Eski defterler

Orhan KARATAŞ

Serok Ahmet’in açıklamalarına bağlı olarak siyasetin gündemine, “eski defterler” girdi. Eski defterle kastedilen eski söylenenler, yapılanlar, siciller, iş birlikleri ise bunu anlamak ve değerlendirmek için allame olmak da, çok özel bilgi ve belgelere sahip bulunmak da gerekmiyor. Her şey arşivlerde kayıtlı ve kolaylıkla ulaşmak mümkündür. Kastedilen gizli, özel, mahrem ve sır şeylerse, o zaman durum değişir. Bunları siyasi malzeme yaparsanız bilgi ve belge ortaya koyup, muhataplarınızın karşı argümanlarını da hesaba katmak zorunda kalırsınız.

MHP’NİN, HESABINI VEREMEYECEĞİ ŞEY YOK

Bizim tecrübelerimiz, siyasette hiçbir şeyin gizli kalmadığını ve kalamayacağını söylüyor. Kaldı ki, Davutoğlu gizli ve özel şeylerden değil, belli bir tarih aralığındaki siyasi gelişmelerden bahsediyor. 7 Haziran 2015 seçimleri ile 1 Kasım 2015 seçimleri arasını öne çıkarıyor. Hangi tarihi, hangi olayı, hangi konuyu, hangi dönemi ölçü alırsanız alın, MHP’nin hesabını veremeyeceği hiçbir şey, hiçbir olay, hiçbir söz yoktur. Ülke meselelerinde MHP’nin gizli gündemi hiç olmamıştır. Ahmet Davutoğlu’nun iddiaları ilgili bütün gelişmeler milletin gözleri önünde yaşanmış ve tarihteki yerini almıştır. MHP’nin çizgisinde en küçük bir kırılma, tavır ve siyaset tarzında zerre kadar bir sapma yoktur. Bunu içi boş bir iddia olarak söylemiyoruz. Değişmez ve değiştirilemez bir gerçeğin altını çiziyoruz. Bu durum sadece Davutoğlu’nun iddialarıyla da sınırlı değildir ve siyaset alanının tamamı için geçerlidir.

ARŞİVLER ORTADA

Biz, Bay Davutoğlu’nun iddiaları üzerinden gidelim. Terör ve terörle mücadele uzun yılladır bu ülkenin gündemindedir. Siyasi partilerden sivil toplum örgütlerine, yetkili bürokratlardan en alakasız kuruma, medya mensuplarından akademisyenlere kadar herkes bu konuda bir şeyler söylemiş, yazmış ve yetki ve imkânı olanlar da icraatta bulunmuştur. Bütün bunların içinde dün ne söylediyse bugün de onu söyleyen, istisnasız her tespit ve önerisinde haklı çıkan, çizgisinde en küçük bir sapma olmayan tek parti Milliyetçi Hareket Partisi, tek kesim milliyetçiler ve ülkücülerdir. Ahmet Davutoğlu’nun iddialarının tamamı kendi yetersizlikleri, yanlışları ve başbakanlık yapmış birisi için bu tabiri kullanmak çok ağır gelse de, “yalanları” ile sınırlıdır. Bunun böyle olduğunu anlamak için arşivlere bakmak, hafızaları tazelemek fazlasıyla yeterlidir. Kastettiği dönemle ilgili açıklanmamış, bilinmeyen hiçbir şey yoktur.

SAMİMİ BİR TEKLİF YAPILMADI

7 Haziran seçimlerinden sonra MHP’ye ciddi, dürüst, samimi bir şekilde hükümet ortaklığı teklifi hiçbir zaman yapılmamıştır. Sayın Bahçeli seçimlerin hemen sonrasında, seçimler öncesindeki siyasi tabloyu, o zamanki “çözüm” ittifaklarını ve seçmenin verdiği mesajı dikkate alarak bir koalisyon formülü ortaya koymuştur. Sonrasında eğer bir fedakârlık gerekiyorsa, bunu da yapacaklarını söylemiş ve bunun için gereken ve tamamı ülkenin rahatlamasına, siyasetin saygınlığının artmasına ve milletin iradesinin gereklerine uygun şartları sıralamıştır. Bay Davutoğlu, bırakın bir uzlaşma aramayı, bunları konuşmaya bile gerek görmemiştir.

DESTEĞİ HDP’DE ARADINIZ

İddianın ikinci kısmı, MHP’nin terörle mücadeleye gerekli desteği vermediğidir. Böyle bir iddiada bulunmak eğer bir akıl tutulması değilse, siyaset tarihine geçecek su katılmamış büyük bir yalandır. Siyasi parti kurma iddiasındaki birinin böyle bir bagajla yola çıkması gerçekten çok hazin bir durumdur ki, hiç kimsenin siyaseti bu kadar aşağıya düşürmeye hakkı yoktur. Siz o dönem hangi mücadeleyi yaptınız da, MHP destek vermedi? Kaldı ki, siz desteği MHP’de değil HDP’de, Barzani’de, Şivan Perver’de ve İmralı canisinde aramıştınız. Etrafınızdaki siyasiler, gazeteciler, sivil toplum örgütleri, bazı eski bürokratlar bütün bu saydıklarımızı kutsayıp, ne bulunmaz bir fırsat oluşturduklarını söylerken, MHP bunun büyük bir ihanet olduğunu, ülkeyi felakete götüreceğini anlatıp, sizi uyarıyordu. 7 Haziran seçimleri sonrasında terörün birden bire tırmanması, sizin bu akıl almaz teslimiyetinizin kaçınılmaz sonucuydu. Bu işin altında kaldınız ve durumu kurtarmak, sorumluluğu üzerinizden atmak için teröre karşı bir deklarasyon yayınlamayı gündeme getirdiniz. O dönemde yapılması gereken bildiri yayınlamak değil, terörle adam gibi kararlı ve kesin bir mücadeleyi hiç vakit geçirmeden başlatmaktı. Sayın Bahçeli, size bunu söyledi, bunu tavsiye etti. Siz, terörün üzerine gitmek yerine, canlı bombaların yerini bildiğinizi, eylem yapmadan harekete geçemeyeceğinizi söyleyerek, bu katil sürüsüne cesaret ve imkân vermiştiniz. Ankara Temsilcimiz Kadir Yıldız’ın, bu rezil sürecin ayrıntılarını ortaya koyan haberini daha önceki gün manşet yaptık. Hadi, çıkın aksini iddia edin de görelim…

MHP yapılan yanlışlara, akıl almaz ihanetlere nasıl en sert şekilde karşı çıkıp, bu gidişin değişmesi için her şeyi yaptı ise, bugün de aynı kararlılığı, doğru şekilde yürütülen terörle mücadelenin yanında durup, destek vererek gösteriyor. Yanlış, eksik, hatta ihanet arayanlar önce dönüp aynaya baksınlar.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.