bir sorumsuzluktur ve yeni ve daha ileri kargaşa ve belirsizlikten başka hiçbir sonuç doğurmayacaktır. Kemal Kılıçdaroğlu'nun şu anda yaptığı budur. Hukukun kendilerine farklı uygulanmasını, yargının kendi milletvekilleri için özel muamele yapmasını istiyor. Bu olmayınca da yine, siyaset sahasının dışına çıkarak ve yine sistemi zorlayarak yollara dökülüyor ve daha ileri sorunların çıkabileceği tehlikeli bir gidişata kapı aralıyor.
FETÖ İÇİN BULUNMAZ FIRSAT
CHP'nin yollarda adalet araması, adaletin seyrini değiştirmeyecektir. Ancak, adaletsiz, hukuksuz şekilde devleti ele geçirmek isteyenlerin, terör ve ihanet erbaplarının işini kolaylaştırıp, cüretlerini arttıracaktır. Nitekim, Kılıçdaroğlu'na kimlerin sahip çıktığına, destek verdiğine ve hatta beraber yürüdüğüne bakmak bu tespitimizin doğruluğunu anlamak için yeterlidir. Kılıçdaroğlu, özellikle FETÖ güruhu için bulunmaz bir fırsat olmuştur ki, bu durum CHP'nin 15 Temmuz sonrasındaki genel tavrına da son derece uygundur. Sandıktan sonuç alamayacağını gören ve bilen CHP, geçmişine ve siciline uygun bir şekilde, iktidarı başka yerlerde arıyor. Darbe ihtimali kalmayınca, kargaşa ve karambole ümit bağlıyor. Aynı yolun yolcuları ile birlikte hareket edip, yan yana yürüyor.
YANLIŞ VE TEHLİKELİ YOL
Bu yol çok yanlış ve tehlikeli bir yoldur. Türkiye çok zor bir süreçten geçiyor. İçeriden ve dışarıdan kuşatılmış durumdayız. Terörle mücadelede hayati bir noktaya gelindi ve her ne pahasına olursa olsun buradan birlik ve bütünlüğümüzü sağlamış şekilde çıkmak zorundayız. FETÖ davaları yargı aşamasında. Darbecilerin ifadeleri ve savunmaları, hukuku ve adaletle alay edilmesinden ileri gitmiyor. Kasıtlı biçimde sulandırmak, çarpıtmak ve yanıltmak istiyorlar. Belli ki, daha sonraki aşamalar, daha sonraki ihanetler ve kalleşlikler için hazırlık yapıyorlar. Boşluk arıyor, dünyanın dikkatini çekmeye çabalıyorlar. CHP'nin yürüyüşü bu değirmene su taşımaktır. Soğukkanlı olmak, hukuku işletmek ve hiçbir açık vermemek zorundayız.
KİME MESAJ VERİYORSUNUZ?
Bütün bunların elbette CHP'de farkındadır. Buna rağmen işi yokuşa sürmek, başta FETÖ olmak üzere bu ülke ve milletle meselesi olanları ümitlendirip cesaretlendirmek, Cumhuriyetin kurucusu olduğunu iddia eden bir partinin işi olamaz. Sokakta adalet aramak gibi bir garabet yetmezmiş gibi, bir de CHP sözcülerinden akıl almaz açıklamalar geliyor. Grup Başkanvekili Engin Altay'ın "Gün gelecek bugün milletvekilimizi tutuklayan bu evraklar nedeniyle Recep Tayyip Erdoğan uluslararası mahkemelerde savaş suçlusu olarak yargılanacaktır" sözleri, CHP'nin neye ve kime hizmet ettiğini acı biçimde ortaya koymaktadır. Meşru bir siyasi parti sözcüsünün böyle bir açıklama yapması eğer, bir dil sürçmesi değilse, ihanettir. Kime mesaj veriyor, kimleri yardıma çağırıyorsunuz?
YARGI KARARI YOK SAYILAMAZ
CHP bir an önce bu yanlıştan dönmeli, aklını başına almalıdır. Küçük siyasi hesaplar uğruna, ülkeyi gammazlama, huzuru dinamitleme, hukuku kilitleme gayretlerinden vazgeçmelidir. Yargı kararlarını beğenmemek, eleştirmek başka bir şeydir. Bu bir yere kadar anlaşılabilir. Ancak, yok saymak, tanımamak ve sokakta değiştirmeye uğraşmak anarşi çıkarmaktır. Bu kabul edilemez bir durumdur. Adalet kendi mecrasında aranmalıdır. Enis Berberoğlu için hukuk yolları tükenmemiştir. Hukuku tıkamak yerine işlemesine, hakkın ve haklının ortaya çıkmasına, suçun ve suçlunun cezalandırılmasına yardımcı olmak en başta siyasi partilerin görevidir.
BAYRAMI HUZUR İÇİNDE KUTLAYALIM
Başkaları da CHP'nin FETÖ ile kolkola yürümesine itiraz eder ve karşı yürüyüş başlatırsa, bunun sonunun nereye varacağı iyi düşünülmelidir. Nitekim, sayın Devlet Bahçeli daha ilk günden "CHP'lilere sesleniyorum; aklınızı başınıza alın, muhtemel ve kestirilemeyen hadiseler patlak verirse, altından ne sizler ne de ülkemiz kalkar!" uyarısında bulunmuştur. Mübarek Ramazan bayramına çok az bir süre kaldı. Bu güzel bayramı içinde bulunduğumuz güzel ayın da feyzi ile huzur içinde kutlayalım. Kamuoyunun sabrı daha fazla zorlanmamalıdır.