Kamuoyu tarafından İnfaz Paketi olarak bilinen, şartlı salıverme kanun teklifi TBMM Genel Kurulunda görüşülüyor. Bu teklifin hangi ihtiyaçtan kaynaklandığını, neyi amaçladığını daha önce defalarca yazmıştım. Teklifi ortak imza ile Meclise sunan MHP ve AK Parti’nin sözcüleri de kapsamlı açıklamalar yaptılar. Buna rağmen bazı mahfiller kara propagandaya devam ediyorlar.
KİRLİ ORTAKLIK
Teklife itiraz etmiyor gibi görünen CHP ve yancıları da bir taraftan bu propagandaya malzeme verip yardımcı oluyorlar, diğer taraftan da kapsamını genişleterek, PKK ve FETÖ terör örgütlerini de işin içine katabilmek için çırpınıyorlar. Bunu önce komisyondaki görüşmeler sırasında yaptılar, şimdi de genel kurulda devam ettiriyorlar. CHP komisyondaki görüşmeler sırasında pakete destek vereceklerini, ancak silahlı eyleme katılmamış terör örgütü üyelerinin, terör propagandası suçunu işleyenlerin, terör örgütüne yardım ve yataklık yapanların da kapsama alınmasını teklif ederek HDP ile aynı noktada buluştu. İP’in başı da kısa bir süre önce kadına şiddet ve çocuk istismarı suçlarının infaz indiriminden faydalandığını söyleyerek, HDP’ye hangi yalan üzerinden yürümesi gerektiğini gösterdi. Genel kuruldaki görüşmelerde bu kirli ortaklık daha da net olarak ortaya çıktı. Kelimenin tam anlamıyla bir iş birliği içindeler. CHP ve İP, milletin gazabından korktukları için doğrudan sahne alamıyorlar. HDP’yi öne sürüyor, kendileri de peşine takılıyorlar. HDP büyük ihtimalle Kandil katillerinden aldığı talimatla, Terörle Mücadele Kanunu kapsamında işlenen suçların da teklife dâhil edilmesi için her yolu deniyor. Bunun hiçbir şekilde mümkün olamayacağını çok iyi bildiği için de bir sürü yalan, iftira ve şirretlikle zihin bulandırmaya ve Meclisi bloke etmeye uğraşıyor. Ve bütün bu ihanetleri yaparken en büyük yardımcıları ve destekçileri de CHP ve İP oluyor.
KAPSAM DIŞI OLANLAR
Teklif artık kamuoyuna mal olmuştur ve kapsamı da istisnaları da maksadı da bellidir. Kasten öldürme suçlarından, işkence ve eziyet suçundan, cinsel saldırı, reşit olmayanla cinsel ilişki ve cinsel taciz suçlarından, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal veya ticareti suçundan, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçlarından, özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı işlenen suçlardan, suç işlemek için örgüt kurmak veya yönetmek ya da örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlardan, Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan, suç işlemek için örgüt kurmak veya yönetmek ya da örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçtan dolayı mahkûmiyet hâlinde süreli hapis cezasına mahkûm edilmiş olanlar, mükerrirler bakımından süreli hapis cezalarına mahkûm olanlar, infaz paketinde, infaz sürelerinin indiriminden ve denetimli serbestlik sürelerinin bir defaya mahsus olmak üzere 3 yıla çıkarılmasından kesinlikle faydalanamayacaklar.
GETİRİLEN KOLAYLIKLAR
Koronavirüs salgınının cezaevlerinde meydana getirebileceği olumsuzluklar dikkate alınarak teklifin kanunlaştırılmasına hem hız verilmiş hem de bazı yeni tedbirler getirilmiştir. Buna göre, Kovid-19 salgın hastalığı sebebiyle, açık ceza infaz kurumlarında bulunanlar ile kapalı ceza infaz kurumunda bulunup da açık ceza infaz kurumlarına ayrılmaya hak kazanan hükümlüler, 31 Mayıs 2020 tarihine kadar izinli sayılacak. Salgının devam etmesi halinde bu süre, Sağlık Bakanlığının önerisi üzerine Adalet Bakanlığı tarafından her defasında iki ayı geçmemek üzere üç kez uzatılabilecek. Yine Kovid-19 salgın hastalığı nedeniyle açık cezaevlerinde bulunan hükümlülerin izinli olarak ayrılması sonrasında, devlet ve anayasal düzen aleyhine işlenen suçlar, Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar ve örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar hariç olmak üzere bir kolaylık daha getiriliyor. Toplam hapis cezası 10 yıldan az olanlar 1 ayını, 10 yıl ve daha fazla olanlar ise 3 ayını kapalı ceza infaz kurumunda geçirmiş olmaları şartı ile açık ceza infaz kurumunda barındırılmalarına imkân tanınıyor.
İVEDİLİKLE KANUNLAŞMALI
Teklif uzun görüşmelerden sonra son şeklini almış ve Meclise sunulmuştur. 11 ayrı kanunda değişiklik öngörmektedir. Milli ve toplumsal hassasiyetler azami ölçüde dikkate alınmış, istismar ve provokasyon olmaması için her ayrıntı düşünülmüştür. Cezaevlerinin mevcut durumunun sürdürülebilir olmadığını aklı başında olan herkes görüyor ve söylüyor. Buralarda birçok risk ve birçok tehlikeli senaryonun hayat bulma ihtimali oldukça yüksektir.
Bütün bunlara bir de küresel ölçekte dünyayı ve ülkemizi etkileyen koronavirüs salgını eklenmiştir. Dolayısı ile teklifin kanunlaşması sadece cezaevinden tahliye olacaklar veya izinli ayrılacaklar açısından değil, cezaevinde kalmaya devam edecekler bakımından da büyük önem taşıyor. Teklifin CHP ve yancılarının engelleme gayretine rağmen, ivedilikle kanunlaşması ülkemiz ve milletimiz açısından çok isabetli olacaktır.