Cumhur İttifakı’nın tarafları net ve kesin şekilde seçimlerin 2023 yılının haziran ayında yapılacağını ilan etmelerine rağmen, zillet güruhunun hâlâ aynı nakaratı tekrarlamasının altında kendi perişan durumları yatmaktadır.
Her şeyden önce Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde erken seçim, sadece ve sadece çok olağan dışı gelişmelerin meydana gelmesi ile mümkündür. ABD başta olmak üzere dünyanın çeşitli yerlerinde koronavirüs salgın sürecine bağlı olarak bazı olağanüstülükler yaşansa da, Türkiye’de her şey olağan akışında gidiyor ve bunu sekteye uğratabilecek bir ihtimal de bulunmuyor. Türkiye’nin meseleleriyle, bölgenin gerçekleriyle, dünyanın gidişatıyla bir ilgi ve alakası olmayanlar, kendi zavallı hallerine göre bir gündem oluşturmaya uğraşıyorlar. Ne ülkenin geleceği, ne milletin derdi, ne Türkiye’nin bekası zillet ittifakını oluşturanların ve onlara yeni eklenenlerin umurlarında değildir. Kendi hayal dünyalarında oradan oraya savruluyor, bir gün Pensilvanya’nın, ertesi gün Washington’ın, diğer gün Kandil’in ipine tutunuyorlar. Bu çaresizlik içinde fazla yürüyemeyeceklerini bildikleri için de bir erken seçimi gündeme sokup kendilerince çıkış arıyorlar.
Türkiye, Kovid-19 salgını öncesinde milli ve kararlı duruşu ile öne çıktı ve bekasına yönelik tehditleri yok etmekte çok önemli mesafeler katetti. Sınır ötesi harekâtlarla teröre hiçbir şekilde meydan verilmeyeceği bütün dünyaya gösterildi. Salgın sürecinde de çok yerinde ve zamanında kararlar alındı, uygulandı ve dünya çapında bir başarı sağlandı.
BEL BAĞLADIKLARI HER ŞEY BOŞ ÇIKTI
Bütün bunlara bağlı olarak Türkiye, dünyada etkin ve belirleyici konumunu güçlendirdi ve daha ileri taşıdı. Bu durum bu ülkenin varlığı ve birliğinden yana olan her Türk vatandaşını gururlandırırken, zilleti oluşturanları çok rahatsız etti. Söylemedikleri yalan, oynamadıkları oyun, kurmadıkları tezgâh kalmadı. Bel bağladıkları her şey boş çıktı, bütün ümitleri tükendi. Fitne çabaları, kaos ve kriz hesapları tutmadı. Son yerel seçimlerde aldıkları kısmi başarının tamamen konjonktürel olduğu ve arkasının hiçbir zaman gelmeyeceği anlaşıldı. Son hamleleri daha fazla tükenmeden, virüs sürecinin olumsuzlukları üzerinden bir istismar yapmak ve ülkeyi bir erken seçim havasına sokmak oldu.
ÖLÜ DOĞAN PARTİLER
Zillet güruhunun olmayan ve hiçbir şekilde olmayacağı anlaşılan erken seçimde ısrarının altında yatanları biraz daha detaylandırmak gerekiyor. Yeni kurulan ve bize göre ölü doğan partiler, eğer zerre i miskal cinsinden bir oy alacaklarsa, bunu yine zilletin içinden alacaklar. Araştırmalar net olarak bunu gösteriyor. Dolayısı ile CHP’sinden İP’ine, HDP’sinden SP’sine bir panik havası içine girmişlerdir. Her ne kadar milletvekili serisine erken başlamış olsalar da, bunun hazin akıbetlerini değiştirmeyeceğini görüyorlar ve bu particikleri erkenden devreden çıkarmak istiyorlar. Siz bakmayın bu particiklerden Cumhur İttifakı’nın rahatsız olduğu beyanlarına. Cürmü kadar yer yakacak olan bu partiler, zilletin iç meselesine dönüşmüştür.
BELEDİYELER FİYASKO
Bir başka sebep, son yerel seçimlerde ele geçirilen belediyelerin perişan durumudur. El değiştiren ve CHP’ye geçen belediyeler üzerinden, biraz da zorlama bir şekilde Türk milletinde büyük bir beklenti oluşturuldu. İstanbul dâhil, seçimlerin üzerinden 1 yıldan fazla zaman geçti. El değiştiren belediyelerin tamamında durum kelimenin tam anlamıyla fiyaskodur. CHP’nin bu millete sorun üretmekten başka bir faydasının olmayacağı, problemlerin gün geçtikçe ağırlaştığı, büyük bir hayal kırıklığı yaşandığı net olarak ortaya çıktı. Ekrem İmamoğlu, açık ve net olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinin altında kalmıştır.
CHP KENDİ DERDİNE DÜŞTÜ
Diğer taraftan CHP kendi içinde çok yoğun bir kavga ve kargaşa yaşamaktadır. Ertelen kurultay yeniden gündemdedir ve bütün hesaplar buna göre yapılmaktadır. Zaten kargaşa, kaos ve krizden başka bir şey üretmeyen CHP hepten kendi derdine düşmüştür ve daha önce başlayan, fakat yoğun gündem ve kurultay sürecinin ertelenmesi ile ara verilen süreç, daha hızlı ve keskin şekilde yeniden başlamıştır. Adaylar veya aday olmayı düşünenler demokratik bir yarış yapmak yerine birbirlerinin kuyusunu kazmakla, birbirleri hakkında kumpas kurmakla meşguller. Muharrem İnceciler, Ekrem İmamoğlucular, ulusalcılar, solcular, sosyalistler, PKK’lılar, Kılıçdaroğlucular, Kaftancıoğlucular birbirine karışmış vaziyette. Kurultay büyük bir hesaplaşma ile birlikte yeni bölünmeleri de getirecek gibi görünüyor.
İP VE HDP TÜKENİYOR
Bunların yanında zilletin diğer ortağı İP, kendi içinde ağır sorunlar yaşıyor ve her gün eriyor. Tükenip yok olmanın telaşı ile ne yapacağını şaşırmış durumdalar. Diğer ortak PKK uzantısı HDP, sırtını dayadığı terör örgütünün, Türk milletinin desteği, kahraman güvenlik güçlerimizin gayreti ile yerle bir edilmesi ile birlikte ortada kaldı. Ellerindeki belediyeler üzerinden yaptıkları ihanetlerin de önü kesildi. Tablo budur ve erken seçim, zillet için son çıkış kapısıdır. Ancak bu oyunları da bozuldu. Hiçbir şartta hazin akıbetleri değişmeyecektir.